İyilik On misliyle Karşılık Bulur

Bayram Miroğlu

Kim bir iyilik yaparsa, ona on katı vardır. Kim de bir kötülük yaparsa, o da sadece o kötülüğün misliyle cezalandırılır ve onlara zulmedilmez. ( En’âm Suresi 160)

“İyilik eden iyilik bulur” sözü hepimizin aklında yer eden bir atasözüdür. İyilik etmek, iyilik edenlerle beraber olmak, iyi yolda olmak ne güzel ve erdemli bir davranıştır. Peki, “iyi bir insan” nasıl olunur?

***

Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de ve Peygamber Efendimiz ’in (s.a.v) hayat nizamında “ iyi insan modelinin” genel hatları çizilmiştir. Bizim rehberimiz olan bu iki temel kaynak, iyiliğin ölçülerini tek tek açıklamıştır. Önemli olan kendimizi bu çizgilerin içerisinde tutabilmektir. Bu çizgilerin dışına çıkmak yani “haddi” aşmak Allah'ın kulları için belirlediği sınırlarını (hudûdullah) aşmak demektir. Düşündüğümüz ama fiile geçirmediğimiz yanlışımızda herhangi bir günah yoktur. Düşündüğümüz ve fiile geçirdiğimiz, söylediğimiz ve işlediğimiz her türlü davranışımızdan ise mesulüz demektir.

***

Yaptığımız iş helal dairesinde ise mükâfatı on misliyle, haram dairesinde ise o kötülüğün misliyle verileceği Ayet-i Kerime de açıkça ifade edilmektedir. Ebû Hüreyre’den (r.a.) nakledildiğine göre Resûlullah şöyle buyurmuştur:“Allah Teâla Hazretleri meleklerine şöyle emreder:«Kulum kötü bir amel yapmak isterse, onu yapmadıkça yazmayın! Yapınca, onu aleyhine bir günah olarak yazın! Eğer benim rızâmı düşünerek terk ederse bunu onun lehine bir hasene yazın! Kulum iyi bir iş yapmayı arzu ederse, yapmasa bile ona bir hasene yazın! Eğer onu yaparsa, en az on misli olmak üzere yediyüz misline kadar ona sevap yazın!” (Buhârî, Tevhîd, 35; Müslim, Îmân, 203, 205)

***

Allah’ın rahmeti ve mağfireti gazabını geçmiştir. İnsan olan bizler elbette hata yapabilmekteyiz. Bu doğrultuda yaratılmışız, bunun kaynağı ise taşımış olduğumuz nefistir. Kötülüğü her daim fısıldayan şeytandır. Önemli olan ise hatadan hemen vazgeçip tövbe etmeli, iyilik yolunda devam edenlerden olmalıyız. Rabbimizin bizlere vermiş olduğu nimetleri akıldan çıkarmadan, “iyiliği emreden, kötülüğü nehyeden” kişiler arasında yer edinmeliyiz. Allah’ın adaletinin genişliği karşısında, şükreden bir kul olmalı, hamdımızı her daim artırmalıyız. İşlediğimiz her iyi amelimizin kat ve kat mükâfatlandırılacağını bilerek amellerimizi artırmanın yollarını aramaya devam etmeliyiz. Birbirimize hayrı ve sabrı tavsiye etmeye devam etmeliyiz.

***

İyilik her zaman, her daim iyidir. İyilik yaptığımız kişiler bize karşı farklı yolları tutsalar bile yine iyilik güzeldir. Sana taş atana sen gül at sözü buna işarettir. Önemli olan haddi aşmadan, haddi aşanlara da fırsat vermeden o ince çizgi ölçüsünde hareket etmektir.

Her daim iyilik yapanlardan ve iyilerin yanında olanlardan olma temennisi ile;

Selam, dua ve muhabbetlerimle…