Zamanın uzunluğu, en kısa ölçü birimidir. Hayatımızın hengamesi içerisinde, mücadele ederken, köşemizi biraz boş bıraktık..
Bazen fikirleri ve düşünceleri nadas’a bırakmakta fayda var.. Hayatı ve insanı irdelemek ve iradelemek için, bir hayli yoğun bir siyasi atmosfer içerisinden sıyrılmadan, köşemize bir bakalım.. diyerek kaleme ve k/ağıta sarıldık..
Bu zaman zarfında, insan ve toplum denilen metafor’un üzerine düşen metoru kaldırmak için, dil balyozumuz ve hakikat murcumuz’la milletimizin üzerine atılan, demokratur taşını kırmaya ve put’laştırılmış şahsiyetlerin, kolunu kanadını kırmaya çabaladık.
Kapı kapı, kahve kahve.. insanlarımızın, nasırlaşmış avuçlarına bıraktık avuçlarımızı.. ve nasırlaştırılmış, kısırlaştırılmış medya tarafından parsellenmiş, zihinlerine..
“Bahar’ı başlatacak çiçekleri..” ekme gayretinde olduk..
Dilimizin döndüğünce, aklımızın yettiğince, kalbimizin attığınca bir zaman dilimin içerisinde, sevgimizi dilimledik ve bölüştük..
“İyilik kazansın..”
“Sevgi kazansın..”
“İnsanımız kazansın..” diye kaybettiğimiz, uykularımızı, keyiflerimizi, bencil zevklerimizi bir kenara bırakıp.. Gecelerimizi, gündüz.. yaparak canla başla, mücadele ettik..
Biz insanımızla değil, insanımızı canlı canlı televizyon ve toplumsal algı mezarlığına gömmeye çalışan, yürekli değil, kürekli ve kravatlı beyefendilere karşı mücadele ettik..
“Onlar seçim dedikçe, biz cihad dedik..”
Farkımızı, ortaya koyduk..
Öncelikle, burada menfaat ve çıkar beklemeden, yüreklerinde vatan millet aşkı ve imanla mücadele eden, bütün iyi ve güzel insanlara teşekkür ediyorum..!
Ve bir müjde vermek istiyorum…!
Evet siz kazandınız…!
45 senedir, kaybetmediniz..! ve bu düstur ve inançla çalıştığınız müddetçe kaybetmeyeceksiniz..
Kazananlar, kazandıklarını ve kazanmış olduklarını çok iyi biliyorlar..!
Ya Kaybedenler, Gayb’ı dünyanın içinde yitirenler..
Bugün onlara seslenmek istiyorum..!
Doğrularınızı, menfaat ve istikrar adına sattığınız zaman, Kaybedenlerdensiniz..!
Yanlışa, benim arkadaşım, benim akrabam, benim teşkilatım diye sahip çıkarsanız.. doğruluğunuzun bir anlamı kalmaz.. Kaybedersiniz..!
Fikri hürriyetlere tahammülünüzü, tahakküme çevirip insanların üzerine, baskı kurmaya çalışarak, demokrasi inşa etmeye çalışırsanız.. Kaybedersiniz..!
Elin yiğidinden, bizim itimiz iyidir derseniz.. Kaybedersiniz…
İki yanlıştan, bir doğru icat eder ve iki kavga’dan bir sevgi inşa etmeye çalışırsanız.. Kaybedersiniz..
Liderim diye bilmeniz takdire şayandır, ama liderimden evvel ülkem ve milletim, demediğiniz sürece.. İnsanları birbirinden ayırıp, kavgaya, nifaka meyil verdiğiniz sürece.. Kaybedenlerdensiniz…
Kalemlerinizi, menfaat pastasında lezzetlendirmeye çalıştıkça.. Kaybedenlerdensiniz..
Belediye’de bir iş için, geleceğinizi inşa etmek için, geleceğinizi yitirirseniz.. Kaybedenlerdensiniz..
Kötünün iyisi, bundan başkası yok diyerek.. Kötülüğün safında kirlenirsen, Kaybedenlerdensin..?
Ve unutma Ülkem.. Milletim, Şehrim..
Oy’uncu düzenin, Onuncu köyünden de kovulmak istemiyorsan..
Sandıkta, iradeni alanların, iradesizliğine, idari beceriksizliğine, gereken cevabı vermiyorsan..
Kaybedeceksin…!
“Buradan açık açık yazıyorum…”
“Benim Oyum Saadet Partisine..”
İyi insanlar için, iyiler kazansın istiyorsan…
Düşün ve Kararını ver..