İyi bir lise nasıl olmalı? / Gençlik Eğitim Özel Sayfası

Özel Enderun Fen ve Anadolu Lisesi Müdürü Said Turgut, iyi bir lise olmanın şartlarını 9 ana başlık altında değerlendirerek veli ve öğrencilere çeşitli önerilerde bulundu

Biliyoruz ki eğitim, uzun soluklu uğraş olmasının yanında ülkemizin milli ve manevi açıdan gelişiminde büyük bir öneme sahiptir. Nitelikli bir eğitim, nitelikli bir yaşamın ve geleceğin güvencesidir. İyi bir üniversiteye giden yol iyi bir liseden geçmektedir. Okulun günün koşullarına göre yeniden tanımlanması, yeni rol ve sorumluluklar yüklenmesi kaçınılmazdır. Bizim çalışmalarımızın esasını da bu anlayış oluşturmaktadır. Buna göre iyi bir lise olmanın şartları şu ana başlıklar altında ifade edilebilir:

1) OKULUN EĞİTİM FELSEFESİ

Lise eğitiminin sağlam temeller üzerine kurulabilmesi için öncelikle bir eğitim felsefesine sahip olması gerekmektir. Nasıl bir insan yetiştirmesi gerektiğinin bilincinde, öğrencilerinde ne tür özellikler biriktirmesi gerektiğinin farkında, bu özellikler ile gençlerin, ailelerin, toplumun beklentilerini de karşılayarak; Misyonunu ile Vizyonunu ile Hedefleri ile Stratejilerini belirlemiş; İyi bir lise; Geçmişinden aldığı güçle geleceğe yön veren, Manevi değerlerimizi benimseten, Öğrenme ortamları oluşturarak öğrenmeyi zor olmaktan çıkarıp zevkli ve ilgi çekici hale getiren, Zenginleştirilmiş öğretim yöntemlerini benimseterek yaratıcılıklarını ortaya çıkaran, Teknolojiyi bir amaç olmaktan ziyade bir araç olarak kullanmayı öğreten, Bireysel farklılıkları geliştiren bir anlayışa sahip olmalıdır.

2) OKULUN FİZİKSEL ŞARTLARI

Lise dönemindeki gençlerin her şeyden önce sağlıklı ve güvenli bir okul ortamına ihtiyaçları vardır. Öğrenciler günün yaklaşık yarısını okulda geçirmektedirler. Bu nedenle: Okulun kolay ulaşılabilir bir konumda olması, Öğrencilerin uzun saatler boyunca rahat edebilecekleri, Güvenle vakit geçirebilecekleri, fiziksel olanakları mevcut bir yapıya sahip olması gerekir. Derslik, laboratuvar, konferans salonları, spor tesisleri, sanat atölyeleri, bilişim laboratuvarları yeterli olmalıdır. Okulun fiziksel alanları kadar bu alanların temizliği, yemekhane ve güvenlik gibi destek birimleri de ihtiyacı karşılayacak nitelikte olmalıdır.

3) OKULUN REHBERLİK VE KARİYER DANIŞMANLIĞI

Lise dönemi, öğrencilerin kendi kimliklerini keşfe çıktıkları bir yolculuktur. Rehberlik, hastalıklı bir dönem olarak adlandırılan ergenliğin aslında Yaradan’ın insanı muhatap aldığı bir dönem olduğu bilincini öğrenciye vererek sorumluluk almalarını sağlamalıdır. Bunu yaparken de takibin ve sürekliliğin bilincinde olarak öğrencileri aynı değil farklı kılma anlayışına sahip olmalıdır. Aynı zamanda eğitimin sadece öğretmenlerin işinin olmadığı bilinciyle veliyi de aktif hale getiren rehberlik faaliyetleri yapmalıdır. Veli ile düzenli iletişim kurularak onlara yönelik eğitim faaliyetleri ile veli eğitime dâhil edilmeli böylece “veli-okul-öğrenci” üçlü sacayağının daha sağlam temellere oturtulması sağlanmalıdır. Bireysel rehberlik faaliyetleri ile: İnsanı ve kendini bilen bir anlayışı geliştiren, Yüksek başarı için disiplinin vazgeçilmez olduğunu kavratan, Öğrencileri önce kendi yapacaklarına inandıran, öz güveni aşılayan, Sahip oldukları potansiyellerini fark ettiren, Hangi yüzyılı hedeflemeleri gerektiği idealini aşılayan, Sahte tamamlanmışlık duygusuna kapılmadan ilerlemeyi öğreten bir anlayış geliştirmesi gerekir. Mesleki rehberlik faaliyetleri ile: Öğrencilerini bir üst eğitim kurumuna hazırlayan,

Kariyer günleri düzenleyerek, ilgi ve kariyer testleriyle öğrenciyi yönlendirerek, üniversite ve bölüm seçimlerine yardımcı olarak öğrenciye kendi kariyer hedeflerini oluşturan, Mesleki gözlem programıyla öğrencilerini kariyer hedeflerine ulaştıran bir rehberlik anlayışına sahip olmalıdır.

4) ÖĞRENCİ BAŞARISININ TAKİBİ

İyi bir lise, her öğrencinin başarılı olabileceğine inanmalıdır. Lisenin ilk yıllarından itibaren her öğrencinin akademik gelişimi bireysel olarak takip edilmeli, Sürekli gelişim anlayışıyla öğrencilere bireysel hedefler vermeli, Öğrencilerin hedeflerine yönelik başarı grafiği takip edilmeli,Öğrenci başarısının artırılması gereken derslerde çözümler üretilmeli, Her öğrenci başkasıyla değil kendisiyle yarışmaya yönlendirilmeli, Tam öğrenme için pekiştirme ve tekrar amacıyla ihtiyaca göre bireysel veya grup eğitimleri desteklenmelidir.

5) OKULUN ÇOK YÖNLÜ EĞİTİM ANLAYIŞI

İyi bir lise sadece akademik olarak değil, gencin çok yönlü gelişimi için olanaklar sunmalıdır. Öğrencilerin:Yaparak yaşayarak öğrenmesi sağlanmalı,Spor, sanat ve sosyal alanlarda yeteneklerini geliştirmeli, Ulusal ve uluslararası proje ve yarışmalarda kendilerinin yönettikleri projeleri sunmaları sağlanmalı, İyiliğin bulaşıcı olduğu bilinciyle sosyal yardım projelerine katılımları artırılmalı, Toplum hizmeti çalışmalarına katılmaları sağlanmalı, Mantık ve analitik düşünme anlayışları geliştirilmeli,

Manevi eğitim ile Amel-i Salih bireyler olarak yetişmelerine katkıda bulunmalı, Adab-ı Muaşeret eğitimiyle zarafet, edeb, adab üzere yetişmeleri sağlanmalı, Tarih kültürü kazandırılmalıdır.

6) OKUMA KÜLTÜRÜ

Zenginleştirilmiş kütüphane anlayışıyla kitap okuma, yorumlama, analiz etme ve yazma çalışmaları düzenlenerek öğrencilere kitap okuma alışkanlığı kazandırılmalıdır. Etkin ve düzenlenmiş bir kütüphane ortamı oluşturularak öğrencilerin okumaya karşı ilgileri en üst seviyeye ulaştırılmaya çalışılmalıdır. Güncel kitapların kütüphaneye kazandırılması ile öğrencilerin burada geçirecekleri vakit artırılmalıdır.

7) YABANCI DİL EĞİTİMİ

Yabancı dil eğitimi şüphesiz önem verilmesi gereken konulardan biridir. Yabancı dil eğitiminin uygulamalı olarak öğretilmesi gereklidir. Dili sevdirmeli ve yabancı dil öğrenmeye karşı olumlu bir tavır geliştirmelidir. Dili rahatça kullanıp kelime ve cümle kalıplarına hâkim olabilecek uygun kaynak kitaplar ve hikâyeler okutulmalıdır. Yabancı dil müfredatı öğrenci seviyelerine uygun olarak verilmelidir. En az bir yabancı dilde dört temel beceri alanını “dinleme, okuma, yazma, konuşma” geliştirmelidir. Okulun İngilizce eğitimi öğrenciyi uluslararası sınavlara hazırlayacak düzeyde olmalıdır. Sadece bir dil değil birden fazla yabancı dil bilen bireyler yetiştirmelidir.

8) EVRENSEL DEĞERLER

Bir lisenin öncelikli amacı iyi bir insan yetiştirme olmalıdır. Hem içinde bulunduğu toplumun değerlerini hem de evrensel değerleri kazandırmalıdır. Ailesine, çevresine ve ülkesine faydalı bireyler yetiştirmeyi ilke edinmiş, insan haklarına saygılı, farklı kültürlere duyarlı bir eğitim anlayışı geliştirilmelidir. Sadece ülkesine değil tüm insanlığa katkı sağlayacak bireyler yetiştirmeyi hedeflemelidir. Yaşadığı dünyayı gelecek nesillere miras bırakacağı bilinciyle yaşanabilir temiz bir çevre bırakmayı öğretmelidir.

9) KENDİNİ GERÇEKLEŞTİRMİŞ EĞİTİM KADROSU

İyi bir lise, topluma faydalı, toplumsal değerleri gözeten, etkili iletişim becerileri edinmiş, değişime uyum sağlayabilen, öğrenme kaynaklarına erişme ve bunlardan etkin bir şekilde yararlanma becerilerini kazanmış, bilgi iletişim teknolojilerini verimli kullanabilen, kendisiyle ve toplumla barışık, inisiyatif alan, araştıran, sorgulayan ve eleştirel düşünme becerilerine sahip özgür bireyler yetiştirebilen bir eğitim kadrosuna sahip olmalıdır. Bu niteliklere sahip bireylerin oluşturduğu bir lisenin eğitimcilerinde bulunması gereken başlıca vasıflar şunlardır: Mesleki yeterliliğe sahip ve mesleğini seven, Meslektaşlarıyla, velilerle ve öğrencilerle iletişiminde etik ilkelere bağlı, Okul yönetimi ile işbirliği içinde olan, Kurum kaynaklarını etkili ve verimli kullanan, Topluma karşı pozitif ve aktif rol sergileyen, Sorumluluklarının bilincinde ve bunları yerine getiren, Öğrencilerin beden, ruh sağlığını; fiziksel ve sosyal gelişimini olumsuz yönde etkileyecek davranışlardan kaçınan, Mesai ve ders saatlerine titizlikle uyarak etkin ve verimli kullanan, Eğitimci ve mesleki nüfuzunu kullanarak kişisel menfaat sağlamayan, Sevgi, saygı, iyi örnek olma, anlayış ve hoşgörü hasletlerine sahip olan,

İnsan haklarına saygı duyarak adil ve eşit davranan, Öğrenciyle ilgili edindiği bilgilerin gizliliğine riayet eden, Kişisel, ailevi ve çevresel nedenlerle yaşadığı sıkıntıları yansıtmayan bir kişiliğe sahip olmalıdır.

10)MEZUNLARLA İLETİŞİM

İyi bir lisenin mezunlar arasındaki iletişimi güçlendirmesi, dayanışmayı arttırması gerekmektedir. Mezunlarının desteğini alarak okulun ve öğrencilerin gelişimine katkıda bulunmaları sağlanmalıdır. Bunu yaparken mezunları mevcut öğrencilerle bir araya getiren etkinlikler düzenlemelidir. Böylelikle okul ruhunun yaygınlaştırılmasına katkı sağlamayı hedeflemelidir. Mezunların birbirleriyle haberleşmesinin sağlanmasına katkıda bulunmak üzere her yıl çeşitli faaliyetler düzenlemelidir.

Said Turgut - Özel Enderun Fen ve Anadolu Lisesi Müdürü

**

Enderun’dan üniversite adaylarına tavsiyeler

Bu yıl farklı bir sistemle düzenlenen ve 2 milyon 300 bin öğrencinin girdiği YKS sınavını geride bıraktık. Sınava katılan öğrencilerin hepsinin büyük hayalleri var. Fakat kazandıklarında sevinecekleri, mezun olduklarında, iş bulabilecekleri fakültelerin kontenjanı, birkaç yüz bini geçmiyor. Öğrencilerin gergin olması ve kaygı taşımaları da bu nedenledir. Zor ve kolay kavramları, kişiye göre değişiyor; fakat bu sınavda zorluk derecesi yüksek soru sayısı, çok fazla değildi.  Önemli olan ne kadar çok soru yapıldığı kadar, ne kadar kısa sürede yapıldığı idi. TYT sınavında genel olarak süre konusunda sıkıntı yaşayan öğrenciler, soruları yetiştirmekte zorlandı. Zamanını iyi kullanan öğrenciler daha iyi bir sonuçla sınavdan çıktılar. Önceki yıllarda olduğu gibi soruların okumaya, anlamaya ve okuduğunu yorumlamaya yönelik olduğu görüldü. AYT sınavının da muhakeme, okuduğunu anlama, yorumlayabilme, gündelik hayatla ilişkilendirebilme, çıkarımda bulunabilme becerisinin ölçüldüğü, dolayısıyla soruların düşünme kapasitesini ölçmeye yönelik hazırlandığı, bu nedenle de sayısal soruların bile sadece işlem ile çözülemeyeceği görüldü. Bilgiyi ölçen, bir kaç konuyu birleştiren ve analiz gerektiren soruların da yer aldığı genel kanaatti.

BOL BOL KİTAP OKUYUN!

Okuma ve kavramanın önemini bir kez daha gördüğümüz YKS sınavı gelecek yıllarda sınava girecek öğrencilere bir mesaj veriyor: “Lütfen, bol bol kitap okuyun!” Çünkü artık matematik testinde bile yorum yapmak gerekiyor. Şunu unutmamak gerekir; puan türü 5’e düştüğü için sıralamalarda oynamalar muhakkak olacaktır; fakat puanlar geçen senenin puanları ile kıyaslanamayacağı gibi sıralamalar da geçen seneki ile aynı olmayacaktır. Bu değerlendirmelere göre, tercih dönemi kritik. 7-14 Ağustos 2018 tarihleri arasında yapılacak olan tercihler için şimdiden hazırlanmak gerekiyor. Bir ay boyunca doğru araştırmalar yapıp bölümlerinizi tanıyın. Gitmek istediğiniz üniversiteyi iyice araştırın. Ön bilgi için ÖSYM’nin sitesinde yayınlanan tercih kılavuzunu muhakkak okuyun ve inceleyin. Tercih etmek istediğiniz üniversitelerin kontenjanlarını, akademik kadrosunu, imkânlarını ve özellikle üniversitelerin özel koşullarını mukakkak okuyun. 24 tercih hakkınızın tümünün doldurulması gerekmiyor. İstemediğiniz bölümü gelmez diye tercihe sakın yazmayın. Geldiği takdirde kayıt yaptırmasanız ertesi sene puanınız düşecektir. YKS sonuçlarına göre bir programa kayıt hakkı kazanan adayların kayıt işlemleri 3-7 Eylül 2018 tarihleri arasında yapılacak olup elektronik kayıtlar ise 3-5 Eylül 2018 tarihleri arasında yapılacaktır. Geçen yıl, 350 bin kontenjan boş kalmıştı. Çünkü iş bulmak için artık sadece diploma yetmiyor. Meslek seçimi konusunda çok ama çok dikkatli olmalıyız. Gideceğiniz fakülte ya da yüksekokul, hem severek okuyacağınız bir alan olmalı hem de mezun olduğunuzda iş olanakları geniş olmalı.

Rümeysa Bilgiç – Enderun Liseleri Rehber Öğretmeni

 

‘Tatilde Öğrenme Kaybı’ nedir?

Son zamanlarda anne-babaların gündemine yerleşen en önemli konulardan biri okulların tatile girmesiyle birlikte ortaya çıkan ‘tatilde öğrenme kaybı.’ Dünyada en uzun yaz tatili yapan bir ülke olarak, ilk yapmamız gereken bu meselenin varlığını kabul etmek. Peki, nedir tatilde öğrenme kaybı? Ve en önemlisi tatilde yaşanan öğrenme kaybının önüne nasıl geçebiliriz? Çocukların yıl içerisinde okulda edindiği bilgi ve becerilerin bir kısmını, yaz tatilinde kaybederek bir sonraki sınıfa geçmesi durumuna, tatilde öğrenme kaybı deniliyor. Uzun yaz tatillerini öğrencilerin tamamen öğretici ve eğitici aktivitelerden uzaklaştığı bir dönem olarak algılamanın dışına çıkmak gerekiyor. Mesela bu dönemler, öğrencilerin istek ve tercihleri doğrultusunda yeni bilgiler edinmesine fırsat verilen değerli bir periyot olarak görülmeli. Bu periyotların içeriği kişinin öğrenme kaybını minimuma indirecek yaz kursları, spor ve sanatsal faaliyetler, aile ve arkadaşlarla birlikte planlanan aktiviteler olarak düzenlenebilir. En önemlisi de ortak nokta olarak gençlerin keyif aldığı aktiviteler ön planda tutulmalı, öğrencilerin sorumluluk alarak plan yapmasına müsaade edilmeli ve ‘zorundalık’ hissinden ziyade ‘merak’ duygusu aşılanmalıdır. Kendi ilgisi doğrultusunda sanatsal ve bedensel becerilerini geliştiren bireylerin, diğer akademik alanlara daha yoğun bir ilgiyle bağlandığını ve dolayısıyla okulda da daha başarılı olduğunu unutmamalıyız.  Düzenli olarak spor etkinliklerine katılanların hem zaman yönetimi hem de takım çalışması becerileri gelişiyor.

Öğrenme kaybını önlemenin en etkili yollarından biri ise yaz kursları ile yapılan tekrarlardır. Okulda öğrendikleri bilgi ve becerilerin bir kısmını yaz tatilinde kaybederek bir sonraki sınıfa geçiliyor. Bazıları okulda öğrendiğini yazın kaybederken başka bir grup ise okulda öğrendiğinin üstüne tatilde yeni bilgi ve beceriler ekliyor. İkinci grup yaz tatilinde öğrenme ortamı bulurken birinci gruptakiler yaz tatilinde öğrenme fırsatı bulamıyor. Üniversite sınavına gelindiğinde bu iki grup arasındaki başarı farkı yaklaşık 1,5 yıllık bir öğrenmeye denk geliyor! Enderun Fen ve Anadolu Lisesi olarak bizler de bu meselenin varlığını kabul ediyoruz ve öğrencilerimizin öğrenme kaybını azaltmak amaçlı akademik olarak yaz kursu çalışması yapıyoruz. Her öğrencinin ihtiyacına binaen gerek birebir gerek grup halinde dersler, araştırmacı okur-yazarlık atölyesi, düşünme becerilerini geliştirmeye yönelik yapılan zihinsel faaliyetler, sosyal aktiviteler, çeşitli okuma ve ezberleme etkinlikleri, geçmiş yıla ait konu tekrarları ile öğrencilerimizin öğrenme kaybını azaltmaya çalışıyoruz. Özetle yaz tatilini; gençlerimizin kendisini keşfetmesine, okul döneminde yapamadığı etkinlikleri yapmasına ve öğrenmeyi yeniden öğrenmesine olanak veren keyifli bir zaman olarak değerlendirmeliyiz.

Tülin Turgut – Enderun Liseleri Rehber Öğretmeni

 

MEZUN ZİYARETLERİ

Gençlik Eğitim Kurumları Kurumsal ziyaretlerde bu haftaki durak 2002 Gençlik İlkokulu / Ortaokulu, 2005 Özel Enderun Liseleri - Fen Lisesi mezunu Fatih Şen oldu. ASC Endüstri Blue Ascend’te gerçekleşen ziyaret sonrası Fatih Şen’e, ‘Hayırlı işler’ dilekleri iletildi.

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Eğitim Haberleri