Menfi eleştiriler yapıcı değil, yıkıcıdırlar. Çocuğun ebeveynine karşı saygı ve sevgisini azaltır. Gerçek disiplin güç yarışına dönüşmeyen disiplindir. Anne babalar söz söyledikleri konuda haklı dâhi olsalar çocuk onların haklı olduğunu düşünmez, kendisine acımasızca söylenen sözlerle meşgul olur. Yenilmeye tahammül gösteremeyen çocuk, anne ve babasıyla sanki bir otorite yarışı içerisine girer. Hele de eleştiriler karakter ve kişiliklerle alakalıysa çocuk kendi hakkında olumsuz şeyler düşünür. Devamlı eleştirilen çocuklar, düzgün bir kişilik geliştiremezler. Bu olumsuzlukların gerçekleşmemesi için, anne ve babalar olarak, hatalı davranış ne olursa olsun sadece o davranışla uğraşalım, çocuklarımızın kişilik ve şahsiyetlerine saldırı yapmayalım lütfen.
Çocukların sürekli hatalı davranışlarını düzeltmeye uğraşmak yerine, müspet davranışlar üzerinde yoğunlaşmak daha isâbetli olur diye düşünüyoruz. Anne ve babalar da bu müspet davranışlara en iyi modelliği kendileri yaparak öncülük etmeliler. Yaşayarak doğruların öğretilmesi disiplinde en etkili usuldür. Anne ve babasındaki düzen, intizam ve iyi alışkanlıkları gören çocuk en ideal yaşanılır hayatın o olduğuna inanır. Ebeveynler, kendini kontrol etseler daha sonra çocuklarını kontrol etmeye gerek kalmayacaktır.
Anne ve babalar, önce kendi ruh âlemlerinde, iç barışlarını sağlamalılar. Çocuklarımızı disiplin ederken neyi, nerde, nasıl, hangi ortam ve ne zamanda söylenmeli? Bunu bilmeli ve zamanlamaya dikkat etmeliler. Çocuğa bir uyarı yapılacaksa, bunun nasıl yapılacağı ehemmiyetlidir. Yanı sıra çocuğun yaş durumu da önem arz eder. Buluğ yaşındaki çocuğa ne söylense batar. Küçükler de, çok duyguludur. Uyarılar kırmadan, incitmeden, çocuğun karakteriyle oynamadan, şahsiyetini zedelemeden yapılmalıdır. Karakter ve şahsiyet zedelenmemesi üzerinde ne kadar çok vurgu yaptık. Neden acaba? Gayet ehemmiyetli de ondan.
Anne ve babanın geçmişte kendi ailesinde uygulanan müspet veya menfi disiplin kuralları, yeni kurduğu ailesinde de etkin olabilir. Bu kuralları ebeveyn illa da uygulamak ona normal gelebilir. Ancak ona doğru gelen bu kuralları önce bir mantık süzgecinden geçirmelidir. Sonra müspet olanlarını ayıklayarak o kuralların kendi çocuklarının yapılarına uygun olanlarını uygulamayı düşünebilir. Çünkü her çocuğun yaratılışından kaynaklanan farklılıkları olduğu gibi yetiştirilme tarzından kaynaklanan farklılıkları da vardır. Bir çocukta uygulanıp da güzel netice alınabilen davranış şekli diğer bir çocukta neticesiz kalabilir. Bu sebeple anne baba çocuğunu iyi tanımalı. Her hangi bir disiplin hâdisesinde ebeveynler genel kaideler çerçevesinde hareket ederler. Ancak uygulayacakları yöntemlerde, kendi çocuğunun şahsiyetini dikkate almalılar. Bu arada olaylara empati yaparak çocuğun gözüyle de bakmayı ihmal etmemelidirler.
Eğitimciler disiplinde sözlü veya fiziksel olarak çeşitli disiplin metotları uygularlar. Sinirlenerek bağırmak, kızmak, beddua etmek, tehdit etmek, sevgiyi esirgemek, azarlamak, küçümsemek, hor görmek sözlü ve olumsuz disiplin şekilleridir. Problem ve yanlış davranışları yapıcı bir üslupla uyarmak, karşılıklı konuşmak, nasihat etmek ise sözlü ve olumlu disipline etme yollarıdır. Anne baba, öğretmen veya daha farklı bir görevi üstlenen eğitimci kişiler çocukları olumlu yönde disipline ederken sabır, hoşgörü ve esneklik düsturlarıyla hareket etmeliler. İlgili, kararlı ve tutarlı davranış şekilleri prensipleri olmalı. Çocukları yargılamadan, karşılıklı anlayışla sevgi ve saygı sınırları içerisinde davranışlar sergilenmeli. Bunlar ideal ölçülerdir.
Her çocuk hatalı davranış geliştirebilir, suç teşkil eden yanlışlar yapabilir. Yetişkinler bile hata yaparken yeni yetişenlerin hata yapması pek tabîdir. Ebeveynler veya diğer eğitimciler bütün maharet ve ustalıklarını göstererek çirkin davranışı, en ideal biçimde gidermeye çalışmalıdırlar. Terbiyecilerden Shallzman’nın şu sözü unutulmamalıdır; “İyi bir çocuk yetiştirmek, hazineler dolusu servetten daha değerlidir.”
Sizlere hayırlı cumalar diliyorum efendim.