İvriz örnek bir enstitü olmuştu

Köy Enstitülerinin yarını değil, yarınları, yüzyılları hedefleyerek çalışmalar yaptığını aktaran Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Rasim Özyürek, “ Köy enstitüleri, toplumun hedef ve ihtiyaçlarını çok iyi biliyordu.Bu hedef ve ihtiyaçlara göre öğretm

 

Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Rasim Özyürek, 17 Nisan Köy Enstitülerinin kuruluşu ile ilgili açıklamalarda bulundu. Özyürek, Konya-Ereğli İvriz Köy Enstitüsü'nün başarılı öğretmenlerinden de bahsetti. Özyürek, “1926 yılına gelmeden önce köy çocuklarının eğitim oranına bir bakacak olursak köy çocuklarının eğitim oranları istenilen düzeyde değildi bu oran çok çok azdı. Şehirlerde eğitim yapan öğrencilerden köy çocuklarının daha az olduğu görülmüştür.Bu olay dikkatimizi çekmiştir. Köylere gönderilmesi düşünülen öğretmenlerin sayılarında bir hayli azalmaları görüyoruz. Köye gidip çalışacak öğretmen sıkıntıları gündemden hiç düşmüyordu. Özellikle köy öğretmenleri yetiştirilmesi konusunda büyük sıkıntılar çekiliyordu. Köylerimizde yeterince ilkokul binaları olmadığından, köy ilkokullarına ihtiyaç görülüyordu. 1926 yılında ülkemizde ilkokul sayısı 4770, ilkokul öğretmeni sayısı da 9062 civarında idi. Ama ne yazık ki ilkokullarda sorun çözülemedi. İvriz Köy Enstitüsü hocalarından rahmetli çok sevdiğim saydığım Tarım öğretmenim Salih Ziya Büyük Aksoy 1930 yıllarında, ülkemizde 40 bin köy okulunda, otuz beş bin köy okulunda öğretmen yoktu. Bu yıllarda yine öğretmen okullarımız Çok değerli hocam Salih Ziya Büyük Aksoy eğitimi şöyle tarif ediyordu. 'Sevgili öğretmen adaylarımız bilindiği gibi eğitim bireylerin davranışlarında kendi yaşantıları yoluyla planlı bir şekilde istenilen düzeyde yönde değişim meydana getirme sürecidir. Eğitim bireyin davranışlarında, kendi yaşantısı yoluyla ve planlı olarak istenilen yönde değişim meydana getirme sürecidir' diyordu” dedi.

KÖY ENSTİTÜLERİ KAMUYA YÜK OLMAZDI

“Bütün küçük kavgalarımıza büyük sorunlarımıza karşı Türk Milleti olarak bugün varsak ve yaşıyorsak bunu ancak ve ancak Türk Milletinin bağrından çıkmış, irfanı hür vicdanı hür, fikri hür nesiller yetiştirmede milletimize ön ayak olan yüce Atatürk ve arkadaşlarına borçluyuz” diyen Özyürek, konuşmasını şöyle sürdürdü: “İnsanlık tarihinin özge siması Kemal Atatürk'ün ölümünden sonra bu çalışmalar durmadı. Bu bayrağı Hasan Ali Yücel ve İsmail Hakkı Tonguç sert adımlar atarak eğitime büyük katkıları oldu. 17 Nisan 1940 yılında TBMM bir yasa çıktı.Böylece Köy Enstitüleri projesinin uygulamasına geçildi.Köy enstitüleri, hak için , hukuk için, adalet için, birlik için, demokrasi için, özgürlük için, özgür demokrasi için, hürriyet için, ,eşitlik için sorgulayan kendisinin hem savcısı hem de sözcüsü olan bireyleri yetiştirmede çok önemli mesafeler kat etmiş eğitim kuruluşlarımızdır. 1940-1942 yılları arasında ülkemizde 17 köy enstitüsü mevcuttu. İlkokulu bitirmiş kız ve erkek öğrenciler arasından seçilerek enstitülere alınıyorlardı. Beş yıllık bir eğitim verildikten sonra tekrar köye dönüyorlardı.Köy Enstitülerinden mezun olan bu gençler köylüyü, köyün gençlerini eğitmekti. İvriz Köy Enstitüsü öğretmenlerinden rahmetli tarım öğretmenim Salih Ziya Büyük Aksoy, İş bilgisi öğretmenimiz Kafiye Odabaşı bize şöyle sesleniyorlardı. “Köylüyü eğitmek, aydınlatmak, üreten bir vatandaş yetiştirmek, için köyü ve köylüyü iyi tanımak gerekir. Onun sofrasından, yediği yemeklerden sen de ye, içtiği sudan sen de iç… İşte o zaman köylüyü daha iyi tanırsınız. Onları daha iyi eğitebilirsiniz.” Diyorlardı. Köy enstitüsünden mezun olan hocalarımız, kültür dersleri yanında tarım ve teknik dersler de veriliyordu. Öğrenci merkezli ders veriliyordu.Köy enstitülerinde yaparak ve yaşayarak bir eğitim yapılıyordu.Köy enstitüleri büyük araziler üzerine kurulmuştu. Enstitülerin bütün ihtiyaçları yiyecek, içecekleri enstitüler karşılıyorlardı. Kamuya yük olmayan kuruluşlardı. Enstitülerde öğrencilere dünya klasikleri okutulurdu. Okunan kitaplar eleştirel bir bakış açısıyla anlatılırdı.Bu enstitülerin bazılarında sağlıkçı da yetiştirilirdi.”

TOPLUMUN HEDEF VE İSTEKLERİNİ İYİ OKUYORDU

Türkiye’de eğitimin ve öğretmen yetiştirme sisteminin yaratılmasında ve sürdürülmesinde önemli yerleri olan Köy Enstitülerinin değerleri savunmak, yaşanan tüm olumsuzluklara, haksızlıklara, hukuksuzluklara, ihraçlara, baskı, sürgün ve tehditlere rağmen “Nitelikli Eğitim İçin, Nitelikli Öğretmen” anlayışını hayata geçirmiş bir eğitim ve öğretimde ileri adımlar atılmış büyük kuruluşlar olduğunu da söyleyen Özyürek, şu ifadelerle konuşmasını sonlandırdı: “Köy enstitüleri zamanında çok güzel çalışmalar yapılmış.bunlar hiçbir zaman unutulmadı unutulmayacakta. Köy enstitülerinde belirlenen hedef ve ihtiyaçlara yönelik yetiştirilecek kaliteli insan gücü kaliteli bir eğitimle mümkündü. Türk toplumunun belirlediği hedeflere bir an önce kavuşabilmesi için, durağanlıktan kurtulup yeniliklere ve değişikliklere cevap verebilecek reformlara ve eğitim alanında yapılacak yeni yapılanmalara ihtiyacı olduğu her köy enstitüsü mezunları, onların yetiştirdikleri öğretmenler, öğrenciler , yazarlar çizerler hep söylüyorlardı. Halk eğitimi çok önemlidir. Köy enstitüleri yarını değil, yarınları, yüzyılları hedefleyerek bu çalışmaları yaptı. Köy enstitüleri Türk toplumunun hedef ve ihtiyaçlarını çok iyi biliyordu. Bu hedef ve ihtiyaçlara göre öğretmen yetiştiriyordu. Bu dünyadan göç eden memleket kalkınmasında tuzu biberi olan öğretmenleri rahmetle anıyor. Hayatta olan hocalarımızı da saygı ile selamlıyorum.”

İBRAHİM BÜYÜKEKEN

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri