Ölümü sonrası, cesedini bilimsel araştırma yapılması için Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalına bağışlayan Eraslan konuyla ilgili şöyle konuştu: ”Türkiye'de kadavra bağışı olmayınca yurt dışından ithal ediyoruz. Bir kadavranın ithal bedeli yaklaşık 100 metrekare lüks bir daire bedelinde. Ben de bunu bildiğim için, cesedimi tıp öğrencilerine öğretim görsünler diye bağışladım.” dedi.
Cesedinden parça kalması halinde annesinin mezarına bırakılmasını isteyen Eraslan, bağış tavsiyesinde de bulunuyor.
Adıgüzel Eraslan'ın ceset bağış tutanağında, ilginç bir notta yer alıyor. Mirasçıların, cesedi hastaneye teslim etmemesi ve boşa verilmesi halinde, her bir aile bireyi başına 10 bin dolar para cezası ödeneceği belirtiliyor.
BAĞIŞ AZ, SİSTEM İŞLEMİYOR
Ceset bağış oranının düşük olması ve devlet hastanelerinin sahipsiz cesetleri üniversitelere haber vermemesi, tıp fakültelerinin kadavra arayışını sürdürüyor. Sahipsiz cesetler, 6 ay saklanabiliyor ve daha sonra kadavra olarak kullanılabiliyor. Ancak bu sistemin çalışmıyor olması da ceset ithalinin önünü açıyor.
DİYANET CAİZ DEMİŞTİ
Dönemin Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu 2009 yılında yaptığı açıklamada; ”kadavra üzerinde çalışmak ve araştırma hastanelerine kadavra bağışı yapmak dinen caizdir. İnsan hayatı kurtarmak en büyük ibadetlerdendir. Organ bağışı yaparak bir insanın hayatını kurtarmak, yapılabilecek en büyük ibadetlerden biridir.” demişti.