Marşlar, bir milletin milli benlik duygularının gelişmesine yardımcı olan, yılgınlık ve bitkinlik sendromu gösterdikleri sırada onlara moral aşılayan edebi eserlerdir. Yüzyıllardır bu görevlerine devam etmişlerdir.
Tam da o günlerde, Anadolu halkını cesaretlendirecek, ümitsizliğini yıkarak kalplere umut dolduracak bir milli esere ihtiyaç vardı. Ve bu amaçla da bir yarışma düzenlendi. Yarışmayı Milli Eğitim Bakanlığı ( Maarif Vekaleti) düzenlemişti.
Kazanan kişiye verilecek ödül 500 Türk lirası olarak belirlenmişti. O zaman çok büyük bir miktardı. Yarışmaya ülkenin çeşitli bölgelerinden tam 724 eser katılmıştı. Dönemin iletişim zorluklarını göz önünde bulundurursak, böyle bir yarışmaya o günlerde tam 724 eserin gönderilmiş olması başlı başına bir başarı öyküsüdür.
Bu 724 şiirden 6 tanesi beğenilerek seçilmiş ve milletvekillerine dağıtılmak için meclis matbaasında basılmaya gönderilmiştir. Dönemin Maarif Vekili yani Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Tanrıöver, Mehmet Akif Ersoy’un hiçbir eserinin bu yarışmada olmadığını görünce kendisinden rica ederek yarışmaya katılmasını istemiştir. Evine kapanan Ersoy yaklaşık 2 gün süren uğraş sonucunda, "Kahraman Ordumuza İthaf" adını verdiği şiiri, Hamdullah Suphi Tanrıöver'e teslim etmiştir. Adından da anlaşılacağı gibi, İstiklal Marşı’mızın ilk adı; “Kahraman Ordumuza İthaf” tır. Ersoy'un eseri derhal Meclis Matbaası'na gönderilmiş ve böylece basılması planlanan eser sayısı 7'ye çıkmıştır.
Vekillerin oylaması sonucunda, Mehmet Akif Ersoy'un, "Kahraman Ordumuza İthaf" şiiri birinci seçilmiş ve hemen ardından bu eser Hamdullah Suphi Tanrıöver 'in seslendirmesiyle meclis kürsüsünde okunmuştur. Meclis bir anda alkış tufanı ile çalkalanınca bir daha okunması teklif edilmiştir. Ve bu kahramanlık eseri bir kez daha coşkuyla okunmuştur. Dönemin milletvekilleri, bu destansı eser okunmaya başlanırken saygıdan ayağa kalkmış ve bitinceye kadar yerlerine oturmamışlardır.
İstiklal marşımız, ana düşünce vatanımızı, milletimizi ve bayrağımızı sevmemiz; bağımsızlık uğruna canımızı seve seve feda etmemiz gerektiğidir.
Konu bakımından lirik ve epik şiir özelliğindedir.
Türk halkının ve askerinin genel özellikleri olan sağlamlık, güven, kuvvet ve sadelik duygularını yansıtır.
Şiiri kaleme alan şair olan Mehmet Akif Ersoy'un asıl mesleği veterinerliktir.
Bestecisi Osman Zeki Üngör' dür.
Kabul tarihi 12 Mart 1921’dir.
Edebi türü bakımından şiirdir.
Biçim özelliği manzume nazım birimi 9 dörtlük, 1 beşliktir (dörder mısralık dokuz birim, beş mısralık bir birim).
Fa i la tün fe i la tün fe i la tün fe i lün aruz ölçüsünde yazılmıştır. Şekil özelliği açısından nazımdır.
10 kıta, 41 beyitten oluşur. Son kıtası beş mısra olmak üzere, dörderli kıtalardan meydana gelmiştir.
Aruz ölçüsü ile yazıldığı için tüm mısraları tam kafiyelidir.
Şairin kendi duasıyla Allah bu millete bir daha İstiklal marşı yazdırmasın diye dua ediyoruz.
Cumanız mübarek olsun. Allah’a emanet olunuz.