"İstanbul sözleşmesi ile Aile kurumu yok ediliyor"

Saadet Partisi Konya Milletvekili Abdulkadir Karaduman, TBMM Genel Kurulu’nda İstanbul Sözleşmesi ile ilgili yaptığı konuşmada, “Bugün aile kurumu yok edilmek isteniyor." dedi.

Millî Gazete’nin ısrarlı yayınları ve özel çalışmalarıyla feshedilmesinde önemli rol oynadığı ‘İstanbul Sözleşmesi’ üzerinde son günlerde gündeme yansıyan tartışmalara yönelik Saadet Partisi’nden anlamlı bir açıklama geldi. Saadet Partisi Gençlik Kolları Genel Başkanı ve Konya Milletvekili Abdulkadir Karaduman, Türkiye Büyük Millet Meclisi ( TBMM) Genel Kurulunda, “Aile Kurumunun Karşılaştığı Problemler ve İstanbul Sözleşmesi” başlığıyla ilgili olarak kürsüden söz aldı. Milletvekillerine hitabında İstanbul Sözleşmesi’nin cinsiyetsizliği meşrulaştıran, aile kurumunu hedef alan bir Batı dayatması olduğunu söyleyen Karaduman iktidara ve muhalefete sorumluluk çağrısında bulundu.

HİÇBİR ZAMAN ALDATMADIK VE ALDATILMADIK”

Millî Görüş hareketinin 50 yıldır hakikatleri savunan bir hareket olduğunu söyleyen Abdulkadir Karaduman, “Millî Görüş hareketi 50 yıllık siyasi tarihinde hiçbir zaman aldatılmamış ve aldatmamıştır. Hiçbir günaha yanlışa, vebale ortak olmamıştır ve olmayacaktır. Millî Görüş, bu milletin aslını, inancını, öz değerlerini ifade eder.  Saadet Partisi olarak söylediğimiz sözlerin, aksine bir tavır ve tutum içerisinde olmadık. Bugün söylediğimizi ertesi gün yalanlamadığımız gibi her güne yüzlerce yalan sığdıran, bir dediği ötekini tutmayan, bu milletin maddi-manevi değerlerini çiğneten, bu toprakların zenginliklerini har vurup harman savuranların da hiçbir zaman yanında olmadık.” diye konuştu

CİNSİYETSİZLİK ALENİ BİR ŞEKİLDE ÖZENDİRİLİYOR”

İstanbul Sözleşmesi’nin tehlikelerine dikkat çeken Karaduman, “Bugün aile kurumu yok edilmek isteniyor, cinsiyetsiz, kimliksiz ve ailesiz bir toplum oluşturulmak isteniyor. TV kanalları, yasalar, uygulamalar bu hedef doğrultusunda birer araç olarak kullanılıyor ve ne yazık ki devletin kurumları buna alet ediliyor. Cinsiyetsizlik aleni bir şekilde özendiriliyor ve reklamı yapılıyorken buna müdahale bile edilmiyor. Maden işçilerinin yürüyüşleri engellenirken, hakkını arayanlar coplanırken nesli ifsat eden örgütlere imkan tanınıyor, dernek statüsü veriliyor, Batı tarafından fonlanıyor, korunup kollanıyor. Yarım asırdır her fırsatta Millî Görüşçüler olarak dile getirdiğimiz Hayım Nahum doktrini, aziz milletimizi borca esir etmeyi, işsiz ve aç bırakmayı, inancından uzaklaştırmayı hedeflemiştir.” ifadelerini kullandı.

BU KÜRESEL DAYATMA SÜREKLİ ISITILARAK ÖNÜMÜZE KONULUYOR”

Karaduman, “Milletimiz, bir taraftan işbirlikçi yönetimler eliyle yoksullaştırılırken, diğer yandan küresel oluşumlar aracılığıyla inancına fütursuzca saldırılmaktadır. Son zamanlarda artan sapkınlıkları meşru göstermeye çalışmaları, diğer yandan aile yapımızı bozmaya dönük hamleleri bunun yakın örneğidir. Bugünlerde yine ısıtılarak önümüze getirilen, küresel dayatmanın bir eseri olan İstanbul Sözleşmesi de bunun en somut örneğidir. Kadına şiddeti önlemek İstanbul Sözleşmesi’nin kılıfıdır; kadını kalkan olarak, maske olarak kullanarak; hem kadınlığı, hem erkekliği bitirmenin; bir toplumu çökertmenin adıdır İstanbul Sözleşmesi” şeklinde konuştu.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’YLE KADIN İSTİSMAR EDİLİYOR”

“İstanbul Sözleşmesi’nin kadına şiddeti önleyeceğini savunmak, ABD’nin Irak’a demokrasi getireceğini savunmakla aynı şeydir” diyen Abdulkadir Karaduman, “ABD, işgal için nasıl ki demokrasiyi istismar ediyorsa, İstanbul Sözleşmesi’ni bize dayatan Batı da kadını istismar ediyor. İstanbul Sözleşmesi’ni savunarak, kadını savunmuş olmuyorsunuz bilakis kadını istismar etmiş oluyorsunuz. Raporlar ortada. Bu sözleşmenin en iyi uygulandığı ülkelerde cinsiyet değiştirenlerin sayısı fahiş bir şekilde artanken  kadına şiddet düşmemiş, daha da artmıştır. İşte tam da burada Genel Başkanımız Sayın Temel Karamollaoğlu’nun da dediği gibi “İstanbul Sözleşmesi şiddeti değil, cinsiyeti ortadan kaldırmak istiyor. Bu sözleşme aile kurumunun dibine bomba yerleştiriyor. Aileyi korumadan, kadına şiddeti önleyemezsiniz. Sadece, hukuki düzenlemelerle bu konunun üstesinden gelmek mümkün değil. Şiddeti oluşturan sebepler bütünüyle ele alınmalı ve temel değerlerimizin topluma aktarılmasına ihtiyaç var” açıklamalarında bulundu. İstanbul Sözleşmesi konusunda milletvekillerine sorumlu davranma çağrısında bulunan Karaduman, “Bizler Saadet Partisi olarak, buradan ilan ediyoruz ki, biz var olduğumuz sürece bu sapkınlıkları meşrulaştırmaya hiçbir faninin gücü yetmeyecektir. Biz bu ülkeyi sokakta bulmadık! Buradan tüm milletvekillerimizin ve aziz milletimizin temiz vicdanına sesleniyorum. Kendi evladınızın başına gelmesini istemeyeceğiniz bir sapkınlığı, sırf egemen güçler öyle istiyor diye normal karşılama hatasına ne olur düşmeyin. Burada en büyük sorumluluk bu zilleti başımıza bela eden iktidarındır.  İstanbul Sözleşmesi’ni kaldırmak yetmez, dayanak oluşturan tüm yasal düzenlemeler de iptal edilmeli ve milletimizin aslına inancına uygun düzenlemeler yapılarak acilen hayata geçirilmelidir. Emperyalizmin kültürel işgaline karşı çıktığımız için kimse bizi radikallikle, gericilikle suçlamaya kalkmasın. Biz bu topraklarda küresel güçlerin taşeronluğunu hiçbir zaman yapmayacağız ve yapanlara da hiçbir zaman fırsat vermeyeceğiz. Herkese sesleniyorum: Şiddeti önlemek için bile, Batı’nın bize dayattığı kanunlara boyun eğeceksek, bu ülkeyi nasıl yöneteceğiz. ‘Biz Batı’nın kanunlarına muhtaç değiliz, kendi kanunumuzu kendimiz yaparız’ diyemiyorsak, biz bu ülkeyi kimin adına yöneteceğiz. Milletimizin yüzüne nasıl bakacağız?” değerlendirmesinde bulundu.

SAİT ÇELİK

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Gündem Haberleri