Asil milletimizin âile yapısını yıkmak, değerlerini yerle bir etmek, şahsiyetsiz, kimliksiz, âdî, cinsiyetsiz insan ve toplum inşa etmek istiyorlar. Dünyâyı elinde tutanlar insanların zihni, bedenî, duygu ve ahlâkî yapısıyla oynamaktan çekinmiyorlar. Sapkın ve iğrenç zehirlerini akıtmak için her türlü çirkinliği insanlara güzel olarak lanse ediyorlar. Pisliklerine, rezilliklerine çeşitli çağdaş kılıflar buluyor ve kendileri gibi sapkınlar vasıtasıyla meşrûlaştırmak istiyorlar.
Sağolsunlar bâzı aklı başında, sağduyulu dernekler, sivil toplum kuruluşları âilenin içini oyan ‘İstanbul Sözleşmesi’nin iptali için uyarılarda bulundular. Biz de bugünkü yazımızda bu uyarıları değerli bulduğumuz için o ikazları sizlere aktarmak istiyoruz. Türkiye Diyânet ve Vakıf Çalışanları Sendikası ‘Diva Sen’ Genel Başkanı Mustafa Çopursuz bu hususta şu açıklamalarda bulundu;
‘Bizim öteden beri vâr olan bir âile yapımız var. Bu âile yapımız birilerine benzeme, birilerine yaranma uğruna çok bozulduğunu görüyoruz. Bugüne kadar yapılan bütün çağrılarda, bu sözleşmenin hiçbir işe yaramadığı aleni olarak ifâde edilmiştir. İstanbul Sözleşmesi âile huzûrunu baltaladı. Sapkın derneklerin önünü açtı. Erkeklerin evden uzaklaştırılmasına neden oldu. Âile bireyinin evden uzaklaştırılması refah bir hayat sağlamaz. Genç beyinlere âile kavramının önemi anlatılmalı. Peygamber Efendimiz döneminde hiçbir sözleşme yoktu ancak refah bir âile yapısı vardı. Bu konuda Batının bize vereceği bir şey yoktur. İstanbul Sözleşmesi derhal iptal edilmelidir.’ Diye konuştu.
Bu sözleşmenin ülkemizin inanç değerlerine ve âile yapımıza asla uygun olmadığını belirten ‘Yeni Emekli Bir-Sen’ Genel Başkanı İsrâfil Odabaş ise; ‘İstanbul Sözleşmesi % 99’u Müslüman olan bu toplumun yapısına uymuyor ve âile yapımızın tamâmını tahrip ediyor. Ülke olarak bu sözleşmeden âcilen çekilmeliyiz. Bu sözleşme ‘Lut Kavmi’ kokmaktadır. Eşcinselliği teşvik etmektedir. Gençlerimize yönelen ‘sapkın cinsiyet kültürü’ söyleminin üstün hâle gelmesi bizleri kaygılandırıyor. İnsanların ezici bir çoğunluğu bu sözleşmeye karşı olduğunu açıkça sergilediler. Ancak ne gariptir ki, bâzı derneklerin bu sözleşmeyi savunması anlaşılır değildir. Baktığımız zaman bu sözleşmeden ‘Âile düzenini bozuyor’ gerekçesiyle çekilen birçok ülke var. İspanya, Polonya gibi ülkeler çekilirken benim ülkemin bu sözleşmede kalma ısrârını anlamak mümkün değil. Polonya Adâlet bakanı, sözleşmeden çekilme gerekçesinde; ‘Eşcinsellik ve cinsiyet ayrımının kalkması istenmektedir. Bu kabul edilir gibi değildir.’ Diyerek sözleşmeyi reddetti. Bizim toplumumuzda ne eşcinselliği ne de Lut kavminin geri gelmesini istemiyor. Âile yapımızın bu sözleşme sebebiyle bozulmasını istemiyoruz.’ Dedi.
Başka bir sivil toplum kuruluşu ‘Nafaka Mağdurları Platformu’ Başkanı İlhan Erginzan’da; ‘LBGT; feminist derneklerin, ülkemizin ekmeğini yiyen bâzı kurumsal firmaların, derneklerin ve birkaç siyâsi partinin sözde kadına şiddete son veriyor aldatmacası ile Avrupa’nın fonları ile beslenen şer odaklarına hizmet etmektedirler. İstanbul Sözleşmesi kadına şiddete son veren bir sözleşme değildir. İstanbul Sözleşmesi her türlü ahlaksızlığa, lânetlenmiş kavmin torunlarının eğilimlerine ve Allâh’ın âyetlerine karşı getirilen bir sözleşmedir. Herkes safını belli etsin. İstanbul sözleşmesi derhal iptal edilmelidir.’ Açıklamalarını yaptı.
Türgev Başkanı Fatmanur Altun’da Türgev’in resmi internet sitesinden yayınladığı açıklamasında; ‘Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı (TÜRGEV) olarak biz de giderek belirginleşen bu dayatmaya karşı net duruşumuzu ortaya koyuyoruz. Homoseksüellik ve türevlerinin propagandasının yapılması bunları özendirici üslup kullanılması toplumumuzun ezelden beri güçlü bir şekilde karşı olduğu bir olgudur. Âilelerin neredeyse tamâmı biyolojik cinsiyeti temel almakta, çocuklarını kadın ve erkek olarak yetiştirmeye özen göstermektedir. İnsanlığı tehdit eden, toplumların taşıyıcı unsuru olan âileyi yok ederek toplumsal çözülme ve çürümeyi hızlandıran, gençlerin ve çocukların anlam dünyâlarını altüst ederek onları bedensel ve ruhsal olarak yaralayan bu olguyu bir norm olarak asla kabul etmeyeceğiz. Propagandasının yapılmasına sessiz kalmayacağız. Gençlerimizin ve çocuklarımızın önüne konan bu yöndeki modelleri ve teşvikleri hoş görmeyeceğiz. İnsanlığın faşist yöntemlerle baskı altına alınmasına, cinsiyetsiz, âilesiz, atomize insan üretme projesine karşı sesimizi yükselteceğiz.’ Açıklamalarını yaptı.
Her birinin görüşüne saygı duyuyor ve aynen katıldığımızı belirtiyoruz. Biz de en yüksek tonda İstanbul Sözleşmesini kabul etmediğimizi, muhtevâsını tanımadığımızı ve âcilen iptal edilmesi gerektiğini bir kez daha vurguluyoruz. Yetkililere duyurulur.
Hayırlı, bereketli Cumâlar diliyoruz efendim.