AK Parti ilk defa bir seçimde psikolojik üstünlüğünü kaybetti. İstanbul'da yenilenen belediye başkanlığı seçimlerinin Ak Parti'ye getirisinden ziyade götürüsü oldu. Seçimin nasıl kaybedildiğine kısaca değinecek olursak her şeyden önce “çaldılar” söylemi seçmen nazarında kabul görmedi. Tam aksine Ekrem İmamoğlu mazlum konumuna getirildi. 31 Mart seçimleri sonrası yapılan itirazlar ve itirazlardaki iddiaların bir türlü ispat edilememesi seçmen üzerinde olumsuz bir hava oluşturdu.
Bir diğer neden ise terörist başının mektubunun TRT'de okutulması ve bölücü başının kırmızı bültenle aranan kardeşinin TRT Kürdi'ye çıkartılması büyük tepki çekti. Aklımıza takılan soruysa Milli İstihbarat Teşkilatı'nın aradığı Osman Öcalan'ı TRT Kürdi çarçabuk nasıl buldu?
AK Parti HDP’li seçmeni etkileyelim derken, milliyetçilerin tepkisini çekti ve bir nevi Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan oldu. Bölücü başının mektubunu HDP’li seçmen ciddiye almamış oldu. Bu, HDP seçmenin Selahattin Demirtaş'ı daha çok ciddiye aldıklarını mı göstermiş oldu?
İstanbul seçiminin kaybedilmesinde bir başka sebepse EYT’liler (emeklilikte yaşa takılanlar) oldu. 31 Mart öncesi emeklilik yaşının aşağı çekilmesini bekleyenler umduğunu bulamayınca bir çoğu AK Parti'ye oy vermedi ve beklenti 23 Haziran seçimlerinde de devam etti. Ancak AK Parti bu konuda geri adım atmayınca bedelini ağır ödedi. EYT’liler AK Parti'yi emekli etmeyi düşündü ve oy vermedi.
Mamafih KYK’lılar (kanun hükmünde kararname) yeni bir düzenleme ile haklarının iadesi yönünde beklenti içinde olmalarına rağmen bu düzenleme yapılmayınca ailelerin de AK Parti'den desteğini çekmesine neden oldu. Bir çok mağdur aile perişan beklemekte...
KADEM gibi sözde İslami feminist kadın kuruluşları AK Parti'nin oy kaybetmesinde en büyük etkenlerinden biridir. Tuzu kuru kadınların süresiz nafakaya karşı olanlara karşı olması ve Sümeyye Erdoğan Bayraktar'ın KADEM Başkan yardımcılığı görevinde olması dağılan ailelerin çokça tepkisini çekiyor. Ayrıca, Aile, Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanı Sayın Zehra Zümrüt Selçuk'un KADE temsilcilerinden olması ve mazlum ve mağdurlar yenine Sıla ve Ahmet Kural arasındaki kavgada Sıla'yı geçmiş olsun için araması çok tepki çekmişti. 20011 yılında çıkartılan Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi yani ''İstanbul Sözleşmesi o gün 246 kabul, "sıfır" ret oyuyla Meclis'ten geçti. LGBT'nin LGB'si hukuk hiyerarşisinin en üstündeki metne işte böyle yerleşti.'' Öylece ailelerin yıkılmasına sebep oldu olmaya da devam ediyor. Sözde şiddette karşı çıkartılan bu kanun KADEM tarafından şiddetle destekleniyor. ''kadına şiddet'' söylemleri kadına şiddeti durdurmadığı gibi bizzat şiddetin artmasına neden olmuştur. LGBT gibi grupların rahatça her türlü eylemi gerçekleştirmesini sağlamaktadır.
Bunun dışında trollerin de katkılarını unutmayalım. Photoshop ile, bir sürü hakaretle tüm muhalefet partilerine yönelik uygulanan linç girişimi bir yere kadar işe yaradı, fakat gayr-i ahlaki bu girişimler seçmenin vicdanında geri tepti. Binlerce trol sosyal medyadan günlerce iftira haberleri çıkarttı. Burada iktidar medyasının katkılarını da unutmamak lazım. Bunca haksızlığa, hukuksuzluğa karşın hiç bir toplum önderi, din adamı, STK'dan tepki gelmediği gibi maalesef bir kısım sözde hoca trolleri aratmadı. Saadet Partisi yine en çok saldırıya uğrayan partiydi. Kimi eskimiş yazarlar seçmenin Saadet Partisi’ne oy verdiği takdirde dinden çıkacaklarına dair fetvalar verdiler!
Cumhur İttifakı'na yakın bazı gazetecilerin de seçim sonrası itiraf ettiği gibi Cumhur İttifakı'nın siyasi üslubu AK Parti'ye İstanbul'u kaybettiren diğer nedenlerden biriydi. Yaşı 70'i aşan eski siyasilerin Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu adı altında toplanması ve yüklü bir maaşa bağlanması tepkileri artırdı. Cumhurbaşkanlığı YİK'in seçim sonrası ilk icraatları ise 13 bin lira olan maaşlarını 18 bine çıkartmak oldu.
Damat, Süleyman Soylu ve bazı bakanların başarısız bulunması İstanbul'a mâl oldu. Gene teşkilatlardaki partizanlık, adam kayırma, liyakati dikkate almama AK Parti tavan ve tabanda metal yorgunluğunun artarak devam etmesi gibi sebepler seçimin kaybedilmesinde etkili oldu.
Velhasıl bu ve benzer nedenlerden dolayı İstanbul AK Parti'nin elinden çıktı ve 25 yıl sonra yeniden CHP İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni kazanmış oldu.
İstanbul 25 yıl sonra elimizden çıktı diye şikayet eden muhafazakarlara bir düzeltme yapalım İstanbul 15 yıl önce Milli Görüş'ün elinden zaten çıkmıştı.
Ne diyelim bu vesile ile 23 Haziran seçimleri İstanbul ve ülkemize hayırlar getirsin!
Selam ve dua ile...