Yatırımların azalması, fabrika ve işyerlerinin yeterli seviyede açılmaması işsizliği artırmaktadır. Ağustos 2009 ayı işsizlik oranı % 13,4, işsiz sayısı ise 3 milyon 429 bin olarak açıklandı. Temmuz 2009 ayı işsizlik oranı 12,8 idi. Açıklanan bu resmi rakamlara rağmen gizli işsizler hesaba katılınca, gerçek işsiz sayısının 8 milyon olduğu tahmin edilmektedir. Çalışabilecek durumda olduğu halde, iş bulup çalışamayanlar ekonomiye de yük olmaktadır.
Bir ailede çalışan insan sayısı az, ama tüketenler çoğunlukta olduğu zaman, o ailede huzur bozulur. Artan nüfusa oranla yatırımların az olması nedeniyle büyük bir işsizlikle karşı karşıya kalınmaktadır. Bu durum ülke ekonomisini olumsuz yönde etkilemektedir. Ayrıca işsizlik sosyal patlamalara da neden olmaktadır.
Köylerden ve küçük yerleşim birimlerinden şehirlere gelenler ile bölgesel göçler nedeniyle göç alan kentlerde bütün dengeler bozulmaktadır. Göçler nedeniyle kentleri çepeçevre saran varoş kentler oluşmaktadır. Kırsal kesimlerden kentlere gelen insanlar zaman içinde iş bulamayınca sosyal patlamalar meydana gelmektedir. Kentlerin gecekondu semtlerine yerleşen bu insanlar, işsizlik nedeniyle açlık, yoksulluk ve yoklukla baş başa kalmaktadırlar.
Diyarbakır'dan, Van'dan, Adıyaman'dan Doğu ve Güneydoğu illerinden; Konya'ya, Antalya'ya, Mersin'e, İstanbul'a, İzmir'e, Adana'ya göç edip gelen insanlar, geldikleri yerlerde daha büyük problemleri beraberinde getirmektedirler. Bu nedenle Diyarbakır'ın, Van'ın, Adıyaman'ın vs. şehirlerin meseleleri çözülmediği sürece, Konya'nın, Antalya'nın, Mersin'in, İstanbul'un, İzmir'in, Adana'nın yani göç alan şehirlerin meseleleri çözülemez.
Türkiye'de şehirden şehire, köyden şehire olan göçün önüne geçilmesi gerekir. Göç veren illere gerek sanayi, gerekse tarımsal yatırımlar yapılarak işsizlere iş bulup, göçün önüne geçilmelidir. İnsanlar, işsizlik nedeniyle köylerinden, beldelerinden, ilçelerinden, kentlerinden ve topraklarından başka yerlere gitmesinler.
İşsizliğe çözüm bulmak için en önemlisi köylerden şehirlere göçün durdurularak, emek-yoğun olan politikalara ağırlık verilmelidir. Bunun için "Güzel köy, güzel belde, güzel ilçe ve güzel şehir" kurma projeleri ile ülke bir baştan bir başa yeniden ele alınarak, yeni yatırımlarla kalkınma sağlanmalıdır. Yoksa işsizliği önlemek mümkün olmaz.
Bir ailede çalışan insan sayısı az, ama tüketenler çoğunlukta olduğu zaman, o ailede huzur bozulur. Artan nüfusa oranla yatırımların az olması nedeniyle büyük bir işsizlikle karşı karşıya kalınmaktadır. Bu durum ülke ekonomisini olumsuz yönde etkilemektedir. Ayrıca işsizlik sosyal patlamalara da neden olmaktadır.
Köylerden ve küçük yerleşim birimlerinden şehirlere gelenler ile bölgesel göçler nedeniyle göç alan kentlerde bütün dengeler bozulmaktadır. Göçler nedeniyle kentleri çepeçevre saran varoş kentler oluşmaktadır. Kırsal kesimlerden kentlere gelen insanlar zaman içinde iş bulamayınca sosyal patlamalar meydana gelmektedir. Kentlerin gecekondu semtlerine yerleşen bu insanlar, işsizlik nedeniyle açlık, yoksulluk ve yoklukla baş başa kalmaktadırlar.
Diyarbakır'dan, Van'dan, Adıyaman'dan Doğu ve Güneydoğu illerinden; Konya'ya, Antalya'ya, Mersin'e, İstanbul'a, İzmir'e, Adana'ya göç edip gelen insanlar, geldikleri yerlerde daha büyük problemleri beraberinde getirmektedirler. Bu nedenle Diyarbakır'ın, Van'ın, Adıyaman'ın vs. şehirlerin meseleleri çözülmediği sürece, Konya'nın, Antalya'nın, Mersin'in, İstanbul'un, İzmir'in, Adana'nın yani göç alan şehirlerin meseleleri çözülemez.
Türkiye'de şehirden şehire, köyden şehire olan göçün önüne geçilmesi gerekir. Göç veren illere gerek sanayi, gerekse tarımsal yatırımlar yapılarak işsizlere iş bulup, göçün önüne geçilmelidir. İnsanlar, işsizlik nedeniyle köylerinden, beldelerinden, ilçelerinden, kentlerinden ve topraklarından başka yerlere gitmesinler.
İşsizliğe çözüm bulmak için en önemlisi köylerden şehirlere göçün durdurularak, emek-yoğun olan politikalara ağırlık verilmelidir. Bunun için "Güzel köy, güzel belde, güzel ilçe ve güzel şehir" kurma projeleri ile ülke bir baştan bir başa yeniden ele alınarak, yeni yatırımlarla kalkınma sağlanmalıdır. Yoksa işsizliği önlemek mümkün olmaz.