İşsizlik işgücü seviyesi (çalışabilir durumdaki fertler) ile istihdam seviyesi (mevcut iş imkânları) arasındaki farktır. İşsizlik iş gücü (yani emek) arzı ve talebi arasındaki dengesizlikten doğmaktadır. Türkiye, sosyo-ekonomik yapı bakımından geri kalan ülkelerden biridir. En önemli sosyo-ekonomik meseleler yatırımlar ve işsizliktir. İşsizlik toplumda çok yönlü sosyal yaralar açar.
İşsizlik sosyal-moral, sosyal ahlâk gibi menfi etkiler yaptığı gibi son derce korkutucu ekonomik etkilerde yapmaktadır. Çünkü bir ekonomide az bir üretim, çok kitleler tarafından tüketilince, ister istemez enflasyon artmaktadır. Türkiye’de bir yanda milyonlarca insan iş beklerken, bir yanda da yatırım yapılmayan çok verimli alanlar vardır. Bununla beraber toplumun yetersiz talepleri, ithalat yoluyla karşılanmakta ve milyarlarca dolar ödenmektedir. Bu olumsuz durum çarpık ekonomik yapıdan kaynaklanmaktadır.
Sonuçta; işsizlik artmakta olup, bu sosyal yara günden güne büyümektedir. Halbuki hükümetler, tutarlı ve istihdam geliştirecek çareleri araştırıp, uygulamaya koymakla yükümlüdürler. Bugün Türkiye, açık ve gizli işsizlik olarak bir işsizler ordusu ile karşı karşıyadır. İşsizlik devasa bir boyut kazanmıştır.
İnsanları işsizlik içinde olan bir ülkede hükümet olanlar nasıl olurda refah toplumundan bahsedebilir? Böylesi ekonomiler insanlara huzur ve saadet verebilir mi?
İşte işsizlik meselesini korkunç boyutlara ulaştığı Türkiye’de, ekonomi bir çıkmaz içindedir. Çünkü ekonomik kaynaklar verimli bir şekilde kullanılmamaktadır. Türkiye’nin ekonomik değerleri israf edilmekte, hatta haksız bir kullanım sonucu ekonomiye büyük yükler yüklenmektedir. Faiz, haksız kazanç, rüşvet, israf ve lüksün hakim olduğu ekonomilerde işsizlik önlenemeyeceği gibi huzurda olmaz
İŞSİZLİK SÜREKLİ ARTIYOR
Hükümetlerin takip ettikleri istihdam ve işsizliği önleme politikaları sonuç vermeyince işsizlik aşılması güç boyutlar kazanmaktadır. Türkiye’de toplumun bütün kesimlerini temelden ilgilendiren işsizlik meselesi, sosyal bir yara olarak gün geçtikçe kangren olma noktasındadır. İşsizlik neden sürekli artıyor? İstihdam politikaları nerede kaldı? İşsizliğin önlenmesine engel nedir?
Kapitalist ekonomilerin hakim olduğu toplumlarda, kaynakların tam olarak kullanılmaması ve faiz engeli olduğundan işsizlik çık gibi büyümektedir. Faiz yatırımları azalttığı gibi, üretime de engel olmaktadır. Ayrıca faiz sermayenin marjinal verimliliğini de düşürmektedir.
İşte Türkiye ekonomisi de Batılı ekonomi kalıplarını esas aldığı için faiz kıskacındadır. Türkiye ekonomisi, faiz kıskacında olduğu için enflasyon ve işsizlik artışına engel olunamıyor. Bunun sonucu olarak da işsizlik sürekli artıyor.
Bir ülkede yatırım olmadan, üretim tesisleri kurmadan işsizlik önlenebilir mi? Bu mümkün değildir. Türkiye’de uygulanan ekonomi politikaları bir çıkmaz içindedir. Hükümetler hep gündelik ve suni çözümler peşinde koşuyor.
Türkiye’de işsizler ordusunu terhis edebilmek için ülke ekonomisini devamlı olarak yatırım yapabilecek canlılıkta tutmak gerekir. İsraf önlenmelidir. Üretim konusunda insana faydalı olan bir malın üretimi esas alınmalıdır. Yani hem faydalı bir üretim, hem de sürekli bir satım gerçekleştirilmelidir. Aksi halde Türkiye’de işsizlik daha büyük boyutlar kazanarak, bu sosyal yara daha da büyüyecektir.
İŞSİZLİĞİN ÇÖZÜM YOLU
İşsizliğin çözümü için toplumu temelden sarsan bütün haksızlıkların ortadan kaldırılması şarttır. Ondan sonrada tasarruf terbiyesini sağlayarak, yatırım tercihlerini hızlandırmak gerekir. Yatırım tercihleri yapılırken iç tüketim taleplerine cevap verecek ve ihracatı artıracak malların üretimi esas alınmalıdır. İsraf ve lüks üretim maddelerine yatırım izni verilmemelidir. Müteşebbislerin devamlı olarak yatırım yapabilmesi için ekonomik durgunluğu bertaraf etmelidir.
Tam istihdamı sağlamak ve dengede tutabilmek, ancak ülke ekonomisini devamlı olarak yatırım yapabilir canlılıkta tutmakla olur. Bu ana prensiplerle beraber şu tedbirleri de almak lâzımdır:
1) Sanayi yatırımlarının yaygınlaşması ile büyük şehirlere göçün önlenmesi
2) Alt yapı yatırımlarına öncelik vererek güçlüklerin ve darboğazların giderilmesi
3) Bazı dalarda emek yoğun olan teknolojilere ağırlık ve öncelik verilmesi
4) Faiz politikasından vazgeçilmesi
5) Ağır sanayinin teşkili ile yerli hammadde kaynaklarımızın işletilmesi. Ağır sanayinin kuruluşu işsizliği kökünden çözecek tek çaredir.
6) İhracatın artırılması
7) Ayrıca yurt dışındaki işçi meselelerinin çözümü de, Türkiye’de yurt içi işsizli giderecek bir tedbir olarak ciddiyetle ele alınmalıdır.
İşsizlik sosyal-moral, sosyal ahlâk gibi menfi etkiler yaptığı gibi son derce korkutucu ekonomik etkilerde yapmaktadır. Çünkü bir ekonomide az bir üretim, çok kitleler tarafından tüketilince, ister istemez enflasyon artmaktadır. Türkiye’de bir yanda milyonlarca insan iş beklerken, bir yanda da yatırım yapılmayan çok verimli alanlar vardır. Bununla beraber toplumun yetersiz talepleri, ithalat yoluyla karşılanmakta ve milyarlarca dolar ödenmektedir. Bu olumsuz durum çarpık ekonomik yapıdan kaynaklanmaktadır.
Sonuçta; işsizlik artmakta olup, bu sosyal yara günden güne büyümektedir. Halbuki hükümetler, tutarlı ve istihdam geliştirecek çareleri araştırıp, uygulamaya koymakla yükümlüdürler. Bugün Türkiye, açık ve gizli işsizlik olarak bir işsizler ordusu ile karşı karşıyadır. İşsizlik devasa bir boyut kazanmıştır.
İnsanları işsizlik içinde olan bir ülkede hükümet olanlar nasıl olurda refah toplumundan bahsedebilir? Böylesi ekonomiler insanlara huzur ve saadet verebilir mi?
İşte işsizlik meselesini korkunç boyutlara ulaştığı Türkiye’de, ekonomi bir çıkmaz içindedir. Çünkü ekonomik kaynaklar verimli bir şekilde kullanılmamaktadır. Türkiye’nin ekonomik değerleri israf edilmekte, hatta haksız bir kullanım sonucu ekonomiye büyük yükler yüklenmektedir. Faiz, haksız kazanç, rüşvet, israf ve lüksün hakim olduğu ekonomilerde işsizlik önlenemeyeceği gibi huzurda olmaz
İŞSİZLİK SÜREKLİ ARTIYOR
Hükümetlerin takip ettikleri istihdam ve işsizliği önleme politikaları sonuç vermeyince işsizlik aşılması güç boyutlar kazanmaktadır. Türkiye’de toplumun bütün kesimlerini temelden ilgilendiren işsizlik meselesi, sosyal bir yara olarak gün geçtikçe kangren olma noktasındadır. İşsizlik neden sürekli artıyor? İstihdam politikaları nerede kaldı? İşsizliğin önlenmesine engel nedir?
Kapitalist ekonomilerin hakim olduğu toplumlarda, kaynakların tam olarak kullanılmaması ve faiz engeli olduğundan işsizlik çık gibi büyümektedir. Faiz yatırımları azalttığı gibi, üretime de engel olmaktadır. Ayrıca faiz sermayenin marjinal verimliliğini de düşürmektedir.
İşte Türkiye ekonomisi de Batılı ekonomi kalıplarını esas aldığı için faiz kıskacındadır. Türkiye ekonomisi, faiz kıskacında olduğu için enflasyon ve işsizlik artışına engel olunamıyor. Bunun sonucu olarak da işsizlik sürekli artıyor.
Bir ülkede yatırım olmadan, üretim tesisleri kurmadan işsizlik önlenebilir mi? Bu mümkün değildir. Türkiye’de uygulanan ekonomi politikaları bir çıkmaz içindedir. Hükümetler hep gündelik ve suni çözümler peşinde koşuyor.
Türkiye’de işsizler ordusunu terhis edebilmek için ülke ekonomisini devamlı olarak yatırım yapabilecek canlılıkta tutmak gerekir. İsraf önlenmelidir. Üretim konusunda insana faydalı olan bir malın üretimi esas alınmalıdır. Yani hem faydalı bir üretim, hem de sürekli bir satım gerçekleştirilmelidir. Aksi halde Türkiye’de işsizlik daha büyük boyutlar kazanarak, bu sosyal yara daha da büyüyecektir.
İŞSİZLİĞİN ÇÖZÜM YOLU
İşsizliğin çözümü için toplumu temelden sarsan bütün haksızlıkların ortadan kaldırılması şarttır. Ondan sonrada tasarruf terbiyesini sağlayarak, yatırım tercihlerini hızlandırmak gerekir. Yatırım tercihleri yapılırken iç tüketim taleplerine cevap verecek ve ihracatı artıracak malların üretimi esas alınmalıdır. İsraf ve lüks üretim maddelerine yatırım izni verilmemelidir. Müteşebbislerin devamlı olarak yatırım yapabilmesi için ekonomik durgunluğu bertaraf etmelidir.
Tam istihdamı sağlamak ve dengede tutabilmek, ancak ülke ekonomisini devamlı olarak yatırım yapabilir canlılıkta tutmakla olur. Bu ana prensiplerle beraber şu tedbirleri de almak lâzımdır:
1) Sanayi yatırımlarının yaygınlaşması ile büyük şehirlere göçün önlenmesi
2) Alt yapı yatırımlarına öncelik vererek güçlüklerin ve darboğazların giderilmesi
3) Bazı dalarda emek yoğun olan teknolojilere ağırlık ve öncelik verilmesi
4) Faiz politikasından vazgeçilmesi
5) Ağır sanayinin teşkili ile yerli hammadde kaynaklarımızın işletilmesi. Ağır sanayinin kuruluşu işsizliği kökünden çözecek tek çaredir.
6) İhracatın artırılması
7) Ayrıca yurt dışındaki işçi meselelerinin çözümü de, Türkiye’de yurt içi işsizli giderecek bir tedbir olarak ciddiyetle ele alınmalıdır.