Kalaycı, parti il binasında düzenlediği basın toplantısında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın sözde büyük İsrail devletini kurma projesi olan BOP ile medeniyetler buluşması gibi projelerden ayrılmasını ve eş başkanlığı bırakmasını da isterken, “Başbakan yüksek sesle bağırıp çağırmaktan başka hiçbir şey yapmayacak mıdır? İsrail ile yapılan anlaşmaların askıya alınması, İsrail uçaklarının Konya’mızda eğitimini sağlayan anlaşmaya son verilmesi, gerekirse büyükelçimizin geri çekilmesi, ambargo uygulanması gibi atılacak birçok adım olmasına rağmen, hiçbir adım atmayan Sayın Başbakan, eş başkanlığı bırakmayı hala düşünmüyor mu? Ne Sayın Başbakan, ne de AKP Hükümeti bu vebalin altından kalkamayacaktır” dedi.
Kalaycı, İsrail Başbakanı Ehud Olmert’in bu saldırıların başlamasından 5 gün önce 22 Aralık 2008 günü ülkemize gelerek Sayın Cumhurbaşkanı ve Başbakan ile görüştüğünü de hatırlatırken, Başbakan Erdoğan inkar etse de, Başbakanlık Basın merkezinin açıklaması ve bir ulusal televizyonda konuşan İsrail’in Ankara büyükelçisinin sözleri 5 saati aşan görüşmede Gazze’nin de görüşüldüğünü ortaya koymaktadır. Başbakanlık Basın Merkezinin 23 Aralık 2008 tarihli açıklamasına göre, görüşmede Suriye-İsrail barış sürecinin yanı sıra Gazze’deki durum, ateşkes ve Filistin-İsrail barış sürecinin de ele alındığı belirtilerek, Başbakan Erdoğan’ın, barış görüşmelerindeki yapıcı yaklaşımı ve gösterdiği siyasi irade için İsrail Başbakanına teşekkür ettiği belirtilmiştir. Dolayısıyla, Gazze’nin de görüşüldüğü açıklanan bu görüşmelerde İsrail Başbakanının bu saldırıya dair hangi bilgileri verdiğini Sayın Başbakan’ın kamuoyuna açıklaması gerekir. İsrail başbakanı ne amaçla Türkiye’ye gelmiştir, hangi konular görüşülmüştür? Sayın Tayyip Erdoğan, hangi yapıcı yaklaşımından ve siyasi iradesinden dolayı İsrail Başbakanına teşekkür etmiştir? Yoksa Türkiye farklı bilgi verilip aldatılmış mıdır? Mutlaka açıklanmalıdır” diyerek AKP Hükümetini bu konuda bir açıklama yapmaya çağırdı.
Ülkede yaşanan sağlık sorunlarına da değinen Kalaycı, “AKP hükümetinin beceriksizliği yüzünden bugünlerde ülkemizde sağlık konusunda bir rezalet yaşanmaktadır. Sağlık hizmetleri paralı hale getirilmiştir. AKP Hükümeti 10 liraya kadar kademeli belirlediği muayene ücretlerinin eczanelerce tahsili uygulamasını başlatarak eczaneleri maliyenin bir veznesi konumuna sokmuştur. Türk Eczacılar Birliği sorunların çözüme kavuşturulmaması üzerine Sosyal Güvenlik Kurumu ile yapılan ilaç alım protokolünü iptal ettiğini açıklamıştır. Bu durumda SSK, Emekli Sandığı ve Bağ-kur emeklileri ve yeşil kartlı vatandaşlarımız 2 Şubat gününden itibaren reçeteleriyle eczanelere vardıklarında ilaçların parasını ödemeden ilaçlarını alamayacaklardır. Parası olup ilacını alabilenler bunun karşılığını devletten 2–3 ay sonra alabilecek, parası olmayanlar ise ilacını alamayacak” dedi.
Konuşmasının sonunda yaşanan ekonomik krizi değerlendiren Kalaycı, “Son zamanlarda Sayın Başbakan’ın bir taraftan önce ‘küresel kriz bizi etkilemez’, sonra ‘teğet geçecek’, “az etkileyecek’, “kriz psikolojik” derken, diğer taraftan da küresel krize sıkı sıkıya sarıldığını görmekteyiz. Yaşanan sıkıntıyı küresel krize bağlayan AKP’ye sormak lazım, önceki yıllarda çiftçimizin ve köylümüzün durumu çok mu iyiydi. Esnafımızın işleri çok iyiydi de son üç ayda mı bozuldu? Yüksek faiz düşük kur politikasıyla milli sanayimizi çökerten siz değil misiniz? İnşaat sektörümüz, tekstil sektörümüz yeni mi zor duruma düştü?
İşsizlik oranlarını siz düşürdünüz de, şimdi mi arttı? Ekonomiyi sürekli tozpembe gösteren, milli gelirde kur düşüşünden kaynaklanan sanal artışı kendi mahareti zanneden AKP Hükümeti, şimdi IMF’nin kapısında el açıyor. Ancak, asgari ücretli, memur, emekli, dul ve yetim, işçi, çiftçi, köylü, esnaf velhasıl vatandaşlarımızın cebi dolmadı, ama kredi kartı limitleri doldu, kredi limitleri doldu, gırtlağına kadar borç doldu. Esnafımız, çiftçimiz, işadamımız şimdi de tefecilerin eline düştü. Çok yüksek faizlerle borç alıyor, senedini, çekini kırdırıyor. İşyerleri kapanıyor, işçiler çıkarılıyor. Başbakan acaba hangi rahatlamadan bahsediyor” diyerek yaşanan sıkıntıları dile getirdi.
ALİ SAİT ÖGE
Kalaycı, İsrail Başbakanı Ehud Olmert’in bu saldırıların başlamasından 5 gün önce 22 Aralık 2008 günü ülkemize gelerek Sayın Cumhurbaşkanı ve Başbakan ile görüştüğünü de hatırlatırken, Başbakan Erdoğan inkar etse de, Başbakanlık Basın merkezinin açıklaması ve bir ulusal televizyonda konuşan İsrail’in Ankara büyükelçisinin sözleri 5 saati aşan görüşmede Gazze’nin de görüşüldüğünü ortaya koymaktadır. Başbakanlık Basın Merkezinin 23 Aralık 2008 tarihli açıklamasına göre, görüşmede Suriye-İsrail barış sürecinin yanı sıra Gazze’deki durum, ateşkes ve Filistin-İsrail barış sürecinin de ele alındığı belirtilerek, Başbakan Erdoğan’ın, barış görüşmelerindeki yapıcı yaklaşımı ve gösterdiği siyasi irade için İsrail Başbakanına teşekkür ettiği belirtilmiştir. Dolayısıyla, Gazze’nin de görüşüldüğü açıklanan bu görüşmelerde İsrail Başbakanının bu saldırıya dair hangi bilgileri verdiğini Sayın Başbakan’ın kamuoyuna açıklaması gerekir. İsrail başbakanı ne amaçla Türkiye’ye gelmiştir, hangi konular görüşülmüştür? Sayın Tayyip Erdoğan, hangi yapıcı yaklaşımından ve siyasi iradesinden dolayı İsrail Başbakanına teşekkür etmiştir? Yoksa Türkiye farklı bilgi verilip aldatılmış mıdır? Mutlaka açıklanmalıdır” diyerek AKP Hükümetini bu konuda bir açıklama yapmaya çağırdı.
Ülkede yaşanan sağlık sorunlarına da değinen Kalaycı, “AKP hükümetinin beceriksizliği yüzünden bugünlerde ülkemizde sağlık konusunda bir rezalet yaşanmaktadır. Sağlık hizmetleri paralı hale getirilmiştir. AKP Hükümeti 10 liraya kadar kademeli belirlediği muayene ücretlerinin eczanelerce tahsili uygulamasını başlatarak eczaneleri maliyenin bir veznesi konumuna sokmuştur. Türk Eczacılar Birliği sorunların çözüme kavuşturulmaması üzerine Sosyal Güvenlik Kurumu ile yapılan ilaç alım protokolünü iptal ettiğini açıklamıştır. Bu durumda SSK, Emekli Sandığı ve Bağ-kur emeklileri ve yeşil kartlı vatandaşlarımız 2 Şubat gününden itibaren reçeteleriyle eczanelere vardıklarında ilaçların parasını ödemeden ilaçlarını alamayacaklardır. Parası olup ilacını alabilenler bunun karşılığını devletten 2–3 ay sonra alabilecek, parası olmayanlar ise ilacını alamayacak” dedi.
Konuşmasının sonunda yaşanan ekonomik krizi değerlendiren Kalaycı, “Son zamanlarda Sayın Başbakan’ın bir taraftan önce ‘küresel kriz bizi etkilemez’, sonra ‘teğet geçecek’, “az etkileyecek’, “kriz psikolojik” derken, diğer taraftan da küresel krize sıkı sıkıya sarıldığını görmekteyiz. Yaşanan sıkıntıyı küresel krize bağlayan AKP’ye sormak lazım, önceki yıllarda çiftçimizin ve köylümüzün durumu çok mu iyiydi. Esnafımızın işleri çok iyiydi de son üç ayda mı bozuldu? Yüksek faiz düşük kur politikasıyla milli sanayimizi çökerten siz değil misiniz? İnşaat sektörümüz, tekstil sektörümüz yeni mi zor duruma düştü?
İşsizlik oranlarını siz düşürdünüz de, şimdi mi arttı? Ekonomiyi sürekli tozpembe gösteren, milli gelirde kur düşüşünden kaynaklanan sanal artışı kendi mahareti zanneden AKP Hükümeti, şimdi IMF’nin kapısında el açıyor. Ancak, asgari ücretli, memur, emekli, dul ve yetim, işçi, çiftçi, köylü, esnaf velhasıl vatandaşlarımızın cebi dolmadı, ama kredi kartı limitleri doldu, kredi limitleri doldu, gırtlağına kadar borç doldu. Esnafımız, çiftçimiz, işadamımız şimdi de tefecilerin eline düştü. Çok yüksek faizlerle borç alıyor, senedini, çekini kırdırıyor. İşyerleri kapanıyor, işçiler çıkarılıyor. Başbakan acaba hangi rahatlamadan bahsediyor” diyerek yaşanan sıkıntıları dile getirdi.
ALİ SAİT ÖGE