İsraf, insanın bütün davranışlarında genellikle harcamalarında normal sınırları aşması demektir. İsraf, başka bir deyimle gereksiz harcamadır. Bir kimsenin malını yersiz yere, lüzumsuz şekilde sarf etmesi israftır.
İsraf, kazancı yiyen, bereketi götüren ekonomiyi tahrip eden, insana yoksulluk ve sefalet getiren büyük bir belâdır. Bu sebeple kişiler malını nasıl sarf edeceğini, tüketimi hangi şekilde yapacağını iyi bilmek zorundadır. Bir cemiyette normal yaşama standardının üstünde yapılan bütün harcamalar israftır.
Bugünün toplumları israfın amansız kıskacı altında, büyük huzursuzluklara duçar olmuş ve çıkmazlara girmiştir. Ekonomik sıkıntı ve krizler, israfın çokluğundan meydana gelmektedir. İsrafın olduğu yerde bereket olmayacağı gibi adil dağılımda sağlanamaz. Nice milletler israfın hışmına uğramış ve yok olmuştur.
Çağımızın toplumları ve ekonomileri büyük bir israf içindedir. Doğulu ve Batılı bütün ülkeler ekonomik israf içinde yüzmektedirler. Dünyanın süper güçleri olarak bilinen Amerika ve Rusya’nın ekonomik krizleri hep israftandır. Zengin ülke olarak ün salmış olan Amerika’da dünyanın en fakir ve yoksul insanların yaşadığı bir gerçektir. Böylesi ülkelerde kişiler ve kurumlar eldeki varlıklarını, başkalarının aç kalmasını düşünmeden sorumsuzca harcama gayreti içindedirler. Bu tür bir davranış biçimi tasarruf kavramına ters düştüğü gibi, kişiler arasındaki yardımlaşma prensibine de ters düşmektedir.
Büyük bir teknolojik gelişme kaydeden Batılı ülkeler, sürekli tüketim ekonomisi politikasıyla, yeraltı ve yerüstü kaynaklarını tüketme noktasına gelmişlerdir. Bugün Almanya ve İngiltere başta olmak üzere, Avrupa Kıt’ası ülkeleri zaman zaman ekonomik bunalımla karşılaşmaktadırlar. Bunun yegane sebebi israftandır.
Türkiye’nin durumu da Batı’nın israf ekonomilerinden farksızdır. Ülkemizde bir lokma ekmeği bulabilmek için mücadele veren, iş aradığı halde çalışabilecek ortamı bulamayan, hatta dilenen insanlar mevcut iken, israf içinde sorumsuz bir hayat sürme sevdasında olan insanların varlığı, cemiyet huzurunu bozmaktadır. Ayrıca bu tür davranış biçimi “komşusu aç iken tok yatan bizden değildir” mesajına ters düşmektedir. Türkiye’deki ekonomik çıkmazın sebeplerinden biri ama en önemlisi israftır. İsrafın olduğu yerde gelişme ve kalkınma sağlanamaz. Sıhhatli ve dengeli bir ekonomi israfın olmadığı ekonomidir.
İsraf, kazancı yiyen, bereketi götüren ekonomiyi tahrip eden, insana yoksulluk ve sefalet getiren büyük bir belâdır. Bu sebeple kişiler malını nasıl sarf edeceğini, tüketimi hangi şekilde yapacağını iyi bilmek zorundadır. Bir cemiyette normal yaşama standardının üstünde yapılan bütün harcamalar israftır.
Bugünün toplumları israfın amansız kıskacı altında, büyük huzursuzluklara duçar olmuş ve çıkmazlara girmiştir. Ekonomik sıkıntı ve krizler, israfın çokluğundan meydana gelmektedir. İsrafın olduğu yerde bereket olmayacağı gibi adil dağılımda sağlanamaz. Nice milletler israfın hışmına uğramış ve yok olmuştur.
Çağımızın toplumları ve ekonomileri büyük bir israf içindedir. Doğulu ve Batılı bütün ülkeler ekonomik israf içinde yüzmektedirler. Dünyanın süper güçleri olarak bilinen Amerika ve Rusya’nın ekonomik krizleri hep israftandır. Zengin ülke olarak ün salmış olan Amerika’da dünyanın en fakir ve yoksul insanların yaşadığı bir gerçektir. Böylesi ülkelerde kişiler ve kurumlar eldeki varlıklarını, başkalarının aç kalmasını düşünmeden sorumsuzca harcama gayreti içindedirler. Bu tür bir davranış biçimi tasarruf kavramına ters düştüğü gibi, kişiler arasındaki yardımlaşma prensibine de ters düşmektedir.
Büyük bir teknolojik gelişme kaydeden Batılı ülkeler, sürekli tüketim ekonomisi politikasıyla, yeraltı ve yerüstü kaynaklarını tüketme noktasına gelmişlerdir. Bugün Almanya ve İngiltere başta olmak üzere, Avrupa Kıt’ası ülkeleri zaman zaman ekonomik bunalımla karşılaşmaktadırlar. Bunun yegane sebebi israftandır.
Türkiye’nin durumu da Batı’nın israf ekonomilerinden farksızdır. Ülkemizde bir lokma ekmeği bulabilmek için mücadele veren, iş aradığı halde çalışabilecek ortamı bulamayan, hatta dilenen insanlar mevcut iken, israf içinde sorumsuz bir hayat sürme sevdasında olan insanların varlığı, cemiyet huzurunu bozmaktadır. Ayrıca bu tür davranış biçimi “komşusu aç iken tok yatan bizden değildir” mesajına ters düşmektedir. Türkiye’deki ekonomik çıkmazın sebeplerinden biri ama en önemlisi israftır. İsrafın olduğu yerde gelişme ve kalkınma sağlanamaz. Sıhhatli ve dengeli bir ekonomi israfın olmadığı ekonomidir.