İsra ve Mirac Mucizesi

Yüce Rabbimiz biz kullarını yer yüzünün halifesi olarak yaratmış olsa da, insan olmamız hasebiyle günah işlemekten uzak kalamayacağımızı bildiğinden, bizlerin günahlarını bağışlamak için bazı vesilele

Yüce Rabbimiz biz kullarını yer yüzünün halifesi olarak yaratmış olsa da, insan olmamız hasebiyle günah işlemekten uzak kalamayacağımızı bildiğinden, bizlerin günahlarını bağışlamak için bazı vesileler kılmıştır. Bulardan biri de kandil geceleridir. Yüce Rabbimize hamd olsun ki bizler, rahmetin bol bol tecelli ettiği, günahlardan bağışlanmak için tövbede bulunanlara tövbe kapılarının açıldığı, yapılan duaların kabul edildiği yeni bir kandil gecesine yani Mirac Kandiline kavuşmuş bulunmaktayız. Bizi bu güne eriştiren Yüce Mevlamız, tebliğ ile görevlendirdiği peygamberlerini zaman zaman çeşitli mucizelerle de desteklemiştir. İşte Hz. Peygamber (s.a.v)’in en büyük mucizelerinden biri İsrâ ve Mi'rac hâdisesidir.

 Sözlükte gece yürüyüşü, geceleyin yaya veya binekli olarak yapılan yürüyüş anlamına gelen isra, dinimizde; Hz. Peygamber (s.a.v)'in bir gece Burak isimli binitle Mekke'den Kudüs'teki Beyt-i Makdis'e götürülmesi hadisesidir. Buradan Hz. Peygamber (s.a.v) Mi'raca çıkmıştır.

İsrâ hadisesi Kur'an-ı Kerim’in;“Bir gece, kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye (Muhammed) kulunu Mescid-i Harâm'dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ'ya götüren Allah noksan sıfatlardan münezzehtir; O, gerçekten işitendir, görendir”. (İsra, 17/1)ayet-i kerimesiyle sabit olduğu için bunun inkârı mümkün değildir.

Arapçada merdiven, yukarı çıkmak, yükselmek anlamlarına gelen Mirac, İslam'da Hz. Peygamber (s.a.v)'in göğe yükselerek Allah'ın huzuruna kabul edilmesi mucizesidir.

Mirac hadisesi Hz. Peygamber (s.a.v)’in 63 yıllık çileli hayatının en sıkıntılı döneminde, yani eşi Hz. Hatice ile amcası Ebu Talib’in vefatı, müşriklerin müminlere yaptığı işkence ve ambargonun artması ve Taif’te taşlanması gibi olayların akabinde, Hz. Peygamber (s.a.v)’in “bittim ya Rabbi” noktasına geldiği bir zamanda meydana gelmiştir. Bu yolculuk bize hak yolda sebatı, yılmamayı anlatır. “Siz bu yolda sebat edin, bittiğiniz anda size böyle yüce kapılar açılacaktır” denilmektedir.

Mirac; hicretten bir buçuk yıl kadar önce, yaklaşık Milâdî 621 yılında, kameri takvime göre Recep ayının 27. Cuma Gecesinde, Hz. Peygamber (s.a.v) 52 yaşında iken vuku bulmuştur. Mescid-i Aksâ’ya günahlardan temizlenme yeri anlamında “Beytü’l-Makdis, yahut “Beyt-i Mukaddes” adı da verilmiştir. Mescid-i Aksâ’ya “en uzak mescit” anlamındaki bu ismin verilmesi, Mekke’deki Mescid-i Haram’a kervanla veya yaya yürüyüşü ile bir aylık mesafede bulunması yüzündendir.

Sahih hadis kaynaklarında yer aldığı üzere Mirac olayı şöyle olmuştur: Efendimiz (s.a.v) Mekke’de, halası Ümmü Hani’nin evinde iken veya Kâbe’nin çevresinde uyku ile uyanıklılık arası bir durumda iken Cebrail (a.s) bazı meleklerle birlikte gelerek Efendimizin göğsünü açmış, kalbini zemzem ile yıkadıktan sonra hikmet ve iman nuru doldurmuştur. Sonra bizce mahiyeti bilinmemekle beraber Arapçada şimşek anlamına gelen Burak adlı bir binite bindirerek, önce Kudüs’teki Mescid-i Aksa’ya götürülmüş, oradan da göklere yükseltilerek “Sidretü’l-Müntehâ” denilen en üst makama ulaştırılmıştır. Cebrail (a.s) burada kalmış, Hz. Peygamber (s.a.v) Refref adı verilen bir binekle yolculuğuna devam ederek, ne bir meleğin, ne de bir peygamberin yaklaşamayacağı, mahiyetini Allah’tan başka kimsenin bilemeyeceği gayb alemindeki bu makamı da geçmiş ve  Cenab-ı Hakk’ın huzuruna erişmiştir. Her semada ayrı bir peygamberle görüşen Allah’ın Elçisi, cennet ve cehenneme dair hadiselere şahit olmuş, rabbinden emirler alarak dönmüştür.

  Mirac gecesinde;

                   1- Beş vakit namaz farz kılınmıştır. Bu sebeple 5 vakit namazını hakkıyla kılan günde 5 defa miracı yaşamaktadır. Bunun içindir ki Efendimiz (s.a.v) “namaz müminin miracıdır” demiştir.

                   2- Bakara Suresinin son 2 ayeti yani “Emenarrülü” diye bildiğimiz ayetler nazil olmuştur. Bakara suresi son iki ayeti Efendimiz (s.a.v)’in hadislerinde övülmüş, her zaman ve özellikle yatmadan önce okunması tavsiye edilmiştir.

                   3- Allaha şirk koşmayanların affedileceği müjdesi verilmiştir.

Bu gecede, Hz. Peygamber (s.a.v)’e tâbi olup da, Allah'a şirk koşmayan kişilerin affedilebilecekleri vâd edilmiştir..

 

                   4- İsra suresindeki şu ahlaki ve sosyal prensipler ortaya konmuştur.

                   1- Allah’a ortak koşmamak, yalnız O’na inanıp yalnız o’na ibadet etmek

                   2- Ana babaya iyilik hürmet ve iteat etmek

                   3- Hısımlara yoksullara, yolda kalmışlara haklarını vermek onları yedirmek içirmek

                   4- Cimrilik yapmamak müsrif ve savurgan da olmamak,

                   5- Açlık korkusu ve geçim kaygısı ile çocukları öldürmemek,

                   6- Zinaya yaklaşmamak ve her türlü gayri meşru ilişkiden uzak durmak

                   7- Cana kıymamak

                   8- Yetimlerin malına el uzatmamak

                   9- Verilen sözü,yapılan sözleşmeyi yerine getirmek

                   10- Ölçerken ve tartarken eksik ve noksanlık yapmamak

                   11- Kesin olarak bilinmeyen şeylerin ardına düşmemek

                   12- Kibirlenmemek ve gururlanmamak

 Bu geceyi en iyi şekilde ihya edip değerlendirmek için; kendimize, ailemize, çocuklarımıza, milletimize, mü’minlere dua edelim. Büyük-küçük bütün günahlarımızın bağışlanması için tevbe edelim. Kendimiz ve mevtalarımızın ruhu için Kur’an ve meali okuyalım. Bol bol kaza veya nafile namaz kılalım. Zikir kelimelerini söyleyerek tespih çekelim, Peygamberimize salat‘ü-selam getirelim. Dost,yakın ve komşularımıza tebrik ziyareti yapalım. Şehit ailelerini ve hastaları ziyaret edelim. Yoksul, yetim ve öğrencilere maddi yardım yapalım. Çocukları sevindirelim. Birbirimizin kandilini tebrik edelim. Dargınları barıştıralım. Ömrümüzün muhasebesini yapalım. Bundan sonra iyi bir mü’min olmaya, düzenli namaz kılmaya, günahlardan sakınmaya Rabbimize söz verelim.

 Yüce Rabbimizden, Mirac kandilimizi mübarek kılarak bu geceden hakkıyla istifade etmeyi, günahlarımızı, hatalarımızı, kusurlarımızı ve isyanlarımızı bağışlamasını, dualarımızı, yaptığımız ve yapacağımız ibadetlerimizi makbul eylemesini, bizi razı olan ve razı olunanlardan kullar zümresine ilhak etmesini, devletimize dirlik, milletimize birlik nasip etmesini, bizleri bölmek isteyenlere fırsat vermemesini niyaz ediyoruz. Bu vesile ile Mirac Kandilinizi tebrik ediyor, kendimiz ailemiz, vatanımız, milletimiz ve tüm ümmet-i Muhammed’e hayırlar getirmesini Yüce Rabbimden diliyorum.

Dr. Hüseyin ÇELİKER

Diyanet Emekli Başmüfettişi

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yaşam Haberleri