Düne göre bugün ümmet-i Muhammed’in kaynaşmaya, bütünleşmeye, birlik ve beraberliğe ve dayanışmaya daha çok muhtaç olduğunu düşünüyorum. İnşallah aşağıda açıklayacağım hadis-i şerif buna katkı sağlar.
Abdullah ibn-i Amr’ın (Allah her ikisinden de razı olsun) rivayet ettiğine göre, Nebi (s.a.v.)’e birisi: Ya Resulallah! İslam’ın hangi ibadeti daha hayırlıdır? diye sordu. Resul-i Ekrem (fakir, miskin ve aç) kimseye yemek yedirmen ve bildiğine, bilmediğine selam vermendir, diye cevap verdi. (Buhari, kitabü’l- iman)
İnfak iki kısımdır. Birincisi farzdır, ikincisi menduptur. Müminin kendisi ve ailesi için kazanması farzdır, zekât vermesi de farzdır. Onun akrabaları, fakirler ve düşkünler için çalışması ise menduptur.
Mümin, rızkını helal yollardan kazanması ve helal yollara harcaması gerekir. Çünkü haram yollardan kazanmasının Allah nezdinde (katında) bir değeri yoktur. Ayrıca
israf etmeden ölçülü bir şekilde harcaması gerekir.
Allah Teâlâ şöyle buyurdu: “Onlar, harcadıklarında ne israf ne de cimrilik edenlerdir. Onların harcamaları, bu ikisi arası dengeli bir harcamadır.” (Furkân:67
Yani müminler, infak ettikleri zaman ne saçarlar ve ne de cimrilik ederler. Onların harcamaları bu ikisi arasında insanın ihtiyacı kadar harcarlar. Çünkü Müslüman orta yolu takip eden bir insandır.
Allah Teâlâ şöyle buyurdu: “Böylece, sizler insanlara birer şahit (ve örnek) olasınız ve Peygamber de size bir şahit (ve örnek) olsun diye sizi orta bir ümmet yaptık”(Bakara:143)
Yani böylece sizler insanlara güzel birer örnek olasınız ve Peygamber de size güzel bir örnek olsun diye sizi adil bir millet olarak yarattık.
Bunun için İslam’da en hayırlı amel, fakirleri düşkünleri doyurmak, tanıdığına tanımadığına selam vermektir. Müminin tanıdığına tanımadığına selam vermesi sünnettir. O’nun sadece tanıdığına selam vermesi doğru değildir.. Çünkü selam müminler arasında sevgi illetidir ve onları birbirine bağlar.
Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki sizler iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selamı yayınız!” (Müslim, kitabü’l- iman)
Fakiri doyurmak, miskini doyurmaya teşvik etmek, başkalarına selam vermek, nefsine ait bir menfaat hakkında olsa bile insaf ile hareket etmek imanın kemal alametlerindendir.
Sahabe-i kiramdan olan Ammar (Allah kendisinden razı olsun) ) şöyle dedi: “Üç şey kimde bulunursa imanı kemale ermiş olur: Nefsine ait bir menfaat hakkında olsa bile insaf ile hareket etmek, hiç ayırmayarak herkese selam vermek, fakir iken yoksul olanlara nafaka vermek” (Buhari, kitabül-iman)
İnsaflı olmak demek, adil olmaktır. Fakir iken demek, maişet darlığı, sıkıntısı çekerken demektir.
Özet olarak diyoruz ki; İslam’da en hayırlı ameller: Maişet darlığı, sıkıntısı çekerken fakirleri, miskinleri ve açları doyurmak, herkese selam vermek ve nefsine hakkını vermek. Yani hakkına razı olmak, onun haricinde bir şey almamaktır. Hoşça kalın.