İslamda Siyaset

A. Galip Doğan

Program yaptığım bazı televizyon ve radyolar da sorular soruyorlar. Biz de sorulara ehlisünnet çizgisinde cevap veriyoruz. Bazı ilginç sorularda geliyor. Bunlardan önemli olanlarını sizlerle paylaşacağım.

Soru 1) HOCAM: siyaset nedir? İslam da siyaset vardır? Çok tartışıyoruz. İslam da siyaset yoktur, hatta daha da ileri gidip siyasetle uğraşmak küfürdür, İslam siyaseti reddeder, diyorlar. Konuyu açıklarsanız memnun oluruz.

SİYASET NEDİR?

İnsanların dünya ve ahrette saadet ve selamete eriştirmek. Halkı fesattan kurtarmak, adil bir şekilde yönetmek için takip edilen yola siyaset denir.

İbni Abbas (R.A) siyaseti şöyle tarif eder:

“Siyaset, insanların en güzel, adil bir şekilde idare etme sanatına-siyaset denir.”

İbhi Abidin siyaseti şöyle anlatır:

“Siyaset; adil bir şekilde sorumluluk duygusu içerisinde insanları adil bir bölüşümle idare etme yöntemine siyaset denir.”

2 kısım siyaset vardır.

1- Siyaseti zalime:

Halkın haklarını gasbederek, dünya menfacı ve çıkarı için, halkı sömürerek, ezerek yapılan yönetim şekline zalim siyaset denir.

Bunu biraz açmak isteriz.

Kur’an-ı Kerim’in Bakara Suresi 204. ayetinde Allah (cc) bu zalim siyasetçilere dikkat çekiyor.

Bazı insanlardan (medeni insanlardan) öyleleri vardır ki dünya hayatında söyledikleri senin hoşuna gider, hatta kalbinde olana (samimi olduğuna, Allah’ı şahid tutar. Halbuki o insanların en yamanıdır, kalbi başka-dış başkadır)

Irak’a, Afganistan’a işgale giderken ne diyorlardı. Irak’ta (1.300.000) insan öldürülmüştür. Minareleri bombayla yıkıyorlar. Saddam zalim. Biz özgürlük, demokrasi ve barış getireceğiz diye işgal etmediler mi? İşte Kur’an kıyamete kadar böyle zalim idarecilerin olacağını söylüyor.

Bakara 205. ayetinde devamlı söyle buyruluyor:

“O dönüp gitti mi iş başına geçti mi süper güç oldu mu? Onlar, yeryüzünde fesat çıkarırlar kana bularlar (yer yüzünü) ekininizi (ekonominizi bozarlar) neslinizi bozmak için çalışırlar. Allah (cc) bozgunculuğu sevmez.” Bakara 206.

Örneklendirmek istersek, haclılar Kudüs’ü aldığı zaman kan gövdeyi götürmüş, sokaklar insan ölüsünden geçilmez olmuştu hatta Hıristiyanlığa yeni girenleri bile öldürmüşler.

Bosna Hersek’te Sırplar’ın Müslümanlara yaptığını, İsrail’in Filistin’de yaptığı, ABD’nin Irak ve Afganistan’a yaptığını hiç unutur muyuz?

2- Siyaseti Adile (Adil siyaseti, adil bölüşüm)

Kur’an’da Allah (cc) söyle buyuruyor…

“Biz onlara –inananlara- imkan, fırsatı verirsek onlar, namazlarını kılar, zekatlarını verir, iyiliği emreder, kötülüğü menederler.”

İbni Abidin ‘Adil Siyaset’i şöyle tarif ediyor: “Halkın haklarını, zalimlerin elinden alarak, zulüm, sömürü ve fesadı kaldırarak, halkı en güzel şekilde idare etmeye-adil siyaset denir.”

Örnek: 90 yıl sonra Kudüs’ü kurtaran Selehaddin Eyyubi kimseye dokunmamış. Kilise, havra, cami serbest olmuş. Herkes inancını yaşamıştır.

Adil siyasette başkanın, halkın şu haklarını koruması üzerine vaciptir.

1- Can emniyeti.

2- Mal emniyeti.

3- Din emniyeti.

4- Nesil emniyeti.

5- Irz emniyeti.

İşte inanan bir adam iş başına gelirse tüm vatandaşların haklarını koruması gerekir. Korumasa tebliğ makamı onu ikaz eder.

Evet, İslam’da siyaset vardır.

İslam ve siyaset etle tırnak gibidir.

İmam’ı Maverdi, Ahkâmı Sultaniye adlı eserde şöyle der “Siyaset çok ince bir şeriat yoludur. İnsanları kırmadan, ezmeden, adil bir şekilde insanları idare sanatına siyaset denir.”

Molla Hüsrev şöyle der:

“Siyaset, insanları kötü yola düşürmeden, adil bir şekilde, İslam’a göre insanları yönlendirmeye siyaset denir. İki türlü siyaset vardır.

A- Hülafai Raşidinin siyaseti: Reyle, seçimle iş başına gelme, halkı aldatmadan adil bir şekilde yönlendirmedir.

B- Raşit halifelerden sonraki siyaseti: babadan oğula intikal eden, saltanat dönemi siyaseti.

Prof. Dr. Ömer Faruk’un İslam anayasası adlı eserlerde şöyle der:

Siyaset insanları, kabiliyet, örf ve adet, inançlarına göre, adil bir şekilde, sevk ve idare etme yönetim biçimine siyaset denir.

İmam’ı Gazali ihyayı ulum adlı eseri say. 39’da şöyle demektedir:

“Siyaset, adil bir şekilde selefi salihinin yolunda adil bir şekilde idare etmeye denir.”

Dört türlü siyaset vardır.

1- Peygamberlerin siyaseti.

2- Ümeranın, devlet başkanlarının siyaseti

3- Ulamanın siyaseti.

4- Avamın (halkın) siyaseti

Başka bir deyişle siyaset

“Sosyal denge sistemini, adil bir şekilde sağlayıp halkı iyiliğe, hayra yönlendirmeye siyaset denir. Siyaset’e niyet–amaç, halka, ülkeye, İslam’a hizmet olmalıdır.

Adil siyaset başkan siyasi hizmetlerin uygulanmasında, ehil ve layık olan kadroları tahsis eder.

İslam’a yabancı olan, politikadır. Dün dündür bugün bugündür, mantığıyla hareket edilir. Adalet gözetilmez, adam gayrılır, hak ve adalete dikkat edilmez.

Siyasette kadro kurarken, davasını satmayan, sağlam, ehil kadrolar bulmak, yerleştirmek şarttır.

Ünlü siyaset bilimcisi Maurıce Duverger şöyle der:

“Eğer bir toplumu vurdum duymaz, ahmaklaştırmak, memleket sorunlarından uzaklaştırmak isterseniz o memlekette cinayeti, seksi yaygınlaştırın. Seksi, erotik reklamlara ağırlık verin.”

Adil siyasette şunlara dikkat edilir.

1- Dürüst olmak “ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol” (Hz. Mevlana)

İçinin ve dışının bir olmasına dikkat etmek.

2- Halkı aldatmamak, doğru, dürüst olmak şayet doğru söylemeye bir mani varsa susmak konuşmamak.

3- Emaneti ehline ve layık olana vermek.

4- Halkın merhametini istismar ederek kazanç sağlamamak.

5- Verdiği sözünde durmak, sözünün arkasında olmak.

6- Zayıfları gözetmek.

Demek ki İslam’da siyaset varmış, başkanın ne yapması, ne yapmaması gerektiği yine ilmi olarak anlatılmıştır.

Allah (cc) Ahzap Suresi 66. ayette söyle diyor. Zalim siyasetçileri uyarıyor:

“O gün yüzleri ateşe evrilip çevrilirken eyvah bize..keşke Allah’a itaat etseydik peygamberine itaat etseydik diyecekler.”

Zalimlere meyleden, destek olanlara Allah (cc) Ahzap Suresi 67-68. ayetinde şöyle buyurur:

“Ey rabbimiz hakikat biz reislerimize ve büyüklerimize uyduk, onlar da bizi yoldan sapıttılar. Ey rabbimiz, onlara liderlerimize, önderlerimize azaptan iki katını ver ve onları büyük bir lanetle rahmetinden kov.”

Peygamberimiz (s.a.v) taç hadisi cilt=3 – say. 100 şöyle diyor

“Benden sonra bir takım emirler gelecektir, kim onların yalanlarını tasdik eder, yaptıkları zulümlerde kendisine yardımcı olursa, ben onlardan değilim onlar da benden değil. Benim havzımın kenarına yaklaşmayacaktır.

Kimde onların yalanlarını tasdik etmez, onaylamaz, zulümde kendilerine yardımcı olmazsa bendendir, bende onlarla beraberim ve o kimseler havzımın kenarında bana ulaşacaktır.”

Burada halk uyarılıyor yine Kur’an’da söyle buyruluyor:

(vela terkenü illelezine zalemü fetemesse kümünnan)

“Zulmü terk etmezseniz,meylederseniz Allah’ın azabı size dokunur.”

Evet, gençlere verilen cevabımız, uzun oldu ama önemindendolayı detaylı yazdım.

Adam namazında, niyazında. Hiç düşünmeden İslam’da siyaset yoktur, siyasetle uğraşmak küfürdür. Bu devletten maaş alanlar dinden çıkar, haram yiyorlar,bu imamların arkasında namaz kılınmaz, çünkü maaş alıyorlar. Bu memlekette faiz haram değildir, bu memlekette askere gidilmez, zekât da farz değildir diyen bir sürü zavallılar var. Deve kuşu gibi kafayı yere gömmüşler, gelen tehlikelerden haberleri yok. Evet; politikayı, siyaseti birbirlerine karıştırmamak gerekir, katranda aynı, siyah pekmez de aynı, siyah ama biri başka diğeri başka. Bize düşen siyaset, iyi ile kötüyü, hak ile batılı, faydalı ile zararlıyı birbirlerinden ayırmaktır.

“Allah’ım bizi İslam olarak yaşat, İslam olarak öldür.”

Selam ve dualarımızla.

Ali galip DOĞAN

Emekli İlahiyatçı ve Öğretmen

İrşad Vakfı Başkanı

Sorularınız için: 0 505 772 15 93 - (0332) 352 42 13

Faks: (0332)353 77 60

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.