Aydınlar Ocağı’nda “İslâm’a göre Mesih” konusunu ele alan İlâhiyatçı M. Sami Baybal, “İslâm’da kurtarıcı ne Hz. İsa’dır, ne de Hz. Muhammed’dir. Kurtarıcı olan, Kutsal Kitabımız Kur’an-ı Kerim’dir” dedi
Konya Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dinler Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mustafa Sami Baybal, Konya Aydınlar Ocağı’nın Salı Sohbetleri’nde; gerek Musevî, gerekse İsevî inancında üzerinde çok durulan bir konu olan Mesih ve Mehdi konusunu İslâmî kültür açısından ele aldı. Bütün dinlerde “Mesih” inancı ve beklentisinin bulunduğunu ve Mehdi’nin, “Allah tarafından hidayete erdirilen kişi” anlamına geldiğini belirten Yrd. Doç. Dr. Sami Baybal, her Müslümanın hakkını vermek kaydıyla “Mehdi” rolünü üstlenebileceğini söyledi. Sille Kültür Evi’ndeki sohbetinde, sadece Japonya’daki Şintoizm’de “Mesih” inancının olmadığını ifade eden Sami Baybal, Yahudiler ile Hıristiyanlarda bir “Mesih” beklentisinin olduğunu ve her toplumun bir kurtarıcı beklediğini belirterek “Kur-an’da Mesih, Hz. İsa’nın bir lakabı olarak geçiyor. İslâm kültüründeki Mesih, Hz. İsa’dır. Ama bir kurtarıcı olarak değil. Hz. İsa’nın yeryüzüne inmesi meselesi hem Hıristiyan dünyasında hem de İslâm dünyasında yıllarca tartışma konusu olmuştur. Hıristiyan âleminde “Mesih” beklentisi hâlâ devam ediyor. İsa’ya çok seyahat etmesi, doğduğu an vücuduna kutsal bir yağ sürülmesi, ayaklarının düztaban olması ve elleriyle bir hastanın hastalıklı bölgesine sıvazladığı zaman iyileştirdiği için Mesih deniliyor” dedi.
Mesih’in, Yahudi geleneğinde merkezi bir yer işgal ettiğini ve 13 iman ilkesinden 6’sının olmazsa olmazının Mesih inancı olduğunu, en son sahte Mesih’in de Sabetay Sevi olduğunu dile getiren Baybal, “Talmut’da Mesih konusu etraflıca işleniyor. Yahudilere göre Mesihcilik, yeryüzünde Allah’ın krallığını kurmaktır. Siyonizm ise, siyasallaştıktan sonra karşımıza laikleşmiş mesihcilik şeklinde çıkıyor. Özetle söylemek gerekirse; Yahudilikte mesih inancı merkezdedir. Hıristiyanlıkta da merkez fikir Hz. İsa ve teslis inancıdır. İslâm’da merkezde ise Tevhid inancı vardır” diye konuştu.
“İSLÂM’DA KURTARICI KUR-AN’DIR”
İslâm kültüründe Mesih inancı konusunda hadisleri kaynak gösteren ve kıyâmet âlemetlerinden olan Hz. İsâ’nın yeryüzüne inmesi meselesiyle ilgili Keşmîrî’nin 75’e yakın hadis-i şerif topladığını ifade eden Baybal, “Hadislerin hepsinde ortak nokta, Hz. İsa’nın Kıyâmetten önce yeryüzüne ineceği, Deccal’ı öldüreceği ve yeryüzünde İslâm’ı hâkim kılarak adâletle hükmedeceğidir” şeklinde konuştu. Sohbette kendisine sorulan soruları da cevaplandıran Dr. Baybal, Nuzûl-i İsa ve İslâm’ın kurtuluş reçetesiyle ilgili şunları kaydetti; “İslâm’ın kurtuluş programı, ne materyalist ne de idealist bir programdır. Daha önce tarih sahnesinde yer almış ve hayat sürecini tamamlamış olan Hz. İsa’nın bize göre meçhul olan bir zaman diliminde tekrar dünyaya gelerek Tanrı’nın Krallığı’nı kurmasına endeksli değildir. İslâm bize göre, dünyevî bir Cennet vâdetmediği gibi, muhayyel bir Kurtarıcı’yı da beklemememizi önermektedir. Şunu özellikle belirtmeliyiz ki; gerçekten Nüzûl-i İsa meselesi, Müslümanlar’ın bilincinde Hıristiyanlar kadar fazla bir yer işgal etmemektedir. Zaten buna dayanarak hiçbir Müslüman, Kur’an ve Sünnet’in kendisine yüklediği sorumluluklardan kaçamayacaktır. İslâm’da kurtarıcı ne Hazret-i İsa’dır, ne de Hz. Muhammed’dir. Kurtarıcı olan, Kutsal Kitap (Kur’an-ı Kerim)’dir. İslâm’ın güçlenmesine yardım eden, bu uğurda canını fedâ etmeye hazır her Müslüman, İsa’dır, imamdır, Mehdi’dir.”
HABER MERKEZİ
Konya Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dinler Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mustafa Sami Baybal, Konya Aydınlar Ocağı’nın Salı Sohbetleri’nde; gerek Musevî, gerekse İsevî inancında üzerinde çok durulan bir konu olan Mesih ve Mehdi konusunu İslâmî kültür açısından ele aldı. Bütün dinlerde “Mesih” inancı ve beklentisinin bulunduğunu ve Mehdi’nin, “Allah tarafından hidayete erdirilen kişi” anlamına geldiğini belirten Yrd. Doç. Dr. Sami Baybal, her Müslümanın hakkını vermek kaydıyla “Mehdi” rolünü üstlenebileceğini söyledi. Sille Kültür Evi’ndeki sohbetinde, sadece Japonya’daki Şintoizm’de “Mesih” inancının olmadığını ifade eden Sami Baybal, Yahudiler ile Hıristiyanlarda bir “Mesih” beklentisinin olduğunu ve her toplumun bir kurtarıcı beklediğini belirterek “Kur-an’da Mesih, Hz. İsa’nın bir lakabı olarak geçiyor. İslâm kültüründeki Mesih, Hz. İsa’dır. Ama bir kurtarıcı olarak değil. Hz. İsa’nın yeryüzüne inmesi meselesi hem Hıristiyan dünyasında hem de İslâm dünyasında yıllarca tartışma konusu olmuştur. Hıristiyan âleminde “Mesih” beklentisi hâlâ devam ediyor. İsa’ya çok seyahat etmesi, doğduğu an vücuduna kutsal bir yağ sürülmesi, ayaklarının düztaban olması ve elleriyle bir hastanın hastalıklı bölgesine sıvazladığı zaman iyileştirdiği için Mesih deniliyor” dedi.
Mesih’in, Yahudi geleneğinde merkezi bir yer işgal ettiğini ve 13 iman ilkesinden 6’sının olmazsa olmazının Mesih inancı olduğunu, en son sahte Mesih’in de Sabetay Sevi olduğunu dile getiren Baybal, “Talmut’da Mesih konusu etraflıca işleniyor. Yahudilere göre Mesihcilik, yeryüzünde Allah’ın krallığını kurmaktır. Siyonizm ise, siyasallaştıktan sonra karşımıza laikleşmiş mesihcilik şeklinde çıkıyor. Özetle söylemek gerekirse; Yahudilikte mesih inancı merkezdedir. Hıristiyanlıkta da merkez fikir Hz. İsa ve teslis inancıdır. İslâm’da merkezde ise Tevhid inancı vardır” diye konuştu.
“İSLÂM’DA KURTARICI KUR-AN’DIR”
İslâm kültüründe Mesih inancı konusunda hadisleri kaynak gösteren ve kıyâmet âlemetlerinden olan Hz. İsâ’nın yeryüzüne inmesi meselesiyle ilgili Keşmîrî’nin 75’e yakın hadis-i şerif topladığını ifade eden Baybal, “Hadislerin hepsinde ortak nokta, Hz. İsa’nın Kıyâmetten önce yeryüzüne ineceği, Deccal’ı öldüreceği ve yeryüzünde İslâm’ı hâkim kılarak adâletle hükmedeceğidir” şeklinde konuştu. Sohbette kendisine sorulan soruları da cevaplandıran Dr. Baybal, Nuzûl-i İsa ve İslâm’ın kurtuluş reçetesiyle ilgili şunları kaydetti; “İslâm’ın kurtuluş programı, ne materyalist ne de idealist bir programdır. Daha önce tarih sahnesinde yer almış ve hayat sürecini tamamlamış olan Hz. İsa’nın bize göre meçhul olan bir zaman diliminde tekrar dünyaya gelerek Tanrı’nın Krallığı’nı kurmasına endeksli değildir. İslâm bize göre, dünyevî bir Cennet vâdetmediği gibi, muhayyel bir Kurtarıcı’yı da beklemememizi önermektedir. Şunu özellikle belirtmeliyiz ki; gerçekten Nüzûl-i İsa meselesi, Müslümanlar’ın bilincinde Hıristiyanlar kadar fazla bir yer işgal etmemektedir. Zaten buna dayanarak hiçbir Müslüman, Kur’an ve Sünnet’in kendisine yüklediği sorumluluklardan kaçamayacaktır. İslâm’da kurtarıcı ne Hazret-i İsa’dır, ne de Hz. Muhammed’dir. Kurtarıcı olan, Kutsal Kitap (Kur’an-ı Kerim)’dir. İslâm’ın güçlenmesine yardım eden, bu uğurda canını fedâ etmeye hazır her Müslüman, İsa’dır, imamdır, Mehdi’dir.”
HABER MERKEZİ