Kaza ve kadere iman bildiğimiz üzere imanın şartından biridir. Yaşadığımız ve yaşayacağımız her şeyin, önceden Allah tarafından bilindiğine ve Allah’ın olacak dediklerinin olacağına, olmayacak dediklerinin de olmayacağına inanmaktır.
Kaza ve kaderi inkâr etmek insanı imandan çıkarır dikkatli konuşmak gerekir. Zira böyle bir inkâr, Allah’ın sonsuz kudretini de inkâr etmek demektir…
Kuran’da Yüce Allah her şeyi ölçüp biçerek, hesaplı ve dengeli olarak yarattığına ilişkin birçok ayetler bulunmaktadır.
“De ki: İşte Rabbiniz tarafından gerçek geldi. Artık dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin.” (Kehf suresi, 18/29)
Bu ayetler bize kaza ve kaderi anlatmaktadır. Evrende ve onun bir parçası olan küçük dünyamızda hiçbir varlık hiçbir olay kendiliğinden veya tesadüfen meydana gelmemiştir. Ancak Allah’ın takdiriyle, dilemesiyle gerçekleşmiştir.
Allah’ın ilmi sonsuzdur. O ne zaman ne olacağını, hangi işin nasıl sonuçlanacağını bilir. Allah'ın dışında geleceği bilen herhangi bir varlık yoktur.
Allah’ın sonsuz ilmine inanan bir Müslüman, kaza ve kadere de iman etmeli, onu asla inkâr etmemelidir.
Dünyanın bir parçası olarak insanların da bir kadere sahip olduğu biliyoruz. Yüce Allah bizimle ilgili her şeyi, bizim asla bilemeyeceğimiz içimizden geçen şeyleri de bilir. Çünkü her bilgi O’nun katında mevcuttur. Nerede, ne yapacağımızı hangi sevabı, hangi günahı işleyeceğimiz nerede neyle karşılaşacağız.
İrademiz dışında gerçekleştiğini düşündüğümüz bazı olayların da tedbirli ve temkinli davranmamak yüzünden başımıza geldiği bilmeliyiz.
Birçok insan ilim insanlarına bu konuda bazı sorular yönelmiştir. Madem her şeyim kader ile takdir edilmiştir beni yaratan, yaptıklarımı önceden biliyor?
Peki yaptıklarımdan neden sorumlu olayım?
İşte bu aşamada, biz insanlar için özgür irade denen kavram devreye giriyor. Allah, insanları kendi tercihlerini yapıp yapmamakta özgür bırakmıştır. Bu özgür iradeye cüzi irade denir.
Cüzi irade kulun Allah’ın yaratmış olduğu yaşam çizgisinde istediği yöne gidebilmesi istediği seçimleri yapabilmesi anlamına gelmektedir.
Kul isterse iyi yolu isterse kötü yolu tercih edebilmektedir.
“Herkesin kazandığı iyilik kendi lehine, işlediği fenalık kendi aleyhinedir.” (Bakara suresi, 2/286)