Gümrük, ülkelerarası sınır geçişleridir. Gümrük Vergisi, bir ülkeye giren veya bir ülkeden başka bir ülkeye satılan eşya üzerinden alınan vergilerdir. Kısa bir tanımla hudut vergisi de denilebilir.
Bugün çoğu ülkeler aralarındaki ticari engelleri kaldırarak, entegrasyon yoluna gidip, gümrük vergilerini de kaldırmaktadırlar. Avrupa Kıtası’nda bulunan Avrupa Birliği Ülkeleri aralarındaki gümrük engellerini kaldırarak sıfır gümrük uygulaması yapmaktadırlar. Bu şekilde kendi aralarında ticaretin gelişmesine katkıda bulunmaktadırlar.
İslâm Ülkeleri ise Avrupa’nın ve Batının bir pazarı konumundadırlar. Batı, İslâm Ülkeleri’ni kendileri için vazgeçemeyeceği pazar ülkeleri olarak görmektedir.
Halbuki İslâm Ülkeleri kendi aralarında birleşerek önce İslâm Ortak Pazarı’nı sonra da İslâm Gümrük Birliği’ni kursalar, Batının açık pazarı olmaktan kurtulabilirler. İslâm Ülkeleri arasında bu potansiyel mevcuttur. Ancak İslâm Dünyası’nda bu potansiyeli harekete geçirecek bir devletin öncü olmayışı İslâm Gümrük Birliği’nin kurulmasını engellemektedir.
İslâm Gümrük Birliği’nin kurulması için öncü devlet Türkiye olmalıdır. Çünkü Türkiye, İslâm Ülkeleri’ni bir entegrasyon altında toplayabilecek konumdadır. Zaten bugünkü İslâm Ülkeleri’nin bulunduğu toprak parçalarının büyük çoğunluğu geçmişte Osmanlı Devleti’nin bir parçası idi. Araplar, Türkler ve Ortadoğu’daki bütün Müslümanlar bir bayrak altında asırlarca yaşamışlardır. Hem de dünyanın en büyük devletinin kurulmasına ve yaşamasına katkıda bulunmuşlardır.
Öyleyse Türkiye’nin öncülüğünde İslâm Ülkeleri arasında bir İslâm Gümrük Birliği kurulmalıdır. İslâm Gümrük Birliği, Orta Asya Türk Cumhuriyetleri’ni de içine almalıdır. Böylesi bir Gümrük Birliği’nin kurulması dünyada bugüne kadar yapılan en büyük entegrasyon olacaktır.
Çünkü Orta Asya Türk Cumhuriyetleri de dahil olmak üzere İslâm Ülkeleri’nin toplam nüfusu 1,5 milyarın üzerindedir. Böylesi bir nüfusu içine alan Gümrük Birliği, İslâm Dünyası’nı dünyanın ticari pazar merkezi yapacaktır.
İslâm Gümrük Birliği’nin kurulması ile ticari mal satımları İslâm Ülkeleri’nde yoğunluk kazanırken, üretimler artacak ve sanayi gelişiminin yanında kaliteli mal üretimi de artacaktır. Kaliteli mal üretiminin piyasaya arz edilmesi ile zaman içinde mal satımları Batılı ülkeler pazarlarına doğru yönelecektir. Böylece dünya ticaretinin ve sanayisinin ana merkezi İslâm Dünyası olacaktır. Türkiye, İslâm Gümrük Birliği’nin kurulması konusunda öncü görevini üstlenirken, İslâm Ülkeleri’nin gelişmesinde de köprü görevi yapacaktır.
İslâm Ülkeleri arasında kurulacak olan Gümrük Birliği İslâm Dünyası’nda ticaretin gelişmesine katkıda bulunacaktır.
İslâm Gümrük Birliği kurulduktan sonra, gümrük birliğinin işleyişi ile ilgili teknik detaylar ortaya konularak ticarete mani bütün engeller tamamen kaldırılmalıdır. Pazar genişlemesi için stratejiler oluşturulmalı, İslâm Ülkeleri arasında ortak yatırımlar kurulmalıdır. İslâm Ülkeleri’nde ortak bir istihdam politikası da izlenerek, işsizliğin ortadan kaldırılması sağlanmalıdır.
İslâm Gümrük Birliği’nin kurulması ile dünyada üretilen bazı malların fiyat politikası İslâm Ülkeleri’nce belirlenecektir. Bugün pamuk, iplik ve tekstil gibi malların fiyatları İslâm Ülkeleri tarafından belirlenmelidir. İslâm Dünyası’nın gelişmesi ve kalkınması için İslâm Ülkeleri arasında İslâm Gümrük Birliği zaman geçirilmeden kurulmalıdır
Bugün çoğu ülkeler aralarındaki ticari engelleri kaldırarak, entegrasyon yoluna gidip, gümrük vergilerini de kaldırmaktadırlar. Avrupa Kıtası’nda bulunan Avrupa Birliği Ülkeleri aralarındaki gümrük engellerini kaldırarak sıfır gümrük uygulaması yapmaktadırlar. Bu şekilde kendi aralarında ticaretin gelişmesine katkıda bulunmaktadırlar.
İslâm Ülkeleri ise Avrupa’nın ve Batının bir pazarı konumundadırlar. Batı, İslâm Ülkeleri’ni kendileri için vazgeçemeyeceği pazar ülkeleri olarak görmektedir.
Halbuki İslâm Ülkeleri kendi aralarında birleşerek önce İslâm Ortak Pazarı’nı sonra da İslâm Gümrük Birliği’ni kursalar, Batının açık pazarı olmaktan kurtulabilirler. İslâm Ülkeleri arasında bu potansiyel mevcuttur. Ancak İslâm Dünyası’nda bu potansiyeli harekete geçirecek bir devletin öncü olmayışı İslâm Gümrük Birliği’nin kurulmasını engellemektedir.
İslâm Gümrük Birliği’nin kurulması için öncü devlet Türkiye olmalıdır. Çünkü Türkiye, İslâm Ülkeleri’ni bir entegrasyon altında toplayabilecek konumdadır. Zaten bugünkü İslâm Ülkeleri’nin bulunduğu toprak parçalarının büyük çoğunluğu geçmişte Osmanlı Devleti’nin bir parçası idi. Araplar, Türkler ve Ortadoğu’daki bütün Müslümanlar bir bayrak altında asırlarca yaşamışlardır. Hem de dünyanın en büyük devletinin kurulmasına ve yaşamasına katkıda bulunmuşlardır.
Öyleyse Türkiye’nin öncülüğünde İslâm Ülkeleri arasında bir İslâm Gümrük Birliği kurulmalıdır. İslâm Gümrük Birliği, Orta Asya Türk Cumhuriyetleri’ni de içine almalıdır. Böylesi bir Gümrük Birliği’nin kurulması dünyada bugüne kadar yapılan en büyük entegrasyon olacaktır.
Çünkü Orta Asya Türk Cumhuriyetleri de dahil olmak üzere İslâm Ülkeleri’nin toplam nüfusu 1,5 milyarın üzerindedir. Böylesi bir nüfusu içine alan Gümrük Birliği, İslâm Dünyası’nı dünyanın ticari pazar merkezi yapacaktır.
İslâm Gümrük Birliği’nin kurulması ile ticari mal satımları İslâm Ülkeleri’nde yoğunluk kazanırken, üretimler artacak ve sanayi gelişiminin yanında kaliteli mal üretimi de artacaktır. Kaliteli mal üretiminin piyasaya arz edilmesi ile zaman içinde mal satımları Batılı ülkeler pazarlarına doğru yönelecektir. Böylece dünya ticaretinin ve sanayisinin ana merkezi İslâm Dünyası olacaktır. Türkiye, İslâm Gümrük Birliği’nin kurulması konusunda öncü görevini üstlenirken, İslâm Ülkeleri’nin gelişmesinde de köprü görevi yapacaktır.
İslâm Ülkeleri arasında kurulacak olan Gümrük Birliği İslâm Dünyası’nda ticaretin gelişmesine katkıda bulunacaktır.
İslâm Gümrük Birliği kurulduktan sonra, gümrük birliğinin işleyişi ile ilgili teknik detaylar ortaya konularak ticarete mani bütün engeller tamamen kaldırılmalıdır. Pazar genişlemesi için stratejiler oluşturulmalı, İslâm Ülkeleri arasında ortak yatırımlar kurulmalıdır. İslâm Ülkeleri’nde ortak bir istihdam politikası da izlenerek, işsizliğin ortadan kaldırılması sağlanmalıdır.
İslâm Gümrük Birliği’nin kurulması ile dünyada üretilen bazı malların fiyat politikası İslâm Ülkeleri’nce belirlenecektir. Bugün pamuk, iplik ve tekstil gibi malların fiyatları İslâm Ülkeleri tarafından belirlenmelidir. İslâm Dünyası’nın gelişmesi ve kalkınması için İslâm Ülkeleri arasında İslâm Gümrük Birliği zaman geçirilmeden kurulmalıdır