Irak-Şam İslam Devleti diye adlandırılan örgüt Bağdat’a yaklaştı. Bütün gözler Bağdat’ta. Bağdat el değiştirecek mi, değiştirmeyecek mi görececeğiz.
IŞİD neden doğdu? Doğuran kim? Bu sorulara cevap bulabilirsek, IŞİD’in kim olduğunu ne yapmak istediğini, başarılı olabilir mi olamaz mı sorularına da cevap bulabiliriz.
Bağdat’ı kim istikrarsızlaştırmış ise IŞİD’i doğuran odur. ABD, 2003 yılında Irak’a nükleer silah vardır, bahanesiyle girdi ve binlerce Iraklıyı katletti, yeraltı ve yerüstü zengin kaynaklarını sömürdü ve Irak’ı üç bölgeye ayırdıktan sonra oradan ayrıldı. Kuzeyde Kürt, güneyde Şii ve ortada Sünni bölgesi oluşturdu.
ABD’nin gayesi, Irak’ı istikrarsızlaştırıp sömürüsünü sürdürmek istemesidir. Batı girdiği yeri tabiatı gereği istikrarsızlaştırır. Demokrasi, hürriyet, halkın iradesi v.s. bunlar işin kılıfıdır. Güçlenmekte olan ülkelere bu sihirli kavramlarla girer ve orayı asırlarca sürecek şekilde istikrarsızlaştırmak suretiyle oradan ayrılır. Libya’da, Mısır’da, Suriye’de de aynısını yaptı. Bu ülkelerin istikrarsızlaştırılmasında İran, Suudi Arabistan gibi ülkelerin de payı vardır.
Irak bu haliyle devam edebilir mi? Üç bölgeli, her bölge kendi başına buyruk bir devlet olabilir mi? Olacağı budur. Tarihe dönüp baktığımız zaman Şia, devlet olduğu zaman Sünnilere söz hakkı vermediği ve Sünni Müslümanları baskı altında tuttuğu tarihi bir gerçektir. Maliki’nin de yaptığı budur.
Medyadan öğrendiğimiz kadarıyla IŞİD, Iraklı Sünni Araplardan ve Müslüman ülkelerden, Avrupalı Müslümanlardan IŞİD’e sempati duyanlardan oluşmaktadır. IŞİD kendini bir devlet olarak tanımlamış olsa da bir örgüttür.
ABD, Türkiye’yi Mısır’a çevirmek istedi ama başarılı olamadı. Gezi olayları, 17Aralık, 25 Aralık operasyonları bunun için yapılmıştı. Şimdi de Türkiye’yi IŞİD üzerinden vurmak istemektedir. Efendim, Türkiye, Suriye’de bu ve buna benzer örgütleri besledi şimdi ise silah kendisine dönmüştür, Musul’da Türk konsolosluğunun basılmasının, orada Türk şoförlerinin rehin tutulmasının sebebi budur, propagandasını yaymaktadır; muhalefette buna katılmaktadır.
Türkiye açıklama yaptı, biz Suriye’de hiçbir örgüte yardım etmedik. Siyasi iradeye inanmak gerekir, inanılmadığı takdirde ABD’nin ekmeğine yağ sürülmüş olur. Bundan yalnız iktidar partisi zarar görmez, bütün Türkiye görür, aklımızı başımıza alalım.
ABD, bununla yetinmiyor, yarın bu örgüt sizin kapınızı da çalar korkusu salarak, çevre ülkelerini teyakkuz haline getiriyor, IŞİD’i doğuran kendisidir, bu hale getiren de kendisidir. Çevre ülkelerini teyakkuz haline getiren de kendisidir.
ABD, yarın IŞİD’i alt etmek için Maliki’ye yardım ettiği zaman Irak’ta istikrar sağlanacak mı? IŞİD yenildiği zaman Kerkük’e giren Kuzey Irak yönetimi Kerkük’ten çıkacak mı?
IŞİD’in oluşması, Kuzey’de Kürt Devleti’nin ilan edilme planının bir parçası olduğu çıkarsa hayrete düşmeyelim. Mesele Türkiye’yi de istikrarsızlaştırmak değil mi?
IŞİD’in oluşması, ABD’den bağımsız Irak ve Suriye’nin istikrara kavuşturulması yönünde bir adım da olabilir. Ortadoğu bu halde devam edemez. Bakalım olaylar nasıl gelişecek görelim. Hoşça kalın.