Dil: Görünüş olarak çok yumuşak bir uzuvdur, ama çok da tehlikelidir. Bunun için Allah onu kalelerin taşlarından sert, dişlerin arasına hapsetmiş, anahtarını da sahibinin akıl ve iradesine tevdi etmiştir.
Dil: Bıçak gibidir. Onunla karınlar deşilip, gırtlaklar kesilebildiği gibi, en tatlı ve zevkli taamlarda kesilip insanlara sunulabilir.
Bu sebeple Peygamberimiz: "iki dudağınızın ve iki bacağınızın arasına sahip olun bende sizin cennete girmenize kefil olayım" buyurur. Dilin pozisyonunu Yunus ne güzel dile getirir:
Söz ola kese savaşı
Söz ola kestire başı
Söz ola ağulu aşı
Bal ile yağ ide bir söz
İslam "Haksızlık karşısında susmayı dilsiz şeytan" olmakla bir tutmuş ama lüzumsuz, manasız, yersiz konuşmaları, yani gevezeliği de hiçbir zaman tasvip etmemiş, "Ya hayır söyle yahut sus" buyurarak ölçüyü koymuştur.
Yukarıda şairin dediği gibi bir söz kişinin başına en büyük felaketleri getirebilir. Başını kestirir. Mevki ve makamını mahveder. Hatta dilini ölçüsüz ve yalak alıştırırsa bir sözü (yemini) ile kırk yıllık eşini, hayat arkadaşını, çoluk çocuğunun anasını boşatabilir.
Kaşgarlı Mahmut boşuna dememiş "Dil ile düğümlenen diş ile çözülemez" diye. Bir başka hikmetli sözde şöyledir:
Bana benden olur ne olursa
Başım selamet bulur dilim durursa
Şair Nef'i, devlet, siyaset ve ilim adamlarını sık sık tenkit eden, hicveden büyük bir yetenektir. Sultan Murad'ın da çok sevdiği birisidir. Hicvettiği devlet yetkilileri sık sık onu padişaha şikâyet etmişler padişahta bir daha kimseyi hicvetmemesi için kendinden söz almış, ama o yine duramamış. Padişah çok kızmış ve şairi yanına çağırtmış Nef'i padişahın sevdiği zenci harem ağalarından birine aracı olması için yalvarmış. İkisi padişah kapısında beklerken harem ağası bir şeyler yazmakta. Bir ara divitinden bir damla mürekkep düşünce Nef'i "Teriniz damladı" demiş. Aracı olacak harem ağası da aleyhe dönüp şikâyet edince canından olmuş. Yunus ne güzel der:
Kişi bile söz demini
Demeye sözün kemini
Bu dünya cehennemini
Sekiz uçmağ ede bir söz.
Ama günümüzde ölçü kaçmış, ağızların kaytanı kalmamış. Neyzen Tevfik'in:
Asrın yeni bir umdesi var, hak kapanındır.
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır
Geçmez ele bir pâye kavuk sallamayınca
Kürsi-yi liyakat pezevenk puşt olanındır.
dediği gibi, mikrofonlar, ekranlar mezkur kişilere kalmış, berber makası gibi kesse de, kesmese de, (doğru olsa da-yalan olsa da) ses çıkarıp iftira atıp duruyorlar. Kısacası ağız ishali olup kazuratlarını döküyorlar. Sözümüzü Fırâkî”’nin bir şiiriyle bitirelim:
Gülşeninde âlemin ermez bu sırrı hiç kes
Zağlar âzâde, bülbüller giriftar-ı kafes.
(Bu âlemin sırrına akıl ermiyor. Kargalar serbest gezer, bülbüller kafeste hapis)
Bu zağlar yüzünden, nerdeyse haber dinlemeden tiksinir hâle geldik.