Türkiye’nin ölümlü iş kazalarında dünyada birinci sırada yer almasının içinde bulunduğu durumun vahameti açısından çarpıcı olduğunu söyleyen Türk-İş 2. Bölge Temsilcisi Necati Kökat, “İşyerlerinin işçiye mezar olmasının ve iş cinayetlerinin önlenmesini istiyoruz” dedi. Türk-İş topluluğu adına konu hakkında yazılı bir açıklamada bulunan Türk-İş 2. Bölge temsilcisi Necati Kökat, “Günümüzde özelleştirme, taşeronlaştırma, sendikasızlaştırma ve esnek çalışma biçimleri Türkiye’de sağlıksız ve güvenliksiz bir çalışma hayatını işçilerimize dayatmaktadır. Türkiye’de kayıt dışı ekonominin var olduğu bir yapıda, çalışanların hakları geriletilmekte, esnek, güvenliksiz, güvencesiz, sigortasız ve kaçak işçi çalıştırma her geçen gün yaygınlaşmaktadır. Ülkemizi ucuz emek cennetine çevirmek. Ekmeğe ihtiyaç olan vatandaşlarımıza iş sağlığı, iş güvenliği tedbiri alınmadığı, işletme belgesi bulunmadığı ortamlarda kayıt dışı ve güvensiz çalışmayı dayatmaktadır. Bu durum can kayıplarını içeren ölümcül kazaları beraberinde getirmektedir. Yeterince tedbir alınmadığının, denetimlerinin yeterince yapılmadığının kanıtı olan bu kazalardan sonuncusu Ankara Ostim ve İvedik organize sanayi bölgelerinde meydana gelmiştir” diye konuştu.
Patlamaların tedbirsizlik, ihmal ve gerekli önlemlerin alınmaması sonucunda gerçekleştiği tespitlerinin ağırlık kazandığı göze alındığında ise, yaşanan can kayıpları için “iş kazası” yerine “iş cinayeti” tanımlaması yapmanın daha doğru olacağını söyleyen Kökat, “Patlamaların gerçekleşmesine zemin hazırlayan nedenlerin, nedenlerle ilgili sorumluların tespiti ve gereken işlemin yapılması, bu tür üzücü olayların yaşanmaması için önem taşımaktadır. Ülkemizin ölümlü iş kazalarında dünyada birinci sırada yer alması içinde bulunduğumuz durumun vahameti acısından çarpıcıdır. Türk-İş topluluğu olarak, Avrupa Birliği iş sağlığı ve güvenliği yaklaşımı göz önüne alındığında, iş sağlığı ve güvenliği faaliyetlerine doğrudan ve dolaylı katılan ve iş sağlığı ve güvenliği sisteminde rol alan devletin, ilgili kurumların, işverenlerin, sosyal tarafların, meslek birlik ve odalarının iletişim, eşgüdüm, politikalar planlama ve organizasyon konularında ortak çalışmaları önündeki dağınıklığın giderilmesini, iş sağlığı ve güvenliği çalışmalarını teşvik eden çalışmalara katkı sağlayan ve birbirini tamamlayan bir yapının kurulmasını, işyeri denetimlerinin eksiksiz yerine getirilmesini talep etmekteyiz. İş yerleri mezar olsun istemiyoruz” ifadelerini kullandı.
Foto Altı: Türk-İş 2. Bölge Temsilcisi Necati Kökat, Ankara’da meydana gelen patlamalar sonucu ölen işçilerin, iş ve işçi güvenliği sorununu tekrar gündeme taşıdığını söyledi.
Patlamaların tedbirsizlik, ihmal ve gerekli önlemlerin alınmaması sonucunda gerçekleştiği tespitlerinin ağırlık kazandığı göze alındığında ise, yaşanan can kayıpları için “iş kazası” yerine “iş cinayeti” tanımlaması yapmanın daha doğru olacağını söyleyen Kökat, “Patlamaların gerçekleşmesine zemin hazırlayan nedenlerin, nedenlerle ilgili sorumluların tespiti ve gereken işlemin yapılması, bu tür üzücü olayların yaşanmaması için önem taşımaktadır. Ülkemizin ölümlü iş kazalarında dünyada birinci sırada yer alması içinde bulunduğumuz durumun vahameti acısından çarpıcıdır. Türk-İş topluluğu olarak, Avrupa Birliği iş sağlığı ve güvenliği yaklaşımı göz önüne alındığında, iş sağlığı ve güvenliği faaliyetlerine doğrudan ve dolaylı katılan ve iş sağlığı ve güvenliği sisteminde rol alan devletin, ilgili kurumların, işverenlerin, sosyal tarafların, meslek birlik ve odalarının iletişim, eşgüdüm, politikalar planlama ve organizasyon konularında ortak çalışmaları önündeki dağınıklığın giderilmesini, iş sağlığı ve güvenliği çalışmalarını teşvik eden çalışmalara katkı sağlayan ve birbirini tamamlayan bir yapının kurulmasını, işyeri denetimlerinin eksiksiz yerine getirilmesini talep etmekteyiz. İş yerleri mezar olsun istemiyoruz” ifadelerini kullandı.
Foto Altı: Türk-İş 2. Bölge Temsilcisi Necati Kökat, Ankara’da meydana gelen patlamalar sonucu ölen işçilerin, iş ve işçi güvenliği sorununu tekrar gündeme taşıdığını söyledi.