Türkiye 2014 yılında çok sayıda işçi faciası yaşadı. 2014 yılında tam bin 886 işçi ihmallerden dolayı hayatını kaybetti. Maden kazalarında ise Soma'da 301, Ermenek'te 18 işçi hayatını kaybetti. Yaşanan facialar ders olmadı. İhmaller zinciri birbirini takip etti. Türkiye iş kazalarında dünyada üçüncü, Avrupa'da ise ilk sırada. Türkiye'deki işçi ölümleri Avrupa ortalamasının tam iki katı. ürk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’nin (TMMOB) raporuna göre bir yılda bin 886 işçi ölümü yaşandı. 2014 yılı Türkiye'de en çok işçi ölümünün yaşandığı yıl olarak kayıtlara geçti. Her büyük kaza sonrası önlem alınacağı ve işçi güvenliğinin kanuni yaptırımla düzenleneceği yönündeki açıklamalara rağmen ölümlerin arkası kesilmiyor. TMMOB'nin raporuna göre işçi ölümlerinin 400'ü inşaat işçisi. Aynı raporda resmi kayıtlara geçmeyen çok sayıda işçi ölümünün de olduğu söyleniyor. 2014 yılında Konya'da da 140'a yakın inşaat işçisi kazalarda hayatını kaybetmişti.
İŞVERENLER VE İŞÇİLER EĞİTİLMELİ
Sorunun sadece işveren kökenli çıkmadığını ifade eden İş Güvenliği Uzmanı Mehmet Hulusi Ada, “İş güvenliği sorunu sadece işveren kaynaklı olarak çıkmıyor. İhmaller işçiden de kaynaklanabiliyor. İş güvenliği uzmanı olarak gittiğim inşaatlarda işçiler, verilen baretlerini takmıyor. Kimi sıkıyor diyor, kimisi de ağırlık yaptığı için rahatsız oluyor. Dolayısıyla hem işveren hem de işçi iş güvenliği hakkında eğitilmeli. Bunun sonucunda da bir bilinç oluşturulmalı. İnsan hayatı söz konusu olduğu zaman, en ufak önlemin bile alınması gerekiyor. Bu önlemleri hem işveren hem de işçilerin alması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
DENETİMLER SIKLAŞSIN, CEZALAR CAYDIRICI OLSUN
İş güvenliği konusunda her işletmenin büyük bir denetime tabi tutulması gerektiğini kaydeden Ada, “İnşaatların ve madenlerin sürekli olarak denetime tabi tutulması gerekiyor. İş güvenliği kültürü oluşmadığı için denetimler sıklaştırılarak geçici bir çözüm sağlanmalıdır. Bunun yanı sıra yaptırımların da uygulanması lazım. Cezaların daha caydırıcı nitelikle olması yarar sağlayacaktır. İş güvenliği ile ilgili 2012 yılının Haziran ayından itibaren kanunlar çıkmakta, yönetmelikler değişmektedir. Bu olumlu bir adım fakat iş güvenliği bir kültür meselesidir. Nasıl diğer gelişmiş ülkelerde bir çok maden ve inşaat olmasına rağmen iş kazaları en aza inmiş ise, Türkiye'de de bunun sağlanması gerekmektedir” diye konuştu.
KANUNLAR TAM UYGULARMALI
İş güvenliği kanunlarının uygulanması konusunda yetersiz kalındığının altını çizen Ada, “Kanunlar profesyonelce hazırlanmış ve her ince detayı bile düşünülerek yazılmış kanunlardır. Fakat çıkarılan kanunlar ne kadar iyi olursa olsun, uygulanmadığı takdirde bir anlam ifade etmeyecektir. Kanunlar çıktıysa, denetimler de artmalıdır. Uygulamada biraz sıkıntı var. İş güvenliği kültürüdür. Bir alışkanlık meselesidir. İşverenler olarak alışamadık. İşçeler de keza öyle. 2014 yılında bir çok üzücü iş kazası oldu. Fakat ne işçiler ne de iş verenler ders almadı” şeklinde konuştu.
İŞ GÜVENLİĞİ ANLAYIŞI TAM OTURMADI
Toplum olarak iş güvenliği anlayışının değişmesi için bir kaç yılın geçmesi gerektiğini belirten Ada, sözlerini şöyle sürdürdü: “İş güvenliğine toplum olarak alışmamız için aradan bir zaman geçmesi gerekiyor. Nasıl Almanya'da bir çok maden olmasına rağmen kazalar olmuyorsa, Türkiye'de de olmaması için bir engel yok. Sadece güvenlik kültünü oluşması için bir kaç yıla daha ihtiyacımız var. İnsan hayatı söz konusu olduğu için bu zaman zarfı içinde de denetimlerin aşırı bir şekilde sıklaştırılması lazım. Son olarak inşaat iskeleleri hakkında özel bir düzenleme yapıldı. Artık inşaat iskeleleri derme çatma demirlerden oluşmayacak. Asansörlü ve tam donanımlı iskeleler zorunlu hale getirilecek”
BERKHAN PARLAK merhabahaber.com