'İş Cinayetlerinin Önlenmesinde Sorumlulukta Devlet Yok, İşveren Ve İşçi Var'

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Yakup Akkaya Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun açıkladığı iş güvenlik paketini değerlendirdi. Akkaya, “Davutoğlu’nun yaptığı açıklamalarda iş cinayetlerinin önlenmesinde sorumlulukta...

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Yakup Akkaya Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun açıkladığı iş güvenlik paketini değerlendirdi. Akkaya, “Davutoğlu’nun yaptığı açıklamalarda iş cinayetlerinin önlenmesinde sorumlulukta devlet yoktur, işveren ve işçi vardır. Devletin sorumluluğu olmayan bir anlayış kabul edilemez.” dedi.

Genel Başkan Yardımcısı Yakup Akkaya, yazılı bir açıklama yaparak Başbakan’ın yaptığı iş güvenliği ile ilgili açıklamalarını değerlendirdi. Akkaya, “Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun iş güvenliği ile ilgili açıklamaları ‘yeniden bir AKP klasiğinin tekrarlanmasıdır.’ Dağ fare doğurmuştur. AKP, insan onuruna yakışır bir çalışma yaşamı ve ortamı oluşturmak yerine, ortadaki sorunu gerçekten çözmek yerine palyatif, göstermelik tedbirlerle süreci geçiştirmeye çalıştırmaktadır. Davutoğlu’nun yaptığı açıklamalarda iş cinayetlerinin önlenmesinde sorumlulukta devlet yoktur, işveren ve işçi vardır. Devletin sorumluluğu olmayan bir anlayış kabul edilemez.” ifadelerini kullandı.

'İŞ KAZALARININ ARTIŞINA ZEMİN HAZIRLANMIŞ'

AK Parti’nin insan onuruna yakışır bir çalışma yaşamı ve ortamı oluşturmak yerine, palyatif, göstermelik tedbirlerle süreci geçiştirmeye çalıştığını vurgulayan Akkaya şöyle devam etti: ”İş Sağlığı ve Güvenliği alanında en önemli konu çalışmanın kendisinin düzenli hale gelmesidir. Burada en önemli görev devlete düşmektedir. Ancak, bizzat AKP tarafından teşvik edilen ve Ulusal İstihdam Stratejisi adı altında düzensizleştirilen, esnekleştirilen, iş gücü piyasaları ile ucuz emeğe dayalı ekonomik büyüme modeli iş sağlığı ve güvenliğini ortadan kaldırmaktadır. Özelleştirme ve sendikalaşmaya yönelik yasaklar ve kısıtlar ise bu çarpıklığı daha da arttırmaktadır. Ancak, asıl sorun önlemlerin alındığı ve asıl odaklanacak olan alan “iş yerlerindeki önlemler” ile ilgilidir. AKP, özellikle 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile iş sağlığı ve güvenliğinin kendisini taşeronlaştırmıştır, piyasalaştırmıştır. Meslek odalarını ve sendikaları süreçten dışlamış, denetimleri etkisizleştirmiş, adeta iş kazalarının artışına zemin hazırlamıştır.”

“İNSANLAR İŞSİZLİKLE ÖLÜM KORKUSU ARASINDA TERCİHE ZORLANMAKTADIR”

Başbakan’ın yaptığı açıklamada iş sağlığı ve güvenliğinin yalnızca bir kural ve denetim sorunu olmadığını belirtilerek konuyu işçilerin bilinçlendirilmesine dayalı bir kültür sorunu olarak ele aldığını ifade eden Akkaya, “Oysa, çalışanlar, işsizlik ve açlık korkusuyla, ölüm korkusu arasında tercih yapmaya zorlanmaktadırlar. Ne yazık ki, AKP döneminde işsizlik ve açlık korkusu ölüm korkusuna üstün gelmiş durumdadır. İş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin alınmasının sağlanamaması işçinin eğitimsiz olmasından ziyade AKP tarafından yaratılan çalışma ortamıdır.” görüşünü dile getirdi.

“DAVUTOĞLU ULUSAL MEVZUATI DAHİ BİLMEMEKTEDİR”

Davutoğlu tarafından açıklanan tedbirlerin madencilik sektöründe işçi ölümlerinin önlenmesinde yeterli olmadığını kaydeden Akkaya, “Davutoğlu, ulusal mevzuatı dahi bilmemektedir. İşçinin hayat sigortasına ihtiyacı yoktur. Sosyal güvenlik sistemi bu nedenle kurulmuştur. İşçilerden ve işverenlerden bu nedenle prim kesilmektedir. Yine madenlerle ilgili olarak iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin alınmasındaki sorumluluk işverenlere yüklenmelidir. Davutoğlu’nun açıklamalarından anlaşıldığı üzere tıpkı 6331 Sayılı Kanun’da olduğu gibi denetimin bağımsızlığı düzenlenmediği gibi devletin denetim sorumluluğuna da hiç değinilmemiştir.” ifadelerini kullandı.

“BOZUK BİR PLAK GİBİ TEKRARLAMAKTAN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR”

6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nda yapıldığı gibi sendikaların, meslek odalarının, üniversitelerin iş sağlığı ve güvenliği alanındaki eğitim sisteminde uzaklaştırılması işçi ölümlerinin artmasına zemin hazırladığını belirten Akkaya açıklamasını şöyle sürdürdü : “Bu anlayış, bu alanı piyasalaştırmıştır. Şimdi getirilmesi düşünülen bu sistem de başka bir kar kapısı haline gelecek, işlemeyecektir. Olan işçiye olacaktır. Maden iş yerlerinde yaşam odaları yine yoktur, taşeronlaşma ve rödovans devam etmektedir. Önerilen sistemde sendika yoktur, meslek örgütleri yoktur. Başbakan ölümlü iş kazalarının % 92’sinin sendikasız iş yerlerinde olduğundan bir haberdir. İşveren sendikalarıyla bu önerileri görüşmesi, zaten açıkça zihniyetini göstermektedir. Başbakan’ın açıklamaları bugüne kadar yapılan AKP açıklamalarının bozuk bir plak gibi tekrarından başka bir şey değildir. Artık, konu Davutoğlu’nun yaptığı gibi palyatif tedbirlerle geçiştirilmemeli, merkezine, odağına işçinin korunmasını alan, devletin sorumluluğunda olan bir yapı kurulmalı, işçiyi üretim unsuru olarak gören zihniyetin sona erdirilmesi gerekmektedir.” CİHAN

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Türkiye Haberleri