İran ajanları devletin en hassas noktalarına kadar sokuldu

İŞTE O YAZI...

Acemler ve böcekleri devletin en hassas noktalarına kadar sokuldular.

Basına yansıyan haberlere göre böcekleri koyanlar AK Parti'nin kuruluş sürecinde yer alan 2 kadındı ve bunlar İran'a istihbarat topluyorlardı.

Gerçek şu ki Savama, Türk devletinin en hassas noktalarından kendi seksiyonlarına canlı yayın yapıyor.

Hâlâ da bu yayınlar ve sağlıklı bilgi transferleri devam ediyor.

İran istihbarat faaliyeti, Türkiye'deki en etkili dönemini yaşıyor.

Acemler belki de Yavuz'dan bu yana hiç bu kadar sofistike ve etkili bir network'e sahip olamamıştı.

Savama bugün Türkiye'deki en etkili ve aktif yabancı istihbarat servisidir.

Yaşanan son Acem böcekleri skandalı herhangi bir istihbarat servisi için züldür, istiskaldir, ağır bir hezimettir.

İstihbarata Karşı Koyma (kontrespiyonaj-İKK) MİT'in temel görevlerinden.

Serviste müstakil bir Kontrespiyonaj Daire Başkanlığı olması, konu ve görevin önem ve büyüklüğünün farklı bir alametidir.

İran ve Hatay’a dikkat edilmeli

İKK, yabancı ve düşman unsurların casusluk, sabotaj veya yıkıcı faaliyetlerine karşı, devleti, haberleri, personeli, doküman, malzeme ve tesisleri korumaya yönelik faaliyetlerdir.

18 Eylül 2012'de "Hatay tezgâhı, İran ve Acilciler" başlıkla yazımda şunları ifade etmiştim:

"...PKK, İran, Muhaberat ve Şebbiha'yla el ele...

Kaza geliyorum demez ama kaosun ayak sesleri duyulur.

İran ve Hatay'a çok dikkat edilmeli.

MİT'in peşine düştüğü 100 İran ajanı bir şeyler yapamamalı..."

Ne oldu bu 100 İran ajanı?

Ne yapıyorlar, neleri planlıyorlar?

Bunlar sadece basına yansıyan sayı.

Ya yansımayan uyku ajanları, haber kaynakları ve köstebekler?

Üstelik MİT'in peşine düştüğü 100 civarındaki İran ajanı, Iğdır'da yakalanan ve yargılanıp 7'si tutuklanan takriben 10 İran ajanından ayrıydı.

Yine fuhuş suretiyle casusluk yaptığı iddia edilen İranlı 10 kadın bu yılın mayıs ayında Iğdır'da sınır dışı edilmişti.

İran saha unsurlarının cirit attığı, en mahrem noktalara kadar kolayca sızdığı memleket tablosuna bakınca aklıma Alman istihbarat efsanesi Reinhardt Gehlen'in akıbeti geliyor.

Gehlen, Türkiye'de MİT'in oluşumuna da önemli katkılar yapmış ve MİT'in ünlü müsteşarı Fuat Doğu, Hiram Abas ve Mehmet Eymür gibi istihbaratçılarımızda derin etkiler bırakmıştır.

İKK zafiyeti istikrar kazandı

Nuri Gündeş ekibi bir yana bırakılırsa, MİT tarihinin hiçbir döneminde bu isimlerden daha etkili bir kadro hareketi görmemiştir.

Bu 3 ismin de kurt istihbaratçılar olduğu vakadır.

Soğuk Savaş'ın istihbarat yıldızı Gehlen, Hitler'in politik beyinlerinden biriydi.

Gehlen Batı Alman istihbaratını yönetirken, Doğu Alman istihbarat servisi STASİ'nin dış istihbarat başkanı bir başka efsaneydi:

Markus Wolf.

20 yıl boyunca Batılı istihbarat örgütlerince tek bir fotoğrafı çekilemediği için "yüzü olmayan adam" namıyla anılırdı.

Wolf'un en büyük ustalığı, adamlarını istediği yere kimsenin ruhu duymadan sızdırabilmesiydi.

Bugün İran'ın Türkiye'ye yaptığı gibi.

Wolf, özellikle Batı Almanya'da çok üst düzey yetkililer arasına soktuğu adamlarla başarı kazandı.

1963 yılında on küsur senedir Gehlen için görev yapan Heinz Felfe'in, Markus Wolf'un elemanı olduğu ortaya çıktı.

Wolf, Gehlen efsanesini ağır bir şekilde sarsmıştı.

Wolf'un şaheseri ise, yıllarca Başbakan Willy Brandt'ın başdanışmanı olan Günter Guillaume idi.
Günter Guillaume, Markus Wolf'un yetiştirdiği en büyük köstebektir.

Markus Wolf'un başyapıtı sayılan bir planla kendini bir anti-komünist ve Doğu Almanya düşmanı olarak kabul ettiren Guillaume, sosyal-demokrat partinin sağ kanadına sızar ve yükselir.

Başbakan Willy Brandt'ın danışmanlığına kadar hulul eden Guillaume, nihayet bir Fransa gezisi dönüşünde 1974'te tutuklanır.

Doğu ile yakınlaşmayı savunan ve bu amaçla Demokratik Almanya Cumhuriyeti ile iyi ilişkiler kuran Brandt, birkaç gün sonra başbakanlıktan istifa eder.

Wolf, Gehlen efsanesini yerle bir etmiştir.

Prestiji dibe vuran Gehlen derin bir üzüntüyle istifa etti ve 1979'da öldü.

İstihbarat zafiyeti koskoca Gehlen efsanesi bile çökertti.

Türkiye'de ise İKK zafiyeti artık istikrar kazandı.

Ama bizde hatanın bedeli ödenmez.