Hiç şüphe yok ki, gerçek şefkat ve merhametiniz, Allah yolunda birbirinize destek olmanızla anlaşılır.
Hem yaz tatilini değerlendirmek hem de kurban bayramı öncesi, yurt dışında çalışan yurttaşlarımız, sılayı rahim yapmak ve vatan özlemini dindirmek için doğup büyüdüğü topraklara akın akın gelmeye başladılar.
Bizler, bu kardeşlerimize daha çok ilgi ve hoş görü göstermek durumdayız. Zira, vatandan uzak yaşamak o kadar kolay olmasa gerek. Özellikle Avrupa ülkelerinde Müslüman ve Türk düşmanlığı yeniden hortlamışken, onların arasında hayatlarını devam ettirmek meşakkatli ve güçtür. Onlara dostça yaklaşıp, maddi ve manevi gereken desteği vermek insani bir görevimizdir.
Onları para ağacı gibi görmek hiç etik değildir. Hele hele yanlış yönlendirmek, aldatmak, kandırmak bizim insanımıza yakışmaz.
Aynı zamanda gurbetçi kardeşlerimiz bizim için ücretsiz kültür elçilerdir. Bizim örf ve adetlerimizi onlarla aktarırken, onlardan da bize kazandıkları bilgi ve becerileri ulaştırmaya gayret ederler.
Hani Mevlana Hazretleri bize öğüt verirken “ tevazu ve alçak gönüllükte toprak gibi ol” derken gönül almanın metodunun bu tarzda olabileceğini vurgular.
Gurbetçilerimiz için kültür elçilerimiz dedik ya, Fransa’da din görevlisi olarak hizmet veren bir kardeşimiz hafta içerisinde ziyaretimize geldi. Konya’mızla ilgili olumsuzlukları anlatırken, şöylece sıraladı; Öncelikle trafikte insanların birbirlerine karşı hiç saygılı değiller. Araç kullanırken sinir harbi yaşıyorsun. Diğer bir hususta yerlerde her türlü çöp atığı görmek mümkün. İnsanlar birbirlerine karşı saygısız ve tahammülsüz. Oysa saydığımız bu menfi örnekleri Fransa’da görmeniz mümkün değil dedi.
Velhasıl, bizim hassasiyet göstermemiz gereken hususlarda, onlar bizden öndeler. Üzücü ama gerçek. Ne diyelim düzeltemediğimiz bu yanlış uygulamalarımızdan vaz geçme ümidiyle.
Cumanız mübarek olsun. Allah’a emanet olunuz.