İnsan, kendisinin başıboş bırakılacağını mı zanneder. (Kıyâme Suresi 36)
Sorumluluk insana değer olarak verilmiş önemli erdemlerdendir. İnsanın en başta Rabbine olmak üzere, ailesine, çocuklarına ve üzerinde yaşadığı topraklara karşı da sorumlulukları vardır. Sorumsuz davranan bir kimse hem Rabbi hem de toplum tarafından sevilmez. Buna rağmen ısrarla bu huyu alışkanlık haline getirip, devam ettiren kimseler ise ne yazık ki kendisine yazık etmektedirler.
***
İnsan Rabbine karşı sorumludur. Bu sorumluluğu yerine getirmek isteyen samimi bir kimse, Rabbinin emir ve yasaklarına uyarak, emirlerini yerine getirirken, yasaklarından uzak durmak suretiyle sorumluluğunu yerine getirmiş olacaktır. Bu hayattaki en büyük ve en mühim sorumluluğumuz bu alandadır. Yani hakiki kul olmak insana yüklenmiş bir görevdir. İnsanın özünde vardır. Buradaki “yük” ifadesi ise asla insanın taşıyacağından fazla değildir. Bu gerçek ise Bakara Suresi 286.Ayet-i Kerime de ifade edilmiştir. : “Allah, bir kimseyi ancak gücünün yettiği şeyle yükümlü kılar. Onun kazandığı iyilik kendi yararına, kötülük de kendi zararınadır…”
İnsan kendisine, ailesine ve yakınlarına karşı da sorumludur. Bu sorumluluk ise dışarıdan gelebilecek her türlü kötülük ve zarara karşı onları korumak, ihtiyaçlarını karşılamak, eğitimlerine, dini ve ahlaki gelişmelerine öncülük etmek, kendisine, ailesine ve topluma karşı ahlaklı ve erdemli bir insan olması doğrultusunda çalışmaktır.
**
Günümüzde gördüğümüz kadarıyla ne yazık ki şu şekilde bir anlayış ve bence yanlış bir kavrayış söz konusudur. Bu ise: “Benim özgürlük alanım var. Buna hiç kimse karışamaz.” Bu cümleyi çocuk babasına ve annesine karşı da kurmaktadır. Tamam, insanın özgürlük alanı vardır, ama bu asla sınırsız değildir. Başkasının hakkına girdiği anda bu son bulmaktadır. Bu özgürlük her şeyi rahatça yapabilme hakkını hiç kimseye yükleyemez.
**
Bu sonu alınmaz yanlış anlayışı da bir an evvel düzeltmek gerekmektedir. Ben hiçbir şeyden sorumlu değilim diyecek hiçbir kimse yoktur. Bu sorumluluk çizgisini ise bize Hz. Peygamber (a.s) öğretmektedir: Abdullah b. Ömer (r.a.)’in naklettiği bir hadiste Allah Rasûlü (s.a.s.) şöyle buyurdular: “Hepiniz çobansınız ve hepiniz elinizin altındakilerden sorumlusunuz. Yönetici bir çobandır. Erkek, aile halkının çobanıdır. Kadın, kocasının evi ve çocukları için çobandır. Hepiniz çobansınız ve hepiniz çobanlık yaptıklarınızdan sorumlusunuz." (Buhari, Nikah, 91)
***
İnsan, çevresine ve topluma karşı da sorumludur. İnsanın kendisinin yaşam tarzı aynı zaman da topluma karşı yansıyan yüzüdür. Toplumun iyi olmasını istiyorsak en başta kendimiz ve ailemizden başlamalıyız. Nasıl bir tuğla en temelden örülmeye başlanıyorsa toplumun yapı taşları da tüm bireylerin kendisini düzeltmesiyle şekillenecektir. Sorumluluk konusu elbette çok geniş ve iyi irdelenmesi gereken önemdedir. Bizim zikretmeye çalıştığımız özet olan bu konu elbette bize bir ufuk açacaktır. Bu duygu ve düşünceyle;
Selam, dua ve muhabbetlerimi sunuyorum.