Diş ve diş eti hastalıklarının kanda belirli bir düzeyde iltihap oluşturduğunu belirten Prof. Dr. Tamer Ataoğlu, hastalıkların kadınların erken doğum yapmasına ve düşüklere neden olabileceğini belirtti.
Bireylerde kalp damar hastalıklarına ve genç yaşta kalp krizi geçirilmesinde diş eti hastalıklarının katkıda bulunduğunu söyleyen Ataoğlu, şöyle konuştu: “Bu hastalıklar vücudun diğer organlarında da tahribata yol açabiliyor. Ancak şeker hastalarında oluşan diş hastalıklarının tedavi edilmesi sonucunda şeker hastalığını olumlu etkileyebiliyor.”
Beslenmenin dişlerin gelişiminde yaklaşık 10 yaşına kadar önemli olduğunu söyleyen Ataoğlu. Daha sonraki dönemlerde ise, fazla asitli gıdaların alınması ve aşırı şeker tüketiminin dişlerde çürük oluşturabileceğini belirtti. Ataoğlu, küçük yaşta kullanılan antibiyotiklerin de dişlerde çürümeye değil lekelenmeye neden olduğunu belirtti.
Dişlerdeki plağın ağızdaki mikropların birbirine tutunmasıyla oluştuğunu söyleyen Ataoğlu, “ Dişteki mikroplar 7-8 saatte diş etlerini kızartacak hale geliyorlar. Onun için en azından 12 saatte bir kiri, dişin yüzeyinden atarsak çürük olmayacak ve diş etleri kızarmayacaktır. Bizce en ideali günde 3 kere fırçalamaktır” dedi.
ANNE VE BABA ÇOCUKLARA ÖRNEK OLMALI
Ağız bakımının diş fırçalama, diş ipi kullanma ve gargaradan oluştuğunu belirten Ataoğlu şöyle konuştu: “ Bunu yapmak insanlara zor geliyor. Gargarayı diş fırçalamak yerine tercih edebiliyorlar ama gargara dişler fırçalanıp temizlendikten sonra kullanılmalıdır.” Türkiye’de diş hekimlerine çok geç başvurulmasının nedeninin toplumun bilinçlenme düzeyiyle ilgili olduğu söyleyen Ataoğlu, “ Fakültemize gelen hastalara ağız ve diş sağlığıyla ilgili eğitim veriliyor. Esasında ağız bakımı ailede öğrenilecek bir şeydir. Anne ve baba ağız bakımı yapıyorsa çocuklarda onları örnek alacaktır. Diş bakımının ilkokuldan önce çocuklara aşılanması gerekir” dedi.
Eğitim seviyesi yüksek bireylerin bile ağız bakımını yapmadığı söyleyen Ataoğlu, “ Bireyler sosyal yaşamda diş sağlığını ihmal etmemeli. Evde ve işyerinde diş fırçası bulunması bu sorunu çözecektir.” dedi. n RASİM ATALAY
Bireylerde kalp damar hastalıklarına ve genç yaşta kalp krizi geçirilmesinde diş eti hastalıklarının katkıda bulunduğunu söyleyen Ataoğlu, şöyle konuştu: “Bu hastalıklar vücudun diğer organlarında da tahribata yol açabiliyor. Ancak şeker hastalarında oluşan diş hastalıklarının tedavi edilmesi sonucunda şeker hastalığını olumlu etkileyebiliyor.”
Beslenmenin dişlerin gelişiminde yaklaşık 10 yaşına kadar önemli olduğunu söyleyen Ataoğlu. Daha sonraki dönemlerde ise, fazla asitli gıdaların alınması ve aşırı şeker tüketiminin dişlerde çürük oluşturabileceğini belirtti. Ataoğlu, küçük yaşta kullanılan antibiyotiklerin de dişlerde çürümeye değil lekelenmeye neden olduğunu belirtti.
Dişlerdeki plağın ağızdaki mikropların birbirine tutunmasıyla oluştuğunu söyleyen Ataoğlu, “ Dişteki mikroplar 7-8 saatte diş etlerini kızartacak hale geliyorlar. Onun için en azından 12 saatte bir kiri, dişin yüzeyinden atarsak çürük olmayacak ve diş etleri kızarmayacaktır. Bizce en ideali günde 3 kere fırçalamaktır” dedi.
ANNE VE BABA ÇOCUKLARA ÖRNEK OLMALI
Ağız bakımının diş fırçalama, diş ipi kullanma ve gargaradan oluştuğunu belirten Ataoğlu şöyle konuştu: “ Bunu yapmak insanlara zor geliyor. Gargarayı diş fırçalamak yerine tercih edebiliyorlar ama gargara dişler fırçalanıp temizlendikten sonra kullanılmalıdır.” Türkiye’de diş hekimlerine çok geç başvurulmasının nedeninin toplumun bilinçlenme düzeyiyle ilgili olduğu söyleyen Ataoğlu, “ Fakültemize gelen hastalara ağız ve diş sağlığıyla ilgili eğitim veriliyor. Esasında ağız bakımı ailede öğrenilecek bir şeydir. Anne ve baba ağız bakımı yapıyorsa çocuklarda onları örnek alacaktır. Diş bakımının ilkokuldan önce çocuklara aşılanması gerekir” dedi.
Eğitim seviyesi yüksek bireylerin bile ağız bakımını yapmadığı söyleyen Ataoğlu, “ Bireyler sosyal yaşamda diş sağlığını ihmal etmemeli. Evde ve işyerinde diş fırçası bulunması bu sorunu çözecektir.” dedi. n RASİM ATALAY