Gençlik inceleme yazı serisi
İnsanın etrafını çepeçevre kuşatan ve onun yapacağı bütün hareketlerini tanzim eden sistemler önce ikiye ayrılır. Öncelikle insanın mutluluğunu sağlayan “adil düzen” ile insanları madden ve manen istismar ederek ona daha dünyada iken cehennem azabı yaşatan “batıl (yanlış) düzenler” dir.
Adil düzenin tek tarifi vardır ki o da düzenin temelinin “Hakkı üstün tutması” olarak tarif edilir. Bunu bir başka ifadesi “kim haklı ise o kuvvetlidir” şeklinde özetlenebilir.
Batıl düzenler ise her zaman “kuvveti üstün tutmaktadırlar.” Bunun bir başka ifadesi ise kim “kuvvetli ise o haklıdır” demektedirler.
Kâinat, kusursuz bir sistemle hayatını sürdürmektedir.
Adil düzenin tek olması yanı sıra kuvveti üstün tutan batıl düzenlerin sayısı sayılamayacak kadar çoktur. Bunlar genel tasnifte ikiye ayrılırlar. Zamanımızda ki isimleri ile siyasi kuvveti üstün tutan “Sosyalizm” ile sermaye kuvvetini üstün tuta “Kapitalizm” dir.
Bu gün yeryüzünde Sosyalizm ve kapitalizm büyük propagandalar ile sanki birbirinin alternatifi gösterilse de her ikisi de kuvveti üstün tuttuklarından, arka planda tek merkezden idare edildiklerinden ve halkı ezen düzenler olarak karşımıza çıkarlar.
Bu yazımda adil düzen ile kuvveti üstün tutanların ekonomik yönden mukayesesini (karşılaştırılması) incelemek istiyorum. Ancak makale boyutunda bir yazıda size tablo arz edemediğim için üzgünüm. Bakalım yazı dizgide dağılmadan size tabloyu tanıtabilecek miyim?
“Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın “Adil düzen konferansından…”
Adil düzende halkın refahını sağlarken, kuvveti üstün tutan sistemlerde ise halk birinde Devletin kölesi haline gelirken diğerinde sermayenin kölesi durumuna düşmektedir. Asgari ücretle çalışan insanların yaşadığı hayat, bu iddiamızın bir ispatıdır.
Aklı başında her insanın, kendisinin, çoluk çocuğunun, akrabalarının, komşularının, dost ve arkadaşlarının refahı için Adil ekonomik düzeni tercih edeceği açıktır. Ancak yapılan yoğun propagandalar, insanların boş şeylerle meşgul edilmeleri ve daha önemlisi insanın “yarınını düşünür hale getirilmesi” yüzünden, toplum bu nazik ve önemli konular üzerinde düşünememektedir.
Bir önemli konu da söylemleri ile Adil düzen isteyenlere benzeyen ancak icraatlarıyla faizci kapitalist sistemi yürütenlerin halkı aldatması sebebiyle halk, “uydum kalabalığa…” şeklinde yanlış bir taraf doğru hızla sürüklenmektedir.
Bu gidişin sonu ise pek tabiidir ki “uçurumdan yuvarlanmak” ve helak olmaktır.
Kapitalist sistemlerde zam kaçınılmazdır ve bu konuda her gelen gideni aratmaktadır.
İnsan, bu iki sistemden birini tercih eder. Pek tabii ya mutlu olur veya bedbaht…