İNSAN GÜNAHLARDAN ARINABİLİR Mİ?

Bayram Miroğlu

“Günahtan tövbe eden hiç günahı olmayan kimse gibidir” (Tirmizî, “Ḳıyâmet”, 49)

Allah’ın emir ve yasaklarına uymayıp kulluk bilinci ve şuurundan uzak bir hayat yaşayan her insan günahkâr olarak tabir edilir. Farsça olarak “suç” anlamını kapsamaktadır. Peki, günahkâr bir kişinin artık günahından dönüşü yok mudur? Bu günahlarından kurtulamayacak mıdır?

***

İnsan hata ve kusur işleyebilir, kendini bir anda yanlış yolda bulabilir. Önemli olan girdiği bu yanlış yoldan dönmesini bilmesi, işlediği hata ve kusurun farkında olmasıdır. Azgınlık ve isyan şeytanın özelliğidir. Bencillik, enâniyet, kin ve nefret bir mü’minde asla bulunmaması gereken huylardır. Kur’an-ı Kerimde birçok örnek azgınlıkları ve günahları yüzünden helak olan kavimlerden bahsetmektedir. Tarih, kendi yapıp ettikleri yüzünden kendilerini ateşe atmış birçok örnekle doludur. Bunlardan ibret alıp günah çukurundan çıkmak ise yine kişinin kendi elindedir. Allah, insanın fıtratında doğruyu ve yanlışı fark etme, iyilik ve kötülüğü bilme ve onları kendi cüz-i iradesi ile ayırt etme özelliği ve özgürlüğü vermiştir. Bu ise imtihanın başladığı noktadır.

***

İnsanın hatasını fark edip bu hatadan dönmesinin ilk başlangıcı, yaptığı hataya veya hatalara pişmanlık duymasıdır. Bu ise gittiği yanlıştan dönmesinin ilk adımını oluşturacaktır. Bu pişmanlık o günaha bir daha dönmemek üzere olmalıdır. Bunun dinimizdeki karşılığı ise nasuh-i tövbedir. Daha sonra günahına pişmanlık duyup Rabbine el açmalıdır insan. Bu buyruk Rabbimiz tarafından bizlere açıkça ifade edilmektedir. “Hepiniz Allah’a tövbe edin, ey mü’minler! Belki böylece korktuğunuzdan kurtulur, umduğunuzu elde edebilirsiniz.” (Nur sûresi (24), 31) Samimiyetle yapılan bu niyazın Rabbimiz katında değerli olduğu çok açıktır. “Rabbinizden sizi bağışlamasını isteyiniz; sonra ona tövbe ediniz.” (Hûd sûresi (11), 3)

***

İnsan tövbe için hiç zaman kaybetmemelidir. Tövbenin, pişmanlık duymanın bir zamanı ve mekânı yoktur. Her an insan Rabbine yönelmeli, ne isteyecekse O’ndan istemelidir. En büyük hatalardan birisi de hep ötelemektir. Yarın yaparım, biraz daha yaşlanınca kendime çeki düzen veririm, daha çok gencim gibi sözlerin şeytanın ve nefsin kandırma yöntemlerinden birini teşkil ettiği çok açıktır. İnsan bu tuzağa asla düşmemelidir. “Beni bu halde gören arkadaşlarım bana ne der? Ben asla değişemem.” gibi düşüncelerde aynı tarz hatalardır. Kişi sadece ve sadece Rabbinden utanmalıdır. O’na karşı sergilediği tutum ve davranışlara dikkat etmelidir. O’ndan korkmalıdır. Bu şekilde kendisine çeki düzen veren ve yaptığı hatalardan uzaklaşanlar görecekler ki, geçmişte yaptığı hatalarının silindiği, sanki o günaha hiç düşmemiş gibi olacağı bir güne uyanacaktır. Bu ise günahlardan arınmasına vesile olacaktır.

***

Günahlarından arınan ve Rabbinin rızasına nail olanlardan olma ümidi ve duası ile…

Selam, dua ve muhabbetlerimle…

Bayram MİROĞLU