İnsanoğlu yaratılmışların efendisi olup, diğer yaratılmışlar da onun hizmetine sunulmuştur. Fizik olarak en güzeli olduğu gibi, ruhi olarak da mükemmelidir. Ancak İnsan, ne hikmettir ki, ne kendisinin ne de diğer insanların değerini tam anlamı ile kavrayabilmiş değildir.
Bu hafta, Rahmetli Prof. Dr. Necmeddin Erbakan hocamızın ölüm senesi devriyesini idrak ettik. Her kesimden güzel mesajlar ve açıklamalar geldi. Demek ki bu ülke için iyi şeyler yapmış, sağlığında söylenmese de öldükten sonra değerini anlamak da hoş olsa gerek. Allah rahmet eylesin.
Eşref-i mahlukat olan insan vücudunda 40.000-km kılcal ve 60.000-km diğer damarlar olmak üzere toplam 100.000-km yol mesafesindedir. Bir insanda bulunan damarların uzunluğu dünyayı 2.5 kat dolaşabilmektedir. Diğer uzuvların değerlerini saymak, anlamak ve anlatmakta biçareyiz.
İnsana düşen görev, Yaradan tarafından meccanen olarak verilen, bu sayısız nimetlerin şükrünü ifa etmek gerekmektedir. Bu şükrün karşılığı da namazdır. Bedenin şükrü olan namaz hakkında Efendimiz; “Namaz gözümün nuru” demekle ehemmiyetini dile getirmiştir.
Toplumun güncel sıkıntıları olan cinayet, taciz, kavga, hırsızlık, kap-kaç gibi olayların temelinde dinden uzaklaşma ve ahlaki kuralların hiçe sayılmasından kaynaklanmaktadır.
Oysa dinimizde, insanın canı, malı ve namusu kutsaldır ve dokunulmazdır. Kişiler bu konuda hassasiyet göstermekle yükümlüdür. Aksi takdirde, bunlara riayet etmeyenler için cezaları ağırdır. Suçun çeşidine göre idam başta olmak üzere hak mahrumiyeti ve bir takım cezalar vardır.
Son günlerde yaşadığımız iğrenç olayları görünce, idamın ne kadar gerekli olduğu, bir kez daha anlaşılmaktadır. Keza, zinanın suç olmaktan çıkarılması da fevkalade yanlış bir karar olduğu anlaşılmaktadır.
Bu tür olayların gündemimizden en kısa zamanda çıkmasını temenni ediyoruz.
Cumanız mübarek olsun. Allah’a emanet olunuz.