Sözde milletlerarası bir finans kurumu olarak 1945’de ortaya çıkan Milletlerarası Para Fonu (IMF), sömürgeci ülkeler tarafından kurulan bir borç tuzağıdır. IMF’nin politikaları sömürü ve yalan üzerine kurulmuştur.
IMF’nin ekonomik krize düşen ülkelerin, ekonomik zorluklarının üstesinden gelmesine yardım etmesi yalandır. IMF’nin ekonomik bunalıma düşen ülkeleri kurtarma operasyonları ile kurtardığı yalandır. IMF’nin kredi açtığı ülkelerin yönetimlerine yardımcı olması yalandır. IMF, sömürgeci ve yalan politikaları ile ekonomik bunalım içine düşen ülkelere kredi açarak, onları büyük bir tuzağa düşürmektedir. IMF’nin yaptığı Batılı sömürgeci ülkelere kaynak sağlamaktır.
IMF kredisi kullanan ülkelerde meydana gelen ekonomik krizler, IMF tarafından empoze edilen standart reçete ile çıkarılmaktadır. 1997 Asya krizini IMF çıkarmıştır.
“Ekonomilerini düzeltebilen ülkeler, IMF ile borç bağını çözme arzu ve hevesi içine girmektedir. Bunların ilk örneği Malezya’dır. Mahatir Muhammed’in Malezya’sı 1997 Asya krizinin pençesinden, IMF olmadan çıkarma kararı aldığında, Türkiye daha o sulara ulaşmayı hayal bile edemiyordu. Siyasi popülaritesi o tarihlerde yüksek olan Mahatir Muhammed, IMF’siz kriz yönetimini başararak, başkalarına ilham kaynağı olmuştur. 2003 yılında Tayland, fona olan 12 milyar dolarlık borcunu ödeyeceğini açıklayan ilk ülkeydi.” (Tahsin Sınav, Yeni Şafak, 13.05.2013)
Osmanlı Devleti’ni tam 100 yıl Duyûn-u Umumiye tuzağı ile sömüren Batılı ülkelerdir. Aynı Batılı ülkeler tarafından kurulan IMF, Türkiye’yi de tuzağa düşürerek tam 52 yıl sömürmüştür. Türkiye, IMF’den kredi aldığı dönemlerde, IMF politikalarını uygulayarak büyük ekonomik çıkmazlar içine düşmüştür. Türkiye, 2002’den sonra IMF’den borç almadan kendi kaynaklarını harekete geçirerek kalkınma yolunda önemli gelişmeler kaydetmiştir. Türkiye, 2002- 2013 döneminde IMF’ye olan borçlarını ödemiştir.
Türkiye, 2002-2013 döneminde IMF’ye olan borcunu ödeyip, kendi imkânları ile kalkınma yolunda önemli adımlar atmış ve ekonomisi düzelmiştir. IMF’nin ekonomik zorluklar içinde olan ülkelere kredi açarak kalkınacağı yalanı, IMF’siz kalkınma çabaları ile ekonomilerini düzelten Malezya ve Türkiye örneği ile ortaya çıkmıştır.
Türkiye’de ekonomiyi 2001 krizinde dibe vurduran ve ülkede iflas olaylarına sebep olan IMF’dir. 2001’de Türk halkına sıkıntı çektiren ve zulüm yapan IMF’dir. IMF çektirdiği sıkıntıları ve yaptığı zulümleri yapmamış gibi davranarak, IMF’siz, kendi çabası ile ekonomisi düzelen Türkiye’ye 2013’de övgüler yağdırmaktadır. IMF, Üçüncü Dünya ülkelerini tuzağa düşürüp sömürürken, Batılı ülke ekonomilerini içine düştüğü krizlerden kurtarmaya çalışmaktadır.
2001’de Türkiye’yi krize sürükleyen IMF, 2008’de krize düşen ve darboğazdaki Avrupa ülkelerini kurtarmak için “Kriz Kurtarma Fonu” kurarak, 2012’de para toplamıştır.
IMF’nin yalanlarına kanan ülkeler daha büyük ekonomik çıkmazlar içine düşmektedirler. Artık Üçüncü Dünya ülkeleri, IMF’deki üyeliklerine son vererek,IMF’nin sömürü ve yalan üzerine kurulu olan politikalarından kurtulmalıdırlar.
TÜRKİYE, IMF TUZAĞINDAN NASIL KURTULACAKTIR?
Türkiye’nin IMF’ye olan borcu, 14 Mayıs 2013’de 426 milyon dolarlık son taksit ödenerek sıfırlanmıştır. Bu durum Türkiye ekonomisi için çok sevindirici bir durumdur. Ancak Türkiye, borç tuzağından kurtulmak için IMF dışındaki borçlarını da tasfiye etmelidir. Türkiye dış borçlarını öderken, millî olan bir ekonomik program ile kendi öz kaynaklarını harekete geçirmede ısrarlı olmalıdır. Zaten IMF, sunduğu reçeteleri uygulamayan ülkelere borç para vermez.
Türkiye, IMF’ye 2012’de 5 milyar dolar borç para verme taahhüdünde bulunmuştur. 52 yıl sömürüldükten sonra Türkiye’nin IMF’ye borç para vermesi doğru değildir. Türkiye, borç tuzağından kurtulması için IMF’den borç para almamalı ve IMF’ye borç para da vermemelidir. Türkiye, IMF’den borç para aldığında nasıl ki tuzakta tutuluyorsa, borç para verdiğinde de tuzakta tutulacaktır. Bunun için Türkiye’nin IMF’ye borç para verince faydalı olacağı düşüncesi yanlıştır.
Çünkü IMF, her an Türkiye ekonomisinin krize girmesi için sömürgeci politikasını devreye sokma karalılığındadır. Türkiye azıcık sıkıntıya girdiği zaman IMF reçeteleri devreye girecektir. Bu konuda uyanık olunmalıdır. Temennimiz odur ki, bir daha Türkiye’nin IMF kredilerine ve reçetelerine muhtaç duruma düşmemesidir.
Türkiye, IMF’ye olan borcunu ödeyerek borcundan kurtulduğu bir zamanda, IMF tuzağından ve denetiminden kurtulması için üyelikten ayrılmalı ve ilişkilerini kesmelidir. IMF, 2000 yılında Ankara’ya ofis açmıştır. IMF’nin Ankara Ofisi kapatılarak, Türkiye’den çıkarılmalıdır.