İMAN YATIRIMI

Nurten Selma Çevikoğlu

 

Dünyâda hayâtını ikâme ettiren insan, yaşadığı sürece büyük-küçük, ağır-hafif pek çok imtihanla karşılaşabiliyor. Karşılaşılan imtihanları kolaylıkla ya da sarsıntıyı en hafif bir şekilde atlatabilmek için yegâne çâre imanlı olmaktır. İmanlı insanlar, başlarına gelenleri Cenâbı Hakk’ın yazgısı anlayışıyla değerlendirerek sabırla, tahammülle, duâyla karşı koyarak hayâtlarını devam ettirirler. Sabırsız, tahammülsüz hayat, kısır bir döngüde devâmı zor bir çizgidedir. Halbuki duaya sarılan dertli insanlar, Kâinâtın Mutlak Sâhibi’ne yönelerek O’ndan yardım talep ederler. Dua mânen öyle bir güçtür ki, hem rûha kuvvet verir hem bedeni güçlendirir. Duasız yürekler üşür, duâsız diller kurur. Neticede duâsız insanlar, hayâtın güzelliğinin farkına varamazlar, tebessümsüz bir hayatla, hoşgörüden yoksun bir yaşamla hayat sönük, donuk, manâsız, cansız ve monotondur. Oysaki iman âdeta, insanlar için hayat sigortasıdır, yaşam güvencesidir.

Şimdi bu ön girişten sonra efendim diyeceğiz ki, böylesi imanlı bir hayâtın temelleri küçük yaştan atılır. İnsan çocukluğundan gençlik dönemine kadar, önce âilesinden imânî özellikleri öğrenir, sonra eğitim hayâtının devam ettiği bir başka kurum olan okullarda bu iman eğitimi ve öğretiminin sürdürülmesi şarttır. Biz öteden beri bir eğitimci olarak hep deriz ki, dünyâda hayat denen muammayı yaşarken, insanın başına her türlü sıkıntı, üzüntü, problem gelebildiğine göre, onlarla nasıl baş edileceğini, insan küçüklüğünden itibâren öğrenmeli ve büyük bir Yaratıcıya iman etmelidir. İnsan, üstün, yüce bir varlığa güvenmeli, her türlü probleminde O’na iltica edebilmeli, kendini asla çâresiz hissetmemelidir.

Bizim memleketimizde eskiden beri, din öğretimi ve anlatımından hep çekinilmiş, korkulmuş, ürkülmüştür. Neden? Halbuki insanlığın ahlâkî geleceği, imanlı insanların sorumluluğu dahlindedir. Çocuklara iman ve ahlak bilincini verecek âilelerimizin sayısı öteden bu yana çok azalmıştı, şimdi hamdolsun eskiye oranlı daha iyiyiz, diyebiliriz. Fakat medya ve basın yayın ağı mâlesef böylesi âilelerin de, içini boşalttı. Her şey kabukta kaldı. Aileleri tamamlayan okullarda din eğitimi, hamdolsun birkaç sene evvel en azından seçmeli ders olarak okullara konuldu. Bu faydalı işe çok sevinmiştik ancak ilerleyen senelerde bu hayâti önem taşıyan dersleri seçen öğrenci sayısında, gözle görülür bir azalma var. Pek tabi bunun birçok sebebi var. Çocukların dünyevî geleceği için ehemmiyetli görülen maddi dersler mânevî derslere göre demek ki, daha gerekli görülüyor. Bu sonuç üzücü! Halbuki dünyaya gelen insan öyle veya böyle bir şekilde hayâtını ikâme ettiriyor. Ama insanın içinden hiç çıkmayacağı ebedi bir ahret hayâtı için hazırlık yapılmıyor veya öteleniyor. Müthiş bir akılsızlık bu!

Artık biz bu yazıyı yazmamıza sebep olan konuya gelmek istiyoruz efendim, 22 Ocağa kadar sürecek olan Ortaokul ve liselerde seçmeli dersler için başvuruların devam edeceği şu günlerde, velilerimize bir çağrıda bulunmak istiyoruz:

Saygıdeğer velilerimiz çocuklarınıza dünyâlarını güzelleştirecek, onları hayatta karşılaşabilecekleri fırtınalara karşı, ayakta bırakmayı temin edecek dîni bilgi veren Kur’ân’ı Kerim, örnek ahlâkıyla herkesi kendine hayran bırakan son Nebi Peygamber aleyhisselâm’ın hayâtı ve Temel Din Bilgisi derslerini çocuklarınızın seçmelerini sağlayın.’ Diye tavsiye ediyoruz. Lütfen uyanık olun, çağın ezici maddi çarkları arasında çocuklarınızın mânen zarar görmesine fırsat vermeyin.

Aynı çağrıyı TİMAV Başkanı (Tüm İmam Hatipliler Vakfı) da yaparak velilere şunları söyledi; ‘Milli Eğitim Bakanlığımız, asıl kaynaklarına dayalı, hurâfelerden uzak, sevgi ve ahlak temelli bir din eğitimi ve öğretiminin zemini hazırlamak ve bu doğrultuda gençlerin milli, mânevî ve ahlâkî değerlerine bağlı bireyler olarak yetişmesine katkı sağlamak istiyor. Bu vesileyle başta velilerimiz olmak üzere, öğretmen ve öğrencilerimize, gençlerimizin geleceğini inşa edecek, onların fikren ve rûhen sağlıklı bireyler olarak şekillenmesini sağlayacak, onları gelecekte birçok yanlışlıklardan ve gayrı ahlâkî tehlikelerden koruyacak Kur’ânı Kerim, Dînî Bilgiler ve Peygamberimizin hayâtını ve dahi Arapça derslerini seçmeli ders olarak tercih etmelerini ısrarla tavsiye ediyoruz.’ Diyor. Ve devamla;

‘Sağlam bir gelecek, güçlü bir nesil, milli bir eğitim, kültür, inanç ve değerlerine bağlı bir gençlik tahayyül ediyorsak, 22 Ocak târihine kadar okullarımızla irtibata geçerek, bu önemli görevi ifa etmeliyiz. Bir anne-babanın evlatları üzerindeki en büyük sorumluluklarından birisi de, evlatlarının akademik başarılarının yanında dînini de, öğrenebilecekleri bir eğitim fırsatı onlara sunmalarıdır. Dînini doğru öğrenip yaşayan, temel değerleri benimsemiş bireyler yetiştirmek, hepimizin asli görevlerindendir. Bu nedenle velilerimizi seçmeli dersler husûsunda hassâsiyete dâvet ediyorum.’ Diyor.

Biz de velilerimizi ayni konuda dikkatle düşünerek, evlatlarının dîni eğitimi konusunda daha duyarlı olmalarını tavsiye ediyoruz, efendim. Hayırla kalınız.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.