Yazılarımda belirttiğim gibi her fani Yüce Yaradan’ın isteğiyle bir gün kendisine yürüyecek.
İnanç içinde olmayıp, inanç sahiplerini hor görmeye. Onları nerede ise insan yerine koymamaya çalışanların bile bir gün hakikat yoluna düşüp kendilerinin de…
Diğer iman ve inanç içinde olanların imtihan devresi sonunda gerekli kazancı sağlayabilmelerinin duacısıyım.
Bakın bu fani (gelip geçici) dünyadan bir İslam ilmi âlimlerimizden bir cevheri daha Hakk’a yürüyüp imtihanını tamamladı.
Yüce Yaradan bol rahmet eyleye. Mekânı cennet ola.
***
Evet, Cevher kelimesi bile düşük gelecek bir İman sahibi. İslam ilmini vaiz konuşmaları yanında sohbet esnasında bile insanlara yayıp onlara iman yolunu gösteren bir âlimimiz daha Rahmet-i rahmana kavuşuverdi.
Daima dilinden düşürmediği “Ölüme sevinç içinde gidenlerden oluruz İnşallah-i Tealâ” dediğine nasip oldu. Bizlerde oluruz inşallah.
Önce gıyaben, sonra vaizleri ve daha sonra da kayınpederi rahmetli Mehmet Atçeken’in oğlu rahmetli Osman Atçeken ile bacanak olarak akrabalık da girince onların evlerindeki sohbetlerimizde sıkça karşılaştığım…
Hocaefendimiz rahmetli Tahir Büyükkörükçü ile onun renkli geçen bir hayatını anlatma yerine (ki Medyada genişçe anlatılmakta Google araştırmalarında hayat biyografisi güzelce ifade edilmekte) âcizane anılarımı sunmak isterim.
Askerlik vazifem sonunda şimdi yeksan olan Başaralı Çarşısı’nda açtığım işyeri Kapu Camii’ne yakın olduğu için zaman zaman namaza gidiyordum.
Dostlar dedi ki. “Bir genç askerden gelişi sonra Kapu Camii’nde vaizlik yapıyor. Ama öyle bir vaaz veriyor ki herkes hayran kalıyor ve çok dolmaya başlıyor içerisi.”
Merakla bendenizde gittim. O zamanlar mobilya yapımı ve inşaat projeleri ile meşguldüm
Dinlediğim genç hocayı zevkten de öte. Huşuya varan bir içtenlikle dinledim ve hayran kaldım.
Konuşma şekli örneğin, diğer hocaların “şöyle yaparsanız günaha girersiniz” sertliği içinde değil de “hata ile böyle yaparsak. Allah korusun ona itaat sizlik yapmış olur tabii ki dolayısıyla günah yazılır defterimize…”
Şeklindeki sözlerinin yanında, bunları mesnevi, hadisi şerif ve oluşan hikâyelerle donatması kulakları dört açtırıyordu.
Fakir bir ailenin oğlu bulunan genç hocanın bu güzel anlatımla sevgi kazanması neticesi
Yukarıda bahsettiğim eşraftan olan rahmetli Mehmet Atçeken “Kızımla evlendirirken tüm giderleri de karşılayacağım demesiyle damadı olmuştu.
Rahmetli Hoca için mengene yakınlarında bahçeli tek katlı bir evde yaptırmıştı. Bu eve ziyaretlerimizde hayretime giden bir nokta vardı.
Odanın biri tamamen kitap dolu kütüphane gibi idi ama bu kütüphane her dilde ilim ve bilhassa İslâmî bilgileri havi idi. O kadar ki Çince olanları bile vardı.
Burada vurgulamak istediğim hayatımızda ne yönde akımlar varsa bunları da öğrenmeyi kendilerince de olumlu görmüş olmasını belirtmemdir.
Zaten vaazlarında bunlardan istifade ile her yön oluşumlarını anlatacağı konuya işlerdi.
Konya Kapu Camii’ndeki vaazlarını bendeniz ve Konya Belediyesi ESO Müdürü dostum rahmetli Hüseyin Bey’le zamanın büyük bantlara kaydeden büyük teyplere alabilme yarışında olur hatta bir birimizin kaydedemediğini yine birbirimize verirdik.
Çocukluk ve gençlik zamanlarımda bırakın bir yerde evlerde bile Kur’an öğretmek yasak olduğunu hatırlayarak bir sohbetimizde sormuştum.
“Hocam bu yola ve önemli bilgilere o zamanda nasıl nail olabildiniz. Gerçi bendenizde evde ve bazı hocaların evlerinde gizlice Kur’an öğrenimi yaptım ama serbest zordu” soruma….
“Konya Karma Ortaokul’un üçüncü sınıfında idim. Bir gün Kapu Camisi’nde namaz sonu vaaz hocasını dinlemek istedim.
Hoca öyle bir anlatım içinde idi ki sanki dudaklarından bal akıyor diğer hocalara hiçte uymuyordu.
Hani çocuklara sorarsınız. “Büyüdüğünde ne olacaksınız” diye de ya doktor ya mühendis vb. olacağım derler ya.
Bendede o an bu his doğdu. Allah lütfetti böyle bir yolu bana bahşetti.
Bu hoca gibi nasıl olurum diyerek başvurdum gerekli büyüklere.
Allah razı olsun yol gösterdiler Bulgur Tekkesi’nde ki resmi Kur’an öğretme ve hafız öğretim yerine kaydoldum.
Hocalarım bendenize önem verdiler yardımcı oldular. Fıkıh ve diğer ilmi rahmetli çok değerli hocam rahmetli Hacı Veyszade ve diğer hocalar öğrettiler.
Allah onlardan razı olsun. Mekânları cennet olsun. Her gün duacıyım onlara” demişti.
***
İşte hoca için çok söylenecek anlatımlarım var ama bu günkü köşede imkân yok.
İnşallah ilerde anlatmış oluruz.
Allah’ın rahmetine gark olurken Cennet mekânı olsun.
***
Sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileğimle
İnanç içinde olmayıp, inanç sahiplerini hor görmeye. Onları nerede ise insan yerine koymamaya çalışanların bile bir gün hakikat yoluna düşüp kendilerinin de…
Diğer iman ve inanç içinde olanların imtihan devresi sonunda gerekli kazancı sağlayabilmelerinin duacısıyım.
Bakın bu fani (gelip geçici) dünyadan bir İslam ilmi âlimlerimizden bir cevheri daha Hakk’a yürüyüp imtihanını tamamladı.
Yüce Yaradan bol rahmet eyleye. Mekânı cennet ola.
***
Evet, Cevher kelimesi bile düşük gelecek bir İman sahibi. İslam ilmini vaiz konuşmaları yanında sohbet esnasında bile insanlara yayıp onlara iman yolunu gösteren bir âlimimiz daha Rahmet-i rahmana kavuşuverdi.
Daima dilinden düşürmediği “Ölüme sevinç içinde gidenlerden oluruz İnşallah-i Tealâ” dediğine nasip oldu. Bizlerde oluruz inşallah.
Önce gıyaben, sonra vaizleri ve daha sonra da kayınpederi rahmetli Mehmet Atçeken’in oğlu rahmetli Osman Atçeken ile bacanak olarak akrabalık da girince onların evlerindeki sohbetlerimizde sıkça karşılaştığım…
Hocaefendimiz rahmetli Tahir Büyükkörükçü ile onun renkli geçen bir hayatını anlatma yerine (ki Medyada genişçe anlatılmakta Google araştırmalarında hayat biyografisi güzelce ifade edilmekte) âcizane anılarımı sunmak isterim.
Askerlik vazifem sonunda şimdi yeksan olan Başaralı Çarşısı’nda açtığım işyeri Kapu Camii’ne yakın olduğu için zaman zaman namaza gidiyordum.
Dostlar dedi ki. “Bir genç askerden gelişi sonra Kapu Camii’nde vaizlik yapıyor. Ama öyle bir vaaz veriyor ki herkes hayran kalıyor ve çok dolmaya başlıyor içerisi.”
Merakla bendenizde gittim. O zamanlar mobilya yapımı ve inşaat projeleri ile meşguldüm
Dinlediğim genç hocayı zevkten de öte. Huşuya varan bir içtenlikle dinledim ve hayran kaldım.
Konuşma şekli örneğin, diğer hocaların “şöyle yaparsanız günaha girersiniz” sertliği içinde değil de “hata ile böyle yaparsak. Allah korusun ona itaat sizlik yapmış olur tabii ki dolayısıyla günah yazılır defterimize…”
Şeklindeki sözlerinin yanında, bunları mesnevi, hadisi şerif ve oluşan hikâyelerle donatması kulakları dört açtırıyordu.
Fakir bir ailenin oğlu bulunan genç hocanın bu güzel anlatımla sevgi kazanması neticesi
Yukarıda bahsettiğim eşraftan olan rahmetli Mehmet Atçeken “Kızımla evlendirirken tüm giderleri de karşılayacağım demesiyle damadı olmuştu.
Rahmetli Hoca için mengene yakınlarında bahçeli tek katlı bir evde yaptırmıştı. Bu eve ziyaretlerimizde hayretime giden bir nokta vardı.
Odanın biri tamamen kitap dolu kütüphane gibi idi ama bu kütüphane her dilde ilim ve bilhassa İslâmî bilgileri havi idi. O kadar ki Çince olanları bile vardı.
Burada vurgulamak istediğim hayatımızda ne yönde akımlar varsa bunları da öğrenmeyi kendilerince de olumlu görmüş olmasını belirtmemdir.
Zaten vaazlarında bunlardan istifade ile her yön oluşumlarını anlatacağı konuya işlerdi.
Konya Kapu Camii’ndeki vaazlarını bendeniz ve Konya Belediyesi ESO Müdürü dostum rahmetli Hüseyin Bey’le zamanın büyük bantlara kaydeden büyük teyplere alabilme yarışında olur hatta bir birimizin kaydedemediğini yine birbirimize verirdik.
Çocukluk ve gençlik zamanlarımda bırakın bir yerde evlerde bile Kur’an öğretmek yasak olduğunu hatırlayarak bir sohbetimizde sormuştum.
“Hocam bu yola ve önemli bilgilere o zamanda nasıl nail olabildiniz. Gerçi bendenizde evde ve bazı hocaların evlerinde gizlice Kur’an öğrenimi yaptım ama serbest zordu” soruma….
“Konya Karma Ortaokul’un üçüncü sınıfında idim. Bir gün Kapu Camisi’nde namaz sonu vaaz hocasını dinlemek istedim.
Hoca öyle bir anlatım içinde idi ki sanki dudaklarından bal akıyor diğer hocalara hiçte uymuyordu.
Hani çocuklara sorarsınız. “Büyüdüğünde ne olacaksınız” diye de ya doktor ya mühendis vb. olacağım derler ya.
Bendede o an bu his doğdu. Allah lütfetti böyle bir yolu bana bahşetti.
Bu hoca gibi nasıl olurum diyerek başvurdum gerekli büyüklere.
Allah razı olsun yol gösterdiler Bulgur Tekkesi’nde ki resmi Kur’an öğretme ve hafız öğretim yerine kaydoldum.
Hocalarım bendenize önem verdiler yardımcı oldular. Fıkıh ve diğer ilmi rahmetli çok değerli hocam rahmetli Hacı Veyszade ve diğer hocalar öğrettiler.
Allah onlardan razı olsun. Mekânları cennet olsun. Her gün duacıyım onlara” demişti.
***
İşte hoca için çok söylenecek anlatımlarım var ama bu günkü köşede imkân yok.
İnşallah ilerde anlatmış oluruz.
Allah’ın rahmetine gark olurken Cennet mekânı olsun.
***
Sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileğimle