Her türlü ilişki ve iletişimin yozlaştığı günümüzde doğru davranışlı insanlar azalmakta derken bu derdimiz kurumsal anlamda işlev yapan alanlara da ne yazık ki sıçramış durumda. Çünkü oraları ayakta tutan insan. Kamusal alanda iş gören insan. Sosyal hayatın merkez noktasında insan var. Hep vurguladığımız gibi insanı bozdunuz mu yozlaştırdınız mı toplumu bitirdiniz demektir.
Toplumu insanlar oluşturuyor. Toplum içinde çöpçüsünden, işçisinden başçısına, mühendisinden avukatına, doktorundan şoförüne kadar her meslekte görev yapan insanlarımız var. Bu insanlar ister istemez birbirleriyle iletişim hâlindeler. Güzel ve mazbut iletişim hayatı kolaylaştırmakta ve anlamlandırmakta. İnsanlar sosyal yaşantılarında sağlıklı iletişim kurma becerisine sahip olabilseler her anlarını dolu dolu yaşayarak hayatlarını daha keyif alabilir düzeye getirebilirler. Bu onların elinde. Sosyal hayatta başarılı ve mutlu kalmanın sırrı işte böylesi sağlıklı iletişimde gizli.
Ama sağlıklı iletişim kurma becerisine sahip olmayan insanlarımız için ise hayat çekilmez, yaşanmaz olarak tanımlanabiliyor. Bu tür insanlar bir kere kendileriyle barışık değiller bu sebeple de hayatlarında bir şeylerin eksik kaldığı düşüncesiyle hayattan yeterince haz almazlar. Olayları kötümserce yorumlarlar. Bazıları da kendilerinde mevcut eksikliklere tahammül edemediklerinden yahut kendi ezilmişliğinin acısını başkasından çıkartmak istercesine etraflarına saldırır dururlar. Kimileri başkalarına kızar hıncını diğerlerinden çıkarır. Kimileri ailesine kızar, patronuna öfkelenir sinirini çalıştığı iş yerindeki kişilere bağırıp çağırarak çıkarır. Kimileri arkasına güvenir hava atar veya sağı solu tersler, 'Var mı bana yan bakan?' misali haydut kesilir. Kiminin ruh sağlığı yerinde değildir dengesiz davranışlar sergiler. İşte bu saydığımız menfi davranış bozukluklarının sergilenmesinin tümü sağlıksız iletişimdir.
Böylesi sağlıksız iletişimleri sergileyen bireyler özellikle de devlet kurum ve kuruluşlarında görev yapan kişilerse artık siz düşünün neler olabileceğini? Bakın şimdi birkaç gün önce bir belediye otobüsünde cereyan eden bir hâdiseyi size anlatmak istiyorum. Yorumu da size bırakıyorum.
Geçtiğimiz Cuma günü Kayalı Park'tan Meram-Yaka otobüsüne binen bir arkadaşım ve aile yakınları maalesef şoför beyin hem kendilerini hem de yolcuların tümünü kapsayacak şekilde ağır ithamları, can acıtan sözleri, azarları ile şok derecesinde sarsılmışlar. 'Çabuk olun çabuk olun' diyerek azarlayıp yolcuları hırpalaması ve rencide edecek şekilde bağırıp çağırması son derece sağlıksız bir iletişim şeklidir. Nezaketten nasibi olmayan böylesi kamu görevlilerin davranışları tasvip edilemez. Ayrıca hemen her otobüste ilk binilen yer Kayalı Park durağı olduğundan otobüsler orada az miktar beklerler. Maalesef şoför bey hem suçlu hem güçlü. Bu sağlıksız süreci yaşattıktan sonra inerken bizim arkadaşımız arabanın plaka numarasıyla şoförün sürücü numarasını oğlu vasıtasıyla almak istemesi üzerine yaptıkları yetmezmiş gibi bir de 'istersen cep numaramı da vereyim' diye bağırarak camdan dışarı yanlış, çirkin el hareketleri de yaparak yoluna devam ediyor. Olayın vahametine bakar mısınız? Ayrıca belediye otobüsünde Bodrum'dan gelen bir hanım arkadaşımız ve kızı da var. Düşünün Konyalılar hakkında o misafir ne düşünecek? Nasıl utandık ve nasıl üzüldük! Bu şoför bey iş bulmuş ve şoför olmuş ama maalesef adam olamamış. Adamlık davranışlarla ölçülür.
Hep söyledik söylüyoruz insanımızı bozdular. Her meslek gurubu kendi içlerinde önce 'insanlarla doğru iletişim' dersleri almalılar. Hizmet içi seminerlerle bu açık mutlaka kapatılmalıdır. Böylesi kaba, saba, hoyrat hizmet anlayışı değişmeli. Kimse kendi içinde bulunduğu menfi durumunu başkalarına kurban etmemeli. Buna kimsenin hakkı yok. Vatandaşa nezaketle hizmet sunulmalı. Bizim dinimizin düsturlarında 'Halka hizmet Hakk'a hizmettir.' anlayışı hâkimdir.
Bu belediye şoförünü bütün kalbimizle kınıyoruz. Belediye yetkililerini göreve çağırıyoruz. Gereken lütfen yapılsın. Bir daha ne biz ne bir başkası bu tür nezaketsizliklerle karşılaşmasın istiyoruz. İşte sürücünün sürücü No:311. Cuma günü saat:3’te Kayalı Park'tan Meram-Yaka istikametine giden aracın plaka No:42 NV 322.
Toplumu insanlar oluşturuyor. Toplum içinde çöpçüsünden, işçisinden başçısına, mühendisinden avukatına, doktorundan şoförüne kadar her meslekte görev yapan insanlarımız var. Bu insanlar ister istemez birbirleriyle iletişim hâlindeler. Güzel ve mazbut iletişim hayatı kolaylaştırmakta ve anlamlandırmakta. İnsanlar sosyal yaşantılarında sağlıklı iletişim kurma becerisine sahip olabilseler her anlarını dolu dolu yaşayarak hayatlarını daha keyif alabilir düzeye getirebilirler. Bu onların elinde. Sosyal hayatta başarılı ve mutlu kalmanın sırrı işte böylesi sağlıklı iletişimde gizli.
Ama sağlıklı iletişim kurma becerisine sahip olmayan insanlarımız için ise hayat çekilmez, yaşanmaz olarak tanımlanabiliyor. Bu tür insanlar bir kere kendileriyle barışık değiller bu sebeple de hayatlarında bir şeylerin eksik kaldığı düşüncesiyle hayattan yeterince haz almazlar. Olayları kötümserce yorumlarlar. Bazıları da kendilerinde mevcut eksikliklere tahammül edemediklerinden yahut kendi ezilmişliğinin acısını başkasından çıkartmak istercesine etraflarına saldırır dururlar. Kimileri başkalarına kızar hıncını diğerlerinden çıkarır. Kimileri ailesine kızar, patronuna öfkelenir sinirini çalıştığı iş yerindeki kişilere bağırıp çağırarak çıkarır. Kimileri arkasına güvenir hava atar veya sağı solu tersler, 'Var mı bana yan bakan?' misali haydut kesilir. Kiminin ruh sağlığı yerinde değildir dengesiz davranışlar sergiler. İşte bu saydığımız menfi davranış bozukluklarının sergilenmesinin tümü sağlıksız iletişimdir.
Böylesi sağlıksız iletişimleri sergileyen bireyler özellikle de devlet kurum ve kuruluşlarında görev yapan kişilerse artık siz düşünün neler olabileceğini? Bakın şimdi birkaç gün önce bir belediye otobüsünde cereyan eden bir hâdiseyi size anlatmak istiyorum. Yorumu da size bırakıyorum.
Geçtiğimiz Cuma günü Kayalı Park'tan Meram-Yaka otobüsüne binen bir arkadaşım ve aile yakınları maalesef şoför beyin hem kendilerini hem de yolcuların tümünü kapsayacak şekilde ağır ithamları, can acıtan sözleri, azarları ile şok derecesinde sarsılmışlar. 'Çabuk olun çabuk olun' diyerek azarlayıp yolcuları hırpalaması ve rencide edecek şekilde bağırıp çağırması son derece sağlıksız bir iletişim şeklidir. Nezaketten nasibi olmayan böylesi kamu görevlilerin davranışları tasvip edilemez. Ayrıca hemen her otobüste ilk binilen yer Kayalı Park durağı olduğundan otobüsler orada az miktar beklerler. Maalesef şoför bey hem suçlu hem güçlü. Bu sağlıksız süreci yaşattıktan sonra inerken bizim arkadaşımız arabanın plaka numarasıyla şoförün sürücü numarasını oğlu vasıtasıyla almak istemesi üzerine yaptıkları yetmezmiş gibi bir de 'istersen cep numaramı da vereyim' diye bağırarak camdan dışarı yanlış, çirkin el hareketleri de yaparak yoluna devam ediyor. Olayın vahametine bakar mısınız? Ayrıca belediye otobüsünde Bodrum'dan gelen bir hanım arkadaşımız ve kızı da var. Düşünün Konyalılar hakkında o misafir ne düşünecek? Nasıl utandık ve nasıl üzüldük! Bu şoför bey iş bulmuş ve şoför olmuş ama maalesef adam olamamış. Adamlık davranışlarla ölçülür.
Hep söyledik söylüyoruz insanımızı bozdular. Her meslek gurubu kendi içlerinde önce 'insanlarla doğru iletişim' dersleri almalılar. Hizmet içi seminerlerle bu açık mutlaka kapatılmalıdır. Böylesi kaba, saba, hoyrat hizmet anlayışı değişmeli. Kimse kendi içinde bulunduğu menfi durumunu başkalarına kurban etmemeli. Buna kimsenin hakkı yok. Vatandaşa nezaketle hizmet sunulmalı. Bizim dinimizin düsturlarında 'Halka hizmet Hakk'a hizmettir.' anlayışı hâkimdir.
Bu belediye şoförünü bütün kalbimizle kınıyoruz. Belediye yetkililerini göreve çağırıyoruz. Gereken lütfen yapılsın. Bir daha ne biz ne bir başkası bu tür nezaketsizliklerle karşılaşmasın istiyoruz. İşte sürücünün sürücü No:311. Cuma günü saat:3’te Kayalı Park'tan Meram-Yaka istikametine giden aracın plaka No:42 NV 322.