Başbakan Erdoğan AK Parti istişare toplantısına katıldı. İl ve ilçe başkanlarına seslenen Başbakan Erdoğan önemli açıklamalar yaptı.
İşte Başbakan Erdoğan'ın AK Parti istişare toplantısı konuşmasından satır başları:
- Sadece milletvekilleri düzeyindeki istişare yeterli değil. 76 milyonun nabzını tutuyoruz, talep ve isteklerin dikakte alınması için istişare mekanizmasını işlek tutuyoruz.
- Siyaset pasif zaman anlayışı ile değil aktif zaman anlayışı ile yapılır.
- 30 büyükşehir belediyesini almalıyız, kararlı olmalıyız.
- Öncelikle adeta bir çınar gibi besinimizi özümüzü derinlerdeki köklerimizden alacağız. Derinlere inecek o derinlerden tecrübeyi birikimi alacak en uçtaki filizlere kadar onları taşıyacağız. Çınarın kökleri tarih ise gövdesi bugün, dalları ve yaprakları ise yarındır. Kökleri güçlü tutacağız. Çınarın dalları ve yaprakları en az kök ve gövde kadar önemlidir.
- Sizler il ve ilçe başkanları olarak bu ulu çınarın milletin fertleri olarak gövdesi sorumluluk olarak da dallarısınız. Her birinizin vazifesi çok hayati. İlçenin nüfusu az olabilir, ücra olabilir ama hiç farketmez. Her bir dal çınarın gövdesinin sağlığı için hayati derecede önemlidir.
- Yayla olsun mezra olsun her bir insanımızın ilçesinde bir AK Parti başkanlığımızın olduğunu bilmesi gerekir.
- Genel Başkanlık makamımızdan sandık görevlisi makamına kadar her ferdimiz sadece hizmet için bu makamlardadır. Bizim tek gayemiz millete hizmettir. 24 saatimizi sadece ve sadece milelte hizmetle geçireceğiz. Hiçbir mazeret tanımıyoruz. Millete hizmet yolunda hiçbir engeli tanımıyoruz.
- Engeller karşısında korkan, yılan ve yorulan yolu açmalı, kanalları açık tutmalıdır. Boşa geçirecek tek bir saniyemiz bile yok. Her arkadaşım gece yastığa başını kyoduğunda 'Bugün milletim için ne yaptım?' sorusunu gözden geçirmelidir.
- AK Parti siyaseti milelte hizmetin bir amacı olarak görürken rakiplerimiz güç devşirme aracı olarak görüyorlar. Biz hizmet yoluyula siyaset yaparken rakiplerimiz sloganlar tahriklerle yapmaya çalılşıyor. Halkımız on yıllar boyunca devam eden gerilim siyasetinden dün olduğu gibi bugün de haz etmiyor. Milletimiz siyasetten bölücü bir değil birleştirici kucaklaştırıcı bir dil bekliyor.
- Bu AK Parti'nin bir yanağına vurana diğerini de çevireceği anlamına gelmez. İftiraları yutacağımız tepkisiz kalacağımız anlamına da gelmez. Ancak bu tahrik dilinin diline özellikle yerelde düşmeyeceğiz. Aldatan olmayacağız ama aldanan da olmayacağız.
- Siyasi partilerin üst yönetimi ile o partilere gönül vermiş kardeşlerimizi ayrı tutacağız.
- Sabır her zaman bizimle olacak. Bıkmayacağız, usanmayacağız, Tekrar tekrar anlatacağız. Su damlaya damlaya sabırla mermere nasıl deliyorsa aynı şekilde bizler de sabırla anlatmaya devam edeceğiz.
- Diğer siyasi partiler ayrımcılıktan medet umdular ve hala umuyorlar. Bu milletin arasına nifak sokulamadı. Bütün ayrıştırma horlama gayretlerine rağmen biz birleştirmek için sabırla samimiyet ve kararlılıkla vazifemizi yerine getireceğiz.
- 2014 Türkiye için kritik sonuçların alınacağı bir dönem olacak. Önce yerel seçimler yapılacak sonra Cumhurbaşkanlığı seçimleri. Gireceğimiz en kritik seçimlere hazırlanıyoru. Türkiye'nin daha çok zeminini belirleyen seçimlere girdik. 3 Kasım'dan bu yana zemini güçlendirdik. Artık istikbale çok daha fazla yoğunlaşacağız. Çoğu asrın projesi olarak tanımlanan projelerimizi tamamlayacağız. Artık detaylara yoğunlaşacağız.
- Çözüm sürecini tamamlayacak ve bu engeli tamamen ortadan kaldıracağız. Türkiye'de tarih yeniden yazılırken artık çok daha aydınlık bir geleceğin kapıları aralanırken hiçbiriniz bu sürecin dışında kalmayacaksınız. İnşallah istikbali de hep birlikte inşa edeceğiz.
- En küçük bir rehavete kapılmadan çalışmanızı rica ediyorum. 76 milyon içinde halini hatırını sormadığımız projelerimizi sunamadığımız tek bir kişi bile olmayacak. Biz fesatçılardan bozgubnculardan 10 kat 100 kat daha fazla çalışmazsak başarısız oluruz. Onlar 1 çalışıyorsa biz 100 çalışacağız. Onlar 1 kişiye ulaşıyorsa biz 10 kişiye hatta 100 kişiye ulaşacağız. Derdini dinlemediğimiz, doğruları kendine anlatmadığımız tek bir vatandaş kalmayacak.
- Biz aldığı komutla hareket eden robotlar değiliz. Biz farklılıklarımız olsa da aynı hedef uğrunda gönül birliği yapmış bir teşkilatız. Biz ksrette vahdet anlayışı yaşayacak bir teşkilatız. Birlik ve beraberlik içinde yeni zaferlere imzamızı atacağız.
- Kamuoyu araştırmalarında 'Acaba AK Parti teşkilatı o konuda ne diyor?' sorusuna dikkat ediyorum. Çözüm sürecine destek vermede AK PArti tabanı ne diyor? Eğer yüzde 100'e yakın bir destek yoksa taban politikası ile genel merkez politikası arasında bir sıkıntı var. O zaman kendimize bakmamız lazım. Demek ki biz kendimize bakamadık.
- Biz başkanlık sistemi tartışılıyor. Başbakan ve Genel Başkan söyledi tamam. Peki, sadece bizim Başbakanımız mı söyledi? Geçmişte Turgut Bey de söyledi bunun benzerini Osmanlı yaşadı. En gelişmiş ülkeler bu başkanlık sistemini yaşıyor ABD, Rusya gibi. Bizde muahlefetin propagandalarına AK Parti'ye oy verenler aldanırsa bu o zaman bize tavrını koyamayan bir teşkilat meselesine sahip çıkamayan bir teşkilat anlayışı getirir. Demek ki daha çok çalışacağız.
- Parlamenter demokrasi başkanlık sisteminde yoktur deniyor. Parlamenter sistemin olmadığı sistem kraliyetler haricinde hepsinde var. Nasıl çalıştığı önemli. Biz bunları tartışalım diyoruz. Bundan kaçınmamalıyız. Bir partili Cumhurbaşkanlığı olayını gündeme getirdik onu bile farklı yerlere çektiler. Fransa, ABD onu uyguluyor.
TEŞKİLATA FIRÇA ATTI
- Başkanlık sisteminde başkan kral değildir. Ama bizdeki bazı cahiller başkanı kral olarak gösterme cüretine girerek yalan söylüyorlar. AK Parti'nin kendi oy tabanı başkanlık sistemini de çok daha yere getirmelidir. Buna göre de gönderilen bütün bilgiler şu anda AR-GE birimimizin yaptığı çalışmalar dikkatle takip edilmelidir. Demek ki hazırlanan broşürler okunmuyor, toplantılar dikkatle dinlenmiyor. Biz bu adımları buna göre atmazsak meydanı boş bulanlar bu süreci sürdürürler.
- Bir çılgın projenin gerçekleşmesi için bize hendek atlatıyorlar. Basit bir çanak çömlek hikayesi Marmaray'da bize 3 4 sene kaybettirdi. Yazık değil mi? Her geçen zaman bu ülkenin aleyhinde rakam yazıyor.
- Projelerimiz ile ilgili birileri geliyor bence gereksiz bu diyor. Sen o aklı kendine sakla arkadaş.
- Ey Bahçeli; sen borçlandın, biz ödedik. Sıkılmadan, 'Gönder beni Yüce Divan'a diye meydan okuyor. Yüce Divan seni kabul eder mi etmez mi bilmiyorum. Olur ya zaman aşımına girdi, girmedi. Bunlardan istifade etme yoluna da gidebilir. Böyle şeyler de var. Durmadan meydan okuyor, kendine göre. Fakat ben, milletin hafıza kayıtlarına girsin diye şu anda arkadaşlarıma dedim ki 'bütün hazırlıkları getirin' bunları açıklayacağız ve teşkilatım olarak sizlere göndereceğimiz belgeleri sizler halkımıza anlatacaksınız. Bunların kirli yüzlerini görsünler.
- Şu anda, çözüm sürecinde, aynı blok, aynı cephe, birkaç eksiğiyle, fazlasıyla, yine tespih taneleri gibi AK Parti'nin karşısına dizildiler. CHP, MHP, Türkiye Komünist Partisi, emekli siyasetçiler, milletin defterini dürdüğü siyasetçiler, sandığa gömülüp oradan çıkamayan siyasetçiler, dikkatinizi çekiyorum, İşçi Partisi'nin önderliğinde, yeniden kucaklaştılar. Dün lakabı 'çoban' olanlar, şimdi İşçi Partisi'nin koyunu oldular. Güya ulusalcı CHP, İşçi Partisi'nin piyonu oldu. Güya milliyetçi MHP, İşçi Partisi'nin yedeği haline geldi.
- MHP'nin, terör örgütüne akıldanelik yapan İşçi Partisi'yle nasıl kucak kucağa olduğunu benim MHP'li kardeşlerim çok net olarak görüyorlar. Şu anda şehirlerde, bir avuç çapulcunun, Akil İnsanlar Heyeti'ne karşı gerçekleştirdiği eylemleri, İşçi Partisi ile bir avuç sözde MHP'linin yan yana yaptığını benim milletim de MHP'ye gönül vermiş kardeşim de görüyor.
- İşçi Partisi'nin şu anda Silivri'deki lideri (Doğu Perinçek), 1990'lı yıllarda Beka Vadisi'ne gitti, terör örgütü liderleriyle sarmaş dolaş fotoğraflar çektirdi. MHP, CHP, İşçi Partisi, ortak eylemlerinde bir zahmet o fotoğrafları da kullansınlar da kimin ne olduğunu millet daha iyi görsün.
- CHP'si, MHP'si, İşçi Partisi, Komünist Partisi, Emekli Siyasetçisi, can havliyle, terör bitmesin diye çırpınıyorlar. Kolay değil... On yıllardır kurdukları tezgah alt üst oluyor. Ekmek teknelerini kaybediyorlar. Ellerinde, milleti korkutacak, sindirecek, hizaya getirecek, siyaseti dizayn edecek hiçbir malzeme kalmıyor. Çok açık söylüyorum... İnanın, bunlar farz-ı muhal iktidara gelseler, Kandil'e davetiye gönderir, Türkiye'den çıkacak teröristleri mağaralarına geri buyur ederler. Çünkü terör yoksa, bunlar ayakta duramaz.
- Pazarlık asla ve asla söz konusu değildir. Bizi İmralı ile pazarlık sürecindeymiş gibi gösterenlere sesleniyorum; Biz şimdiye kadar bu milletin menfaatlerini pazarlık konusu yapacak kadar düşmedik ve alçalmadık. Müzakere, taviz verme, pazarlık asla ve asla söz konusu değildir.
- Normalleşen demokratikleşen ret inkar ve asimilasyon politikaları ile güçlenen Türkiye'de silahla şiddetle hiçbir şey elde edilemeyeceği anlaşılmıştır. Biz Türk kardeşimle Türk kardeşimin aynı zeminde kucaklaştığı bir vatan toprağını tesis ediyoruz. Yeni anayasaya da bir kavram oturttuk. Biz ne MHP'nin ne de bir başkasının anladığı Türk kavramını anlarız. Bizim yeni anayasa önerimizde yerini alıyor. Ama bunlar hedef saptırıyor. Kürt kardeşime dönüyorum Kürtçülük yapma diyorum ama Türk kardeşime dönüp siyasi Türkçülük yapmayın diyorum. Biz yaratılanı yaratandan ötürü severiz.
- Bugüne kadar hangi Başbakan Kürt vatandaşına Kürt kardeşim dedi? İlk benim. Bizde ret inkar asimilasyon politikaları yok. Tayyip Erdoğan'ı yaratan Allah Diyarbkaır'daki Kürt Mehmet'i de yarattı. Birbirimizi Allah için seveceğiz.
- Etnik bölgesel dinsel milliyetçilik yapmayacağız dedik yapmıyoruz da.
- Akil İnsanlar ilinize ilçenize geldiğinde siz de onlarla buluşun. Gerekli desteği verin. silahın olduğu hiçbir ortamda siyaset ve fikir varolamaz. Bu süreçten türkiye güçlenmiş olarak çıkacak. Şu anda Türkiye'de tarih yazılıyor. Sadece tarihe tanıklık etmeye değil inşa etmeye de birlikte devam edeceğiz.