Haberin olsun TÜRKİYE!
İklim kanunu adı altında küresel bir zulüm tezgâhı daha yürürlüğe konacak.
Hem de dünyada bu işin sözde öncülüğünü yapan ülkelerde en küçük bir gelişme dahi olmadan.
Peki, bu zulmü millete dayatan güç nedir o zaman?
Parasızlık mı? Vizyonsuzluk mu? Yoksa bizim bilmediğimiz bir takım sözleşme ve antlaşmalar mı var?
İklim Kanunu mecliste büyük ihtimalle Ekim ayı içinde görüşülmeye başlanacak.
Kasım gibi de kanunlaşırsa, yeni yılda da yürürlüğe girer.
Kanunla yepyeni bir vergimiz daha olacak.
Kısa adı KAV olan karbon vergisi.
Bu milletin yaşı müsait olanları kavın nasıl bir tutuşturucu olduğunu bilir ama şimdinin gençleri eskilerin yaşlılarından daha fazla tutuşacak gibi görünüyor bu vergiyle.
Nedeni bilinmez bir şekilde hızlı davranıyor iktidar.
Yarım yamalak ortada olan taslak henüz tartışılmadan, çevre söz konusu olduğu için ilgili kuruluşlardan görüş almadan, bir oldubittiye getirilip kanunlaştırılacak gibi görünüyor.
Hatta dahası Maliye Bakanlığı bünyesinde vergi ile ilgili birim bile oluşturuldu ve yönetici ataması yapıldı bile.
Anlaşıldığı kadarıyla ÖTV, MTV ve KDV gibi gelen ve bir daha gitmeyecek olan bir vergi KAV.
Adının karbon vergisi olduğuna bakmayın siz iğneden ipliğe her şeyi ilgilendiren bir vergi bu.
Nefes almak için temiz havayı ciğerlerinize çekip, sonra akciğerlerinizdeki kirli havayı doğaya geri üflüyorsunuz ve az da olsa gaz çıkarıyorsunuz ya, bu sebeple havayı kirletiyor, iklim değişikliğine sebep olduğunuz için vergi vereceksiniz.
Size; Ya nefes alıp vermeyin, ya da parasını ödeyin diyecekler.
Çünkü dünya onların dünyasıdır, Onların dünyasını "nefes alıp vererek" kirletirseniz, parasını ödeyeceksiniz.
Yok, dünya bizim dünyamız diyorsanız, dünyanıza ve geleceğinize sahip çıkacaksınız.
Aksi halde ısınma söz konusu olduğunda kıymeti ne olursa olsun yakıt bedeli dışında ekstra karbon vergisi ödeyeceksiniz.
Çocuklarınızı ve torunlarınızı görmeye gittiğinizde yada otel, motel, tatil köyü, pansiyon, apart, misafirhane ve kamp gibi yerlerde tatil yapmaya kalktığınızda, aracınıza aldığınız yakıttan başka ve konaklama vergisine ek karbon vergisi de ödeyeceksiniz.
Kendiniz ve çocuğunuz için internet aboneliği yaptırdığınızda veya dijital ortamda her türlü reklam, dâhil oyun, müzik, video, uygulama vs. olarak içerik satın aldığınızda dijital karbon vergisi ödeyeceksiniz.
Karbon vergisi bize uygun değil diyenlere hatırlatma:
İstanbul Sözleşmesinde ilk olduk, pandemi oyununda da ilk olduk. Korkarız ki şimdi iklim kandırmacasında da en önde olacağız.
Neden derseniz?
Dünyada sözümüz geçmese de, biz dünyaya meydan okuyan ülkeyiz ya kendi aramızda.
Bu sebeple de G20 zirvesinde varılan şeytani sonuçların tümünü şartsız ve kayıtsız imzalamış. İmzalamakla kalmamış, bu ifsat programlarının hayata geçirilmesi için gayretle çalışacak ülkelerin en başlarında olmaya sözler vermişiz.
Etrafınıza bir bakın.
Bizden başka milletin geleceğini tehlikeye atacak şekilde, küresel satanist çetelerin insan fıtratına aykırı çarpık fikirlerini kamuoyunda tartışmadan, istişare adıyla da olsa ilgili kurumlardan görüş almadan kabul eden başka ülke var mı?
Pandemi, küresel ısınma, AİDS ve hatta uzaylı istilasının nasıl bir hile ve algı yönetimi olduğunu herkes gördü.
Şimdi gündeme getirilen sahte iklim krizi de tıpkı öncekiler gibi bir küresel işgal projesidir ve ABD derin devleti denilen siyonist çete tarafından kontrol edilmektedir.
FARKINDA MISINIZ?
Konvansiyonel medya, sosyal medya, Hollywood vs. küresel sistemin rehin aldığı hükümetler ve siyasi partiler iklim enstrümanlarını kullanarak beyin yıkama ve zihin kontrol yöntemlerini kullanmaya başladıklarında, bunun insanoğlunun fıtratına ve menfaatine aykırı bir proje olduğunu düşünerek karar ver.
Küresel siyonist çete, algı operasyonları ile dünya ahalisinin büyük bölümünü lüzumsuz görerek azaltmak niyetlerini gizlemiyorlar.
Bu nedenle tek dünya, tek devlet, tek aile hatta tek dünya dini diyen tüm siyasetçiler ve bu aşkla yaşayan sivil toplum kuruluşları ile gazeteciler, vakit geçirmeden bu hayallerini yaşayabilecekleri ülkeye gitmekte özgürdürler.
Biz bu yalanın içinde olmayacağız.
Çünkü bu ülke bize yeter.