Azerbaycan, neredeyse 30 yıldır Ermenistan işgali altında olan Karabağ’ı kurtarmak için başlattığı operasyonuna tam gaz devam ediyor. Karabağ bölgesindeki köyler, şehirler bir bir Ermeni işgalinde kurtarılıyor…
**
Bugünlerde herkes İkinci Karabağ savaşının 27 Eylül 2020 tarihinde başladığını yazıyor ve konuşuyor. Bana göre ikinci Karabağ Savaşı 4 Eylül 2004 tarihinde Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de başladı…
**
Azerbaycan ve Ermenistan arasında varılan ateşkes antlaşmasından 10 yıl sonra yaşanan bir olayı ve olayın başkahramanı Ramil Seferov’un Azerbaycan’da milli kahraman ilan edilişi sürecini anlatmak istiyorum…
**
Azerbaycanlı Subay Ramil Seferov, 1977 yılında Azerbaycan'ın Cebrayıl bölgesinde doğdu. Karabağ bölgesinde Cebrayıl şehri 30 yıl sonra Ermenistan işgalinden kurtarıldı…
**
Ermenistan ile Azerbaycan arasında savaş çıktığında 12 yaşında olan Ramil Seferov, bir ortaokul öğrencisiydi ve babasının önerisi üzerine subay olmaya karar vermişti…
**
1993 yılında Karabağ Savaşı’nın sonlarına doğru Cebrayıl Ermeni güçlerince işgal edildi. Seferov’un çocuk yaşta ailesinden yakın akrabaları şehit oldu, kendileriyse göçmen durumuna düştü..
**
Seferov 14 yaşında yeni bir hayat kurmak için geldikleri Bakü'de, Cemşid Nahçıvanski Harp Okuluna başladı ve bir yıl sonra başarılarından ötürü Türkiye'ye gönderilerek İzmir'deki Maltepe Askeri Lisesi'nde 4 yıl eğitim gördü…
**
Daha sonra Ankara'daki Kara Kuvvetleri Okulundaki eğitimini tamamlamasının ardından bir sene de İstanbul'da Türk Silahlı Kuvvetlerinde staj yaptı. Ramil Seferov, Türkiye aşığı başarılı bir asker olarak yetişti..
**
2004 yılında NATO'nun Barış İçin Ortaklık programı çerçevesinde Macaristan Milli Savunma Üniversitesine üç aylık İngilizce eğitime başladı… Askeri kariyerinin zirvesine başarılı ve emin adımlarla ilerliyordu…
**
Macaristan’ın Başkenti Budapeşte’de Ermenistan ordusuna mensup Gurger Markaryan’ı tanıdıktan sonra hayatı baştan sona değişti…Taşnak zihniyetli Markaryan ile aynı sınıfta İngilizce eğitimi alıyorlardı…
**
Ermeni subay Markaryan, sürekli Ramil Seferov’u Türkiye ve Karabağ meselesi üzerinden tahrik ediyordu. “Karabağ’ı elinizden nasıl aldık? Kadınlarınıza nasıl tecavüz ettik? Askerlerinizi nasıl öldürdük” gibi tahrik edici cümleler kullanıyordu…
**
Ramil Seferov’un kendisi de Karabağlıydı ve ailesinin büyük bir kısmını Ermeni işgalinde kaybetmişti. Ermeni subayın tahriklerine dayanamayan Ramil Seferov, Azerbaycan’a dönüşüne yirmi gün kala Markaryan’ı odasında balta ile öldürdü…
**
Olay Ermenistan’da büyük infiale sebep olurken, Azerbaycan’da ise sevinçle karşılandı. Ramil Seferov ülkesinde milli kahraman ilan edildi. Fakat Macaristan Mahkemesi tarafından 2006 yılında ömür boyu hapse mahkum edildi…
**
Azerbaycan devleti Ramil Seferov’u kahramanların yalnızlığına terketmedi…Yıllarca Macaristan’dan Ramil Seferov’un iadesi için defalarca girişimlerde bulundu…
**
Macaristan’da iktidara “Türkiye dostu ve Turancı” bir hükümet geldi…Azerbaycan’ın haklı sesine kulak verdi. Macaristan hükümeti 2012 yılında Seferov’u Azerbaycan’a kimsenin ruhu duymadan iade etti…
**
Seferov’un ata yurduna anavatanına özgür olarak dönmesi Azerbaycan’da büyük sevinçle karşılandı. Ermenistan ise karıştı. Ermenistan hükümeti Macaristan’ı AB’ye şikâyet etti ve diplomatik ilişkilerini kesti…
**
İşgalci Ermenistan'ın Devlet Başkanı Serj Sarkisyan, gerekirse, Azerbaycan ile savaşmaya hazır olduklarını söyledi…Tehditlerin ardı arkası kesilmedi…Bu tehditten 10 yıl sonra savaş cephede başladı…
**
Azerbaycan’ın milli kahramanı Ramil Seferov, ülkesine döner dönmez binbaşı rütbesine yükseltildi. 8 yıl boyunca hapiste yattığı için ödenmeyen maaşının tamamı ödendi…
**
Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de yaşanan bu olay sıradan kriminal bir vaka gibi görünse de aslında ikinci Karabağ Savaşı’nın yeniden başladığının habercisiydi…Karabağ Savaşı aslında 2004 yılında Budapeşte’de başlamıştı…
**
Yazımı Ramil Seferov’un duruşma salonundaki tarihe geçen sözleriyle tamamlamak istiyorum:
“Benim ülkemin topraklarının yüzde 20’si bugün Ermeni işgali altında. Benim doğduğum şehir doğum günümde işgal edildi. Hala da işgal altında. Tarihte benzerine az rastlanır bir şekilde masum insanlar, çocuklar, kadınlar, yaşlılar öldürüldü. Bunların çekimleri hala duruyor. Kendi akrabalarım, kendi sevdiklerim öldürüldü. Ailem de dahil olmak üzere 1 milyon insan kendi topraklarından zorla göç ettirildi. Ermeni subayları tarafından yapılan hakaretler, sataşmalar içimdeki bastırmaya çalıştığım anılarımı tekrar canlandırdı. Markaryan’ın özellikle bayrakla ilgili hakaretleri ve duvarı yumruklayarak, ‘okuma zamanı değil savaş zamanı” diye tahrik etmesi maalesef yaşamış olduğum iç savaşı kaybetmeme neden oldu.”