Kehf Suresi 28-45 arasıdır. (Yorumsuz)
28-Nefsince de, sabah akşam rızasını isteyerek rablerine yalvaranlarla beraber candan sabret. Sen dünya hayatının süsünü isteyerek onlardan gözlerini ayırma. Kalbini, bizi anmaktan gafil kıldığımız, nefsinin kötü arzusuna uymuş ve işi hep aşırılık olan kimseye uyma.
29-Ve de ki: O hak Rabbimizdendir. Artık dileyen iman etsin, dileyen inkar etsin. Çünkü biz zalimler için öyle bir ateş hazırlamışız ki, duvarları, çepeçevre onları içine alacaktır. Eğer feryat edip yardım isteseler erimiş maden gibi yüzleri haşlayan bir su ile cevap verilir.(asit veya kezzap gibi) O ne kötü bir içecek ve ne kötü bir dayanma yeri!
30-İman edip de güzel davranışlarda bulunanlar var ya, şüphe yok ki biz öyle güzel işler yapanların mükafatını asla zayi etmeyiz.
31-İşte onlara Adn cennetleri vardır; altlarından ırmaklar akar, orada altın bileziklerle süslenecekler, ince ve kalın ipekliden yeşil elbiseler giyerek koltuklar üzerine dayanıp kurulacaklar. O ne güzel karşılık ve ne güzel kalma yeri!
32-Onlara şu, iki adamı misal olarak anlat: Biz bunlardan birine türlü-türlü üzümlerle iki bağ vermişiz, her iki bağın etrafını da hurmalarla donatmışız, aralarında da bir ekinlik yapmışız.
33-İki bağın ikisi de yemişlerini vermiş, hiçbir şeyi noksan bırakmamış, ikisinin ortasından bir de nehir akıtmışız.
34-İki bağın sahibinin ayrıca başka geliri vardı. Bundan dolayı bu adam arkadaşıyla münakaşa ederken: “Ben malca senden daha zengin ve insan sayısı bakımından da senden daha güçlü ve üstünüm” (Adamlarım çok) dedi.
35-Adam bu şekilde kendine zulmederek bağına girdi ve şöyle dedi: “Bunun hiç yok olacağını sanmıyorum”.
36-“Kıyametin kopacağını da zannetmem. Şayet Rabbimizin huzuruna götürülürsem, muhakkak orada bundan daha hayırlı bir sonuç bulurum.”
37-Bunun üzerine kendisiyle münakaşa eden arkadaşı da ona şöyle dedi: “Seni topraktan, sonra seni bir damla sudan yaratan, daha sonra da seni insan haline getireni mi inkar ediyorsun?”
38-“Fakat ben iman ederek diyorum ki: O Allah, benim Rabbimdir, ben Rabbime kimseyi ortak koşmam.”
39- Kendi bağına girdiğin zaman bu Allah’ındır, benim kuvvetim ile değil, Allah’ın kuvvetiyle olmuştur, deseydin ya! Her ne kadar beni malca ve evlatça kendinden az görüyorsan da”
40-Belki Rabbim, bana, senin bağından daha hayırlısını verir; senin bağına ise gökten yıldırımlar gönderir de, bağın Yalçın bir toprak haline gelir.
41-Yahut bağının suyu yerin dibine çekilir de bir daha suyunu çıkarıp bağını suçlayamazsın.
42-Derken serveti yok edildi. Bunun üzerine bağına yaptığı masraflara karşı ellerini ovuşturmaya başladı. Bağ, çardakları üzerine yıkılmış kalmıştı, “Ah keşke rabbime hiçbir şeyi ortak koşmasaydım diyordu.
43-Onun Allah'tan başka yardım edecek adamları yoktur ve Allah'a karşı kendi nefsini de kurtaramadı.
44- İşte burada yardım, yalnız hak olan Allah'a aittir. Onun verdiği mükâfat daha hayırlıdır, netice de daha hayırlıdır.