İhtifal yerine, gösteri olmuş

Ahmet Güldağ

Bu söylenen yeni ve bu yıl için değil. 1996’da İhtifal günü töreninde bulunan Pakistanlı dostumun sitem dolu kısalttığım söyleyişinden değerlendirmedir.

Bu konuşmayı 18 Aralık 1996’da yazmakla beraber, 20 Aralık 2002’de de tekrarladım.
Bir daha sunayım aşağıda sizlere ama sunsam tekrarlasam ne olacak ki? İlgililer önem veremedikten sonra.
 Öylemi acaba? İhtifal düzenleme ile ilgili tüm kuruluşlara göre!.
 Onlar her yıl gelecek yıl için “Daha ileri daha geniş ve görkemli olması için şimdiden çalışmalara başladık” beyanları basında yazılı TV.’ler de görüntülü olarak endam ederler.
Ne yaparlar ne ederler bilemeyiz ama günü gelir bir farkın görülüşü oluşur mu ben demeyeyim de..
Google de Özkara imzası ile 28 Aralık 2008 günlü HaberK Web sitesi yayınında ki “Mevlana yılından bu güne” yazısından kesik sunayım.
***
“…07 Mevlana yılı, Konya’nın yeterince değerlendiremediği hatta pas geçtiği bir yıl olarak değerlendirildi.
Lokomotif kuruluşlar olarak ön yüzde olanlar, elde edeceklerini düşündükleri başarılara ortak istemiyorlar diyenler oldu o günlerde…
Sivil toplum kuruluşları, tabiri caizse görev beklediler, üzerimize ne düşüyorsa yapalım dediler.
Değil görev vermek, değil sorumluluğu paylaşmak, yapılan faaliyetler bile lütfen mukabili duyuruldu.
Geniş katılımlı bir organizasyon hiç düşünülemedi.
Mevlana yılında sayısız projeler vardı.
Bazısının yüzüne bile bakılmadı.
Bazısı ciddiye alınmadı.
Çok daha geniş katılımlı bütün şehri kucaklayan faaliyetler yapılabilecekken, lokomotifin performansı kadar yol gidildi.
Koskoca Mevlana Kültür Merkezi boş olarak tutulmaya devam edildi.
Yer kıtlığına kıran girilmiş olacak ki, bazı kurumlar, bağdaş kurup otururken, bazı Yapı Kooperatiflerinin kongreleri, siyasi partilerin toplantıları burada yapıldı.
Mevlana Kültür Merkezinin, ilk iki kelimesi ortadan kalktı, sadece merkez kısmı elimizde kalakaldı…”
Sadece bu yıl mı eleştiri var? Buyurun değerli yazarlarımız ve dostum olan Merhum Sofu Tuğrul’un 1952 yılında ki yapılan, bu günlere göre daha anlam ve yerinde olabilen törenin bile eleştirisine ait yazısından da bir kesik!.
“Her sene; Ama her sene, 17 Aralık geçtikten sonra bir gürültü bir patırdı kopar: Bu sene Mevlânâ, büyüklüğüne lâyık bir şekilde kutlanamadı…”
*** 
2008 yılının İhtifal günlerinden önce yazmış. Son ihtifali giderek veya TV.’ler de seyrederek görmüşsünüzdür.
Değişen, siyasiler pardon Bakan, Muhalefet Lideri ve Başbakan’ın bol alkışlı konuşmalarından başka bir şey görebildiniz mi?
Nerede o yerli yabancı Mevlâna aşığı profesörler yazarlar ve davudi sesli naat ve Kuran okuyanlar, Semâ dönüşümünde tam bir semazen aşığı gibi başını hafif sağa eğmiş sağ kolu havaya açık avuçla alıp Sol kolu ile toprağa verenler…
***
Önceki yazılarımda Şeb-i Arûs’un başlangıcını, gelişimini ve İhtifal haftasına dönüşümünün Kapalı spor salonunda yapılışına kadarı anlatmıştım.
Ne oldu ise iş buradan sonra başka yön gelişimlere sahne oldu.
Önce ücretsiz yapılan Tören Turizm cemiyetince 1959 da 5 lira ücretliye çevrildi. Bu çevrilme ile o yıl gelen ve ücret almayan semazen, karaca ve mutrip heyeti “Biz ücretle çalışmadığımız gibi ücretli ihtifale de sebep olmayız…” deyip bir daha gelmediler.
Tabii yeni semazenler yetiştirildi(!) mutrip heyeti teşkil edildi ve kollar havada bugünlerde de olduğu gibi Semâ yapılmaya başlanmış oldu.
Bu sefer 100 yıl salonuna alınırken işleme Konya belediyesi el attı ve cemiyetin elinden aldı. Değişiklik yapacağım derken naat okunuşlarını Sayın Ahmet Özhan’ a okutturmaya başlanınca.. Sayın Özhan bugünlerde de dinlediğiniz gibi her yıl kendisince de bestelenen müzik değişimli naat ve ilahiler eklemiş ve işi alkışlı konser verimi haline getirmiş oldu. O tabii olacaktı da buna sebebiyet verenler düzenleyeceği yerde hayli bedel de öderken çok iyi yaptıkları ile övünmeleri yerinde mi idi acaba?
Ve birde o yıllarda Vali’nin Cumhurbaşkanına tören içinde plaket vermesi. Ve sonrada siyasilerin konuşma yapmalarına başlanılması…
Bu günlere getirmiş oldu.
Burada İhtifal dışı Konya Büyükşehir belediyesinin Mevlâna Semâ gösterileri olarak dünya çapında gayret gösterilerini konu etmiş olmuyor sadece ihtifal gününü konu etmiş oluyorum.
***
 Anlatımımı Pakistanlı dostumun 1996 yılında yayınladığım yazımda ki söyledikleriyle sona erdireyim.
  “Bu mu sizin ŞEB-İ ARÛS’unuz?.. Semâ Ayini- Düğün Gecesini, KONSER ve TİYATRO haline getirmişsiniz. O büyük Mütefekkiri incitiyorsunuz...” diye sitemine verecek cevap bulamamıştım...
Değişenleri siz değerlendiriniz demekten başka sözüm yok. Çünkü ilgilenen de yok!.
***
Sağlık ve esenlik içinde yaşam dileğimle…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.