BİR GENÇ İLE DÜNYA KURTULUR
Ağustos ayında göreve başlayan Saadet Partisi Konya İl Gençlik Kolları Başkanı Esat Ergener, Merhaba Gazetesi Haber Müdürü Hâlid Şen’in sorularını yanıtladı. 2003 yılından beri gençlik çalışmalarının içerisinde bulunduğunu ifade eden Ergener, gençlik üzerindeki değişimi ve oynanan oyunları anlattı. “En tehlikeli yanlış, doğruya en yakın olan yanlıştır. Gençlerimize pek çok şey doğru gibi gösterilip yanlışa yönlendiriliyor” diyen Ergener, “En büyük dezenformasyonlar televizyonlar ile oldu. Fitne büyük bir halde iken, bizim yaptığımız çalışmalar çok az bir yer kaplıyor. Fakat çalışmaya devam edeceğiz. Bir genci kurtardığımızda tüm dünyayı kurtaracağımızın bilincinde çalışmalarımızı sürdüreceğiz” dedi.
Uzun bir süredir gençlik ile ilgili çalışmaların içerisindesiniz. Gençlikle ilgili ne tür gözlemleriniz oldu?
2003 yılından beri, gençlik çalışmalarının içerisindeyiz. Bu noktada rabbimize şükrediyorum. Sivas, İstanbul’da, Ankara, Antalya’da ve Konya’da gençlik çalışmalarında, fikri noktada, ana kademelerde görev aldık. Lise ve orta okulda da görevlerimiz olmuştu. Türkiye’nin hemen hemen her yerine gitmiş, 5 şehrinde gençlik çalışmaları yapmış biri olarak söylüyorum ki; Gençliğimizin şu anki durumu ile geçmişteki durumu arasında dağlar kadar fark var. 15 yıl önce ile bugün arasında, cep telefon dahi bulmak zor iken, şimdi telefonsuz olmuyor. Tabii ki bu değişimde gençliğin yapısı da değişti. Burada büyük toplumsal mühendislik oyunlarının oynandığını görüyoruz. 15 sene önce ile bugünkü gençlik arasında büyük bir dezenformasyonun olduğunu görüyoruz. Gençlerin zihin yapısı arasında dağlar kadar farklılıklar var. her şeyden önce, o zamanki gençliğin hassasiyetleri çok fazla idi. Çok iyi olduğu söylenemezdi ama şu an sanki ahir zamana gelmiş gibiyiz.
GENÇLERİ ÖTEKİLEŞTİRMİYORUZ
Bunları nasıl örneklendirebilirsiniz?
Gençliğin temennileri, istekleri değişti. Pek çoğu nefsanileşti, dünyevileşti. Konya sokaklarında yapılan röportajlarda bile pek çok gencimiz “Lailahe illallah”ın manasını bilmiyor. Gusül abdestinin nasıl alındığını bilmeyen gençler ile karşı karşıyayız. Tabii ki biz yine bu gençlikle çalışacağız. Erbakan hocamızın ideali olan, ‘yaşanabilir Türkiye, yeniden büyük Türkiye ve yeni bir dünyayı” biz yine bu gençlikle kuracağız. Hiçbir gencimizi ötekileştirmeden, onların kanallarına girebilecek noktada çalışmalar yapıyoruz. Bu noktada, Eylül ayında çok geniş kapsamlı bir planlama toplantısı yapıldı.
Karasar bir tablo var. Peki umutsuz musunuz?
Umutsuz olmak Müslümanda olmaz. Her zaman ümit var olmamız lazım. Şunu eklememiz lazım. Gençliğin bu noktaya gelmesinin temel sebebi ülkemizi yönetenlerin gençliğimizi yanlış yönlendirmesidir. Hadiste, ‘Öyle Müslümanlar ortaya çıkacak ki, başlarını deve hörgücü gibi uzattıkları için cennetin kokusunu alamayacaklar’ diyor. En tehlikeli yanlış, doğruya en yakın olan yanlıştır. Gençlerimize pek çok şey doğru gibi gösterilip yanlışa yönlendiriliyor. Her şeyin ismi değiştirildi. Kumarın ismi şans oyunu, zinanın ismi flört oldu. Pek çok böyle örnek var. Gençliğimizin bu noktada beyinleri yıkandı, karakterleri değiştirildi. Ümit varız. Rabbimizin izni ile her şey Müslümanlara doğru dönecek. Erbakan hocamızın bir sözü daha, “Bu milletin külüne üfleseniz, Milli Görüş çıkar” 15 Temmuz’da gördük. Bu kadar ümitsiz olunan bir gençlik, 15 Temmuz hadisesi olduğu zaman hepsi sokağa çıktı, bu vatan, millet, İslam için canını verebileceğin gösterdi. Ümidimizi kaybetmememiz lazım.
PEK ÇOK KAVRAMIN İÇİ BOŞALTILDI
16-17 yıldır ülke yönetiminin başında olan bir hükümet var. Onlar da “Dindar nesil” söyleminde bulunuyorlar. Tarihimizle ecdadımızla ilgili diziler yapılıyor. Fakat farklı bir gençlik ortaya çıkıyor. Bunun sebebi ne sizce?
Birkaç şey söylenebilir. Kur’an’da “Yapamayacağınız şeyleri neden söylersiniz?” buyruluyor. Hükümetimiz bu noktada çok iyi şeyler yapmayı düşünüyor olabilir, kararlar almış olabilir fakat uygulamada hiçbiri yapılmıyor. Dünya sathında bakıldığında en çok üzerinde çalışılması gereken şeyin eğitim olduğunu bilmemize rağmen, 17 yılda 8 bakan değiştirdik. Her gelen bakan, eğitim sisteminin kötü olduğunu ve yeni bir sistem getirilmesi gerektiğini söylediler. Bunun sonucunda Türkiye’de matematik ortalaması 40 soruda 4 soruya kadar düştü üniversite sınavında. 250-300 bin öğrencinin puanları hesaplanmadı. Bir diğer nokta, bu süreç boyunca pek çok şeyin içi boşaltıldı. Tarih dizisinde başrol oynayan kişi dizide faizi yasaklayıp faiz alan kişiyi cezalandırıyor, reklam arasında da faiz reklamı yapıyor. Aslında hepsi birbiri ile bağlantılı. En büyük dezenformasyonlar televizyonlar ile oldu. Bizler söylemekten imtina ediyor, utanıyoruz ama, ensest, akraba arası ilişki hakkında bilgimiz yokken, 2008 yılında tüm evlere sokulan bir dizi ile, bir kadının hem amcası hem de yeğeni ortak ilişki içinde olabileceği dimağlara kazındı. Oğlunu kurtarmak için kendini satan kadınlara, kendi kızına aşık olan babaların bulunduğu dizilere kadar ciddi manada bir fitne ile karşı karşıyayız. Çocuklarımızı, gençlerimizi bu noktada kurtaramıyoruz. Televizyonu kapatsak, telefon var, bilgisayar var. onları engellesek, şehrimizin sokaklarındaki bilbordlar var. Fitne büyük bir halde iken, bizim yaptığımız çalışmalar çok az bir yer kaplıyor. Fakat çalışmaya devam edeceğiz. Bir genci kurtardığımızda tüm dünyayı kurtaracağımızın bilincinde çalışmalarımızı sürdüreceğiz.
GENÇLERİ KAZANACAK YOLLARI DENİYORUZ
Saadet Partisi Gençlik Kolları olarak ifsadın önüne geçme noktasında ne tür çalışmalar yapıyorsunuz?
Rahmetli Erbakan hocamız Kayseri’deki eğitim toplantısında şöyle demişti; “Eğer siz gençleri buradaki çalışmalara dahil edebilmek için, Erciyes dağının üzerinden paraşütçülük kursu açmanız gerekiyorsa, bunu en iyi bizim teşkilatımızın yapabilmesi ve herkesin orada paraşütle atlamayı öğrenmesi lazım” Bu noktada, biz gençleri çalışmalarımıza nasıl dahil edebiliriz diye düşünerek o noktada çalışmalar yapıyoruz. Mesela şu ana kadar 3-4 etkinlik yaptık. En çok ilgi çekeni, dil kursu. Bir siyasi parti dil kursu açar mı diyenler oldu. Temel mantığımız şu; Bizler gencimizi amuda kalkarak kazanacaksak, en iyi amuda kalkanın biz olmamız lazım. Kitap okuma günleri yapıldı, dil kursları, Pes turnuvası yapıldı. Film analizlerine başlayacağız. Gençlerimize sahip çıkma noktasında, eğitime önem veriyoruz. Her hafta toplantımızda bir konuda sunum yaptırıyoruz. Arkadaşlarımız hazırlığını yapıyor, yönetimimizi bilgilendiriyor. Gençlerin nelerden hoşlandığını, Konya’nın beslenme alışkanlıklarını, kültür sanat ile ilgili araştırmalar yaptık. Eğitim seviyesini artırıcı, doğru bir istikamette yetiştirecek adımlar atıyoruz.
Milli Görüş gençliği pek çok gençlik yapılanmasının örnek aldığı, “sayısı az olmasına rağmen” parmakla gösterilen bir teşkilat bunun sebebi ne?
Her şeyden önce, teşkilatımızda bulunan bir gencin dünyevi bir menfaati yok. En önemli sebep bu. Hocamız, “Bizim aramızdaki bağı artırmanın en iyi yolu, kardeşini düşünmektir. Aradaki menfaati yıkmanın yolu da budur” derdi. Başımıza başkan olarak belirlenmiş kişi, vasıfları bizden aşağı da olsa o kardeşimizle sorunsuz çalışırız. Burada herhangi bir menfaat yoktur. Bu her zaman böyle oldu, böyle olmaya devam edecek. Bizim gencimiz menfaati için değil, davası için çalışır.
SAHA ARAŞTIRMALARI YAPIYORUZ
Seçim çalışmalarınız başladı mı?
Biz seçimlere zaten başlamıştık, ilçe ziyaretleri yapıyorduk. Taşra ilçelerimiz zaten çalışmalarını yapıyordu. Sahaya inmiş durumdayız. İlçelerimizin sorunları nelerdir? Vatandaşın beklentileri nelerdir? Bunlarla ilgili çalışmalar yaptık. Özel çalışmalar da yapılıyor. Geçen hafta il yönetimimiz Çumra’ya bir çıkarma yaptı. Önümüzdeki süreçte Ereğli’ye bir çıkarma yapacağız. Kamuoyu araştırmaları yapıyoruz. Bunlar bir rapor haline getiriliyor. Adaylarımız da belli olduktan sonra her ilçenin kendi sorunlarına özel projelerle aktif bir çalışma yürüteceğiz. Milli Görüş belediyeciliği noktasında halkımızın talepleri var.
Kudüs’te, Yemen’de Doğu Türkistan’da Müslümanlar öldürülüyor, zulme uğruyor. Gençlik kolları olarak yaşanan zulümlere meydanlarda tepki gösteriyorsunuz. Bununla ilgili neler söylemek istersiniz?
Teşkilatımızda farklı görüşler çıkabilir fakat benim şahsi kanaatimi söylüyorum. Bizim bu coğrafyalardaki zulümlere, basın açıklamaları, mitinglerle verdiğimiz tepkiler, imanımızın en zayıf noktası. Yüzlerce binlerce miting düzenledik, en büyüklerini biz düzenledik ama, bunların hepsi buğz noktasında. İnşallah bunların mükafatını rabbimizden alacağız ama, çözüm değilmiş gibi görünüyor artık. Bizim, STK’ların yaptığı çalışmaları üst üste koysak, bunların hiçbiri dünya gündeminde en ufak bir yer işgal etmedi. Bush’a ayakkabı fırlatan gazeteci kadar haber değeri olmadı. Ses getirecek, dünyada ilgi uyandıracak eylemlere ihtiyacımız var. Mayıs ayında Brüksel'de Avrupa Konseyi binasının yakınında bir eylem düzenlemişti. Eylemde, son 10 yılda İsrail-Filistin çatışmalarında öldürülen Filistinlileri temsilen 4 bin 500 çift ayakkabı sergilendi. Bu eylem dünya basınında büyük etki uyandırmıştı. Ses getirdi. Bizim yaptığımız basın açıklamaları önemli, diri tutmamız gerekiyor ama farklı, ikici bir adıma geçmemiz lazım. Biz Doğu Türkistan, Yemen, Filistin noktasında sınıfta kaldık. Yiyecek götürüyoruz ama sadece aç bırakmamış oluyoruz. Elle düzeltme noktasında bir tepki koyamıyoruz. Zulümler katlanarak artıyor. Biz doğu-batı Kudüs’ü tartışırken yüz yıllık eylemler gerçekleştiriyorlar.
ESAT ERGENER KİMDİR?
1985 yılında Konya’da doğdu. Orta öğrenimini Mahmut Sami Ramazanoğlu İmam Hatip Lisesi ve Enderun Fen Lisesi’nde tamamladı. Cumhuriyet Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’ni kazandı. Çeşitli STK’larda, gençlik çalışmalarında aktif çalıştı. Üniversite eğitiminin son sınıfında Marmara Üniversitesi’ne geçiş yaparak “Diş hekimi” oldu. Daha sonra Selçuk Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümüne başladı. Şu an son sınıfında bulunuyor. İyi derecede İngilizce, orta derecede Arapça ve İspanyolca biliyor. Evli ve 2 çocuk babası. 2018 Ağustos ayından beri Saadet Partisi Konya Gençlik Kolları Başkanı olarak görev yapıyor.