Yeni Ümit ve Hira dergileri tarafından İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen ‘İslam Dininin Zenginliği İçtihad ve Kıyas’ temalı uluslararası sempozyumunun ilk gün etabı yapılan ‘ Tarihi Süreçte İçtihad’ oturumla son buldu.
Son oturuma, Suudi Arabistan'dan gelen Prof. Dr. Eş Şerif Hatim El Avni'nin ‘İçtihad, Tecdid ve Islah’ konulu sunumu başında yaptığı duygusal konuşması damgasını vurdu. Avni'nin, "Biz Haremeyn bölgesinden Mekke’den Medine’den sizlere bir şeyler öğretmek için gelmedik. Biz, Mekke’den Medine’den buraya sizlerden bereket nefhalarını almak için geldik. Bizler vahyin ilk bölgesinden geldik, Kur'an'ı size tilavet etmek için değil, ahlakınızla temsil etmiş olduğunuz Kur’an'ı öğrenmek için geldik. Bizler Hira mağarasının etrafından geldik, Hira’nın nurlarını idrak etmek için geldik." şeklindeki sözleri büyük alkış aldı.
Prof. Dr. Osman Kaşıkçı’nın başkanlık ettiği son oturumun ilk sunumunda Prof. Dr. Ali Bakkal, ‘Peygamber Efendimiz ve Sahabe Tabiin Döneminde İçtihad’ konusunu işledi. Prof. Dr. Bakkal, sunumunda “İçtihad, akıl ile vahyi birleştirme ameliyatıdır.” dedi. Sahabe içtihadının şura içtihadı şeklinde olduğunu dile getiren Bakkal, sahabenin birçok sorunu bu yolla aştığını dile getirdi. Bakkal, sahabenin başlıca içtihat metotlarının ise Kur’an-ı Kerim, sünnet, icma ve re’y olduğunu aktardı.
Oturum ikinci sunumunda ise Suudi Arabistan’dan Prof. Dr. Halid Müzeni, ‘Mezhep İmamları Döneminde İçtihad’ temasını ele aldı.
Müzeni, dört mezheplerin kendilerine ait fetvaları olduğunu ve bunun da içtihadın bir etabı olduğunu kaydetti. İmamların insanların zihinde geleceğe ışık tutan metotlarının hemen ortaya çıkmadığını, ortaya koydukları ekollerin müzakere ve istişareler yoluyla insanların hayatına en uygun şekilde hayata geçildiğini aktardı.
"MEDİNEDEN BEREKET NEFHALARINI ALMAYA GELDİK"
Oturumun son sunumunda ise yine Suudi Arabistan’dan Prof. Dr. Eş Şerif Hatim El Avni ‘İçtihad, Tecdid ve Islah’ konusunu anlattı.
El Avni’nin sunumu öncesinde salonu duygusal sözlerle selamlaması davetlilerden büyük alkış aldı.
El Avni sunumu başında “Size bir söylemle konuşamama başlayacağım. Söylemim genel olarak tüm Türk toplumuna olacak, hususi manada da hizmet erlerine olacaktır. Benim lisanım, benim memleketimde olan tüm vatandaşlarım adına insanlığa hizmet adına yarışan, çalışan tüm kardeşlerime teşekkür ediyorum. Buradan hareketle biz Haremeyn bölgesinden Mekke’den Medine’den sizlere bir şeyler öğretmek için gelmedik. Biz, Mekke’den Medine’den buraya sizlerden bereket nefhalarını almak için geldik. Bizler vahyin ilk bölgesinden geldik, Kuranı size tilavet etmek için değil, ahlakınızla temsil etmiş olduğunuz Kur’an'ı öğrenmek için geldik. Bizler Hira mağarasının etrafından geldik, Hira’nın nurlarını idrak etmek için geldik. Bizler Hacerül Evsedi aldıktan soran sizlere onun nurunu göstermek için geldik. Bizler Arafat’ta onlarca yüzlerce orada bulunduktan sonra duada bulunduktan sonra Kabe’ye yöneldikten sonra sizlere dua etmek için geldik. Cemerat taşlarını attıktan sonra size geldik şehvet hevesin taşlarını sizin huzurunuzda atmaya geldik. Bizler Mina’da durduktan sonra istenilen gayeyi vermeye geldik.” ifadelerini kullandı. El Avni'nin bu sözleri büyük alkış aldı.
Avni, "İçtihad, tecdid ve ıslah arasında olumlu veya olumsuz bağlantılar olabilir. Eğer içtihad ehli tarafından yapılmıyorsa olumsuz bir şeydir. Ehil hakiki isimler tarafından yapılmıyorsa ıslah, içtihad ve tecdid olmaz. Bunlar arasındaki bağlantıda elde edilemez. Bu bir tahrip olacaktır. Bir alim var bildiğini bilmiyor, bilmediğini de bilmiyor, insanlara zarar veriyor.” diye konuştu. CİHAN