Hz. Âdem ve Hz. Havva Kıssasında İnsanın Sorumluluğu

Dr. Aziz Armutlu

Hz. Âdem ve Hz. Havva’nın yaratılış ve cennetten çıkarılma kıssası, insanoğlunun tarih boyunca süregelen bir yanılgısını gözler önüne sermektedir. İnsanın yaratılıştaki sorumluluğu, Kıyamet Suresi’nin 36. ayetinde geçen “İnsanoğlu kendisinin başıboş bırakılacağını mı sanır?” ifadesiyle Hz. Âdem ve Hz. Havva’nın yasak ağaçtan yemeleri ve bunun neticesinde cennetten çıkarılmaları ile derin bir bağ içindedir. Bu olay, insanın sorumluluklarından kaçışının imkânsız olduğunu ve başıboş kalmayı umarak yapılan yanlışların kaçınılmaz sonuçlarla döndüğünü hatırlatması açısından önemlidir.

Kuran-ı Kerimde anlatılan bu kıssa Hz. Âdem ve Hz. Havva’ya verilen emrin ve uyarının ihmal edilmesi ile başlar. Allah, onlara cennette her şeyin özgürce kullanılabileceğini; ancak tek bir ağaca yaklaşmamaları gerektiğini bildirmiştir. Ancak şeytanın vesvesesiyle bu uyarıyı onlar unutur, nefislerine yenik düşer ve yasağı çiğnerler. Bu durum, insanın başıboş olmadığını; aksine belirli kurallar ve sorumluluklar altında yaşaması gerektiğini gösteren bir örnektir. Allah’ın emirlerine uymak, insanın dünya üzerindeki sınavının en temel unsurudur. Çünkü bu sınav, insanın kendini kontrol edip edemeyeceğini, verilen irade ile doğru yolu seçip seçemeyeceğini göstermektedir. Âdem ile Havva’nın durumu da insanın bu konuda zayıf olduğunu, başıboş bırakıldığını düşündüğünde yanılabileceğini gösteren bir ilk derstir.

Modern dünyada insanlar, çoğu zaman sınırların ve kuralların kısıtlayıcı olduğunu düşünerek özgürlüğe daha fazla yönelmektedirler. Ancak bu özgürlük yanılgısı, insanı bir süre sonra boşluğa düşürür. Sorumluluklardan uzaklaşılan her adımda, insanoğlu başıboşluk arzusuyla bir kısır döngüye girer. Ancak Kıyamet Suresi’nin bu ayeti, insanın yalnızca dünyada değil, ahirette de yaptıklarından sorumlu tutulacağını ve her hareketinin bir sonucu olacağını ifade etmektedir.

Hz. Âdem ve Hz. Havva’ya da irade verilmiş ve bu irade ile yasaklanan ağaçtan yememe emri verilmiştir. Fakat iradelerini yanlış kullanmaları, onların cennetten dünyaya sürgün edilmelerine neden olmuştur. İşte burada, Kıyamet Suresi’ndeki uyarı devreye girer: İnsan, iradesini yanlış yolda kullanarak başıboş davranabileceğini düşünmemelidir. Hayat, Allah tarafından bir düzen içinde yaratılmıştır ve insanın bu düzene uygun olarak yaşaması beklenir. İnsanın iradesini kötüye kullanması, onu dünyada yalnızca geçici bir rahatlığa ulaştırabilir; ancak nihai sorumluluklardan kaçmasını sağlayamaz.

Bu kıssa ve ayetler aynı zamanda bireylere ve toplumlara birer uyarıdır. İnsanlık tarih boyunca başıboşluk ve sınırları aşma eğiliminde olmuş bunun sonucunda bedeller ödemiştir. Hz. Âdem ve Hz. Havva, yasak ağaçla sınandıkları gibi, günümüzde de insanlara ahlaki ve etik sınırlar sunulmaktadır. Bu sınırlar, hem bireylerin hem de toplumların düzenini korumaya yönelik emirlerdir. İnsanoğlu, her türlü davranışının ve tercihlerinin sonuçlarıyla karşılaşacağını unutmamalıdır.

İnsan dünyada başıboş değildir; aksine Ahzab Suresi 72. ayette "Şüphesiz biz emaneti göklere, yere ve dağlara arz ettik de onlar onu yüklenmek istemediler, ondan çekindiler” buyrulduğu gibi emaneti dağların bile kabul etmediği büyük bir görevle bu dünyada bulunmaktadır.

Her birey, bu dünyada yaptığı her şeyin hesabını vereceğini bilerek hareket etmelidir. Sorumlulukların farkına varmak ve gereklerini yerine getirmek, insanı gerçek özgürlüğe ve huzura ulaştıracak olan yoldur. Çünkü başıboşluk değil; sorumluluk bilinci insanoğlunu gerçek anlamda insan yaptığı unutulmamalıdır.


İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.