Hüseyin Saydam: Bu Böyle Gitmez!

Siyasi partilerin Konya’daki il başkanları; siyasi görüşlerini, fikirlerini, şehrin sorunlarını ve çözüm önerilerini Merhaba Gazetesi Siyasetin Nabzı sayfaları için kaleme aldı.

Saadet Partisi Konya İl Başkanı Hüseyin Saydam 

Bu Böyle Gitmez!

Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennemden kurtuluş olan Ramazan Ayını idrak ettik. Bir kaç gün sonra bayram yapacağız. Şimdiden tüm hemşehrilerimizin mübarek Ramazan Bayramını tebrik ediyorum. Bundan önceki yıllarda diğer İslam ülkelerinin durumlarına üzülerek buruk bir bayram geçirirken, farklı bir burukluğu son 3 bayramdır biz de yaşıyoruz.  

Salgın dolayısıyla hiç alışık olmadığımız Ramazan Ayı ve bayramlar geçiriyoruz. Normalde iftar programlarının, teravih, hatim programlarının, Ramazan Ayı ile birlikte hem maneviyatın hem de muhabbetin yoğun yaşandığı bir şehirde yaşıyorduk. Ama 2 yıldır, küresel zalimlerin kurguladığı bir oyun mu, yoksa gerçek bir salgın ile mi karşı karşıyayız anlamaya çalışıyoruz. Hem Ramazan Ayı, hem de bayramlarımız bu alışkanlıklarımızdan uzak bir şekilde devam ediyor. Ama şu bir gerçek ki her halükârda bu küreselciler süreci kendileri açısından iyi yönetiyorlar ve amaçlarına ulaşıyorlar sanki.

Bu salgının, diğer insanları bilmiyorum ama Müslümanlar üzerinde ciddi değişiklikler yaptığı kesin. Alışkanlıklarımız değiştiriliyor. Birbirimizden uzaklaşıyoruz. Bununla ibadet şekillerimiz, örf ve adetlerimiz değişiyor. Yalnızlaşıyoruz. Küresel emperyalistlerin kurduğu bir kuruluş olan DSÖ, ibadet şekillerimizi, yaşam şeklimizi belirliyor. Onların belirlediği kurallarla hareket ediyoruz. Bu böyle olmamalıydı. Müslümanlar bu illete karşı kendi çözümlerini bulmalıydılar. Ama dağınıklık, suyun üzerindeki çöpler gibi hepimizi bir tarafa sürüklüyor. Rabbim sonumuzu hayretsin. Müslümanlara güç kuvvet, birlik versin.

Yine her Ramazan Ayında olduğu gibi, geleneksel siyonist şebekenin Müslüman kardeşlerimize yaptığı zulümler, bu Ramazan Ayında da devam etti. Son günlerde de zulümde zirve yaptılar. Müslümanların ilk kıblesi olan Mescidi Aksa'da namaz kılan, itikâfa giren kardeşlerimize camide iken saldırdılar. Neyse ki Allah'tan kınama diye bir şey var. En azından ama içinden gelerek, ama kamuoyunu rahatlatmak için olsun farklı Müslüman ülkelerden kınama mesajları geldi. Bu konuda hassasiyet göstermesi gerektiği şuurunda olan siyasilerden de kınama ve Filistin Halkının “yanındayız” tvitleri gecikmedi. Bu davranış şekli bizleri rahatlatmadığı gibi, bu cılız kınama mesajları aksine rahatsız ediyor. Hiç bir şey değişmiyor. İşgalci İsrail işgalini ve zulmünü daha da artırıyor. Yıllardır söylediğimiz “İsrail ancak güçten anlar.” cümlesini tekrar ediyorum. Cılız kınama mesajları yerine başta ülkemiz olmak üzere tüm Müslüman ülkeleri İsrail ve hamileri için yaptırım yapmaya davet ediyorum.

Dünyadaki yaşam devam ediyorken, bugün Avrupa, batılı devletler, Amerika, Çin, Rusya, Dünya üzerinde karar verici durumda olan devletler kendi insanlarının yaşam standartlarını, refah seviyelerini yükseltirken, kendi ülkeleri için her türlü güvenliği alırken; Müslümanların veya dini ne olursa olsun hamisi olmayan insanların yaşam standartlarının her geçen gün düşmesi, problemlerinin her geçen gün artması, hatta yaşayıp yaşamamalarının bir öneminin olmayışı bizim anlayışımıza göre kabul edilebilir bir durum değil? Bu böyle gitmez! Gitmemeli. Dilimize pelesenk olan “Yapacak bir şey yok" söylemini kabul etmiyoruz. Bizler aciz değiliz. Yapacak çok şeyimiz var!

Değerli Kardeşlerim ana tema şu. Siyasetimizin ana temelini oluşturan “Komşusu aç iken, tok yatan bizden değildir.” Hadis-i Şerifi’dir. Buradaki açlık, sadece karnımızın açlığı ile ilgili değil, her konuda meydana gelen açlıkla ilgilidir. Yeryüzünde bir kısım insanların hoyratça kullandığı nimet ne varsa, bundan mahrum olan tüm insanların bu nimetlerden faydalanması için gayret etmekteyiz. Yani bütün insanlığın saadetini istemekteyiz. Yiyecek, içecek, barınma, adalet, eğitim, teknoloji, refah seviyesi, aile saadeti, çocuklarının geleceği, psikolojisi, sağlığı, endişesi ne varsa bunları gidermek ve problemlerini çözmek için çaba sarf etmekteyiz.

Sadece bir kesime yapılan, belirli kesimi mutlu eden çalışmalar bizi mutlu etmiyor. Bir kısım insanların refah içerisinde yaşayıp bir kısım insanların sefalet içerisinde yaşamasına üzülüyoruz biz. Büyük bir kesimin yoksulluk, açlık sınırında yaşayıp mutlu bir azınlığın olmasına üzülüyoruz biz. İsrafa, şatafata, gösterişe, faize sınırsız para bulunurken, yoksul ve gariban insanımıza gelince “Ne yapalım işin fıtratı böyle”, “Geçmişte de böyleydi” rahatlığı bizim içimizi acıtmaktadır.

Ramazan Ayı boyunca yapılan yardımlar, gidilen evler, o çocuklar, hanımlar. Bunlar bizi mutlu etmiyor. Yapılan yardımlar güzel. Ama bu insanlar bu çağda neden bu halde sorusunu soruyoruz. Oturdukları evler, yaşadıkları mahalle, çocukların üstü başı. Neden çözüm bulunmaz? Yoksulluklarına sebep olan şey bulunup bunu çözmek çok mu zor? Ne adına olursa olsun, intihar eden insanların intihar sebebine neden çözüm bulunamaz?

Ülkemizin imkanları, Rabbimizin verdiği nimetler ve bunların yerli yerinde kullanılmayışı bizi rahatsız ediyor. Biz bu çarpıklığa razı değiliz. Bu adaletsizliği kaldırmak, yaşanabilir evler, aile saadeti, yaşanabilir mahalleler, yaşanabilir şehirler kurmak için çalışmaya devam ediyoruz. Bunun için yönetime talibiz. Yolunu yöntemini biliyoruz ve çözeriz Allah'ın izniyle. Kuru bir temenniden ibaret değil söylediklerim. Geçmişteki icraatlarımız bunun ispatıdır. Ülkemiz, İslam Coğrafyası ve Dünya siyaseti adına yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır.

Yeryüzünde bulunma gayemizi tekrar anlamak ve atacağımız adımları ona göre atmak durumdayız. Şayet problemler çözülmeyecek, küresel zalimler Yeni Dünya Düzenlerini kurmak için İslam Coğrafyası üzerinde zulümlerini sürdürecek ve yeryüzünü kan ve gözyaşına boğmak için her türlü yola başvuracaklar ve bizler de eli kolu bağlı sadece kınama mesajları ile geçiştireceksek, iktidarımızın, elimizde bulundurduğumuz gücün bir faydası olmayacaksa konuyu anlamamışız demektir.

Değerli ve duyarlı hemşehrilerimiz; biz artık daha fazla bahane dinlemek istemiyoruz. Hâlâ 40 -50 yıl önceki problemleri konuşup hâlâ bunlara çözüm bulmak yerine bahane üretenleri görmek istemiyoruz. Bunları birlikte çözebiliriz. Doğru tercihte bulunup çözümün bir parçası olmak durumundayız. Sağlık mutluluk ve huzur dolu günler diliyor, bayramınızı tebrik ediyorum. Allah'a emanet olun.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri