17 Mayıs 2021…
Bu tarihin benim için ne kadar özel bir günü ifade edeceğini önceden bilemezdim ama ömür vefa ederse, yıllar geçse de unutmam o günü herhalde.
Yok, kişisel ve bana has bir şey olduğundan değil. Fakat şu var ki, 15 aydır içinde bulunduğumuz malum pandeminin gerektirdiği zorunlu kısıtlamalarla, hele ki hemen ardımızda bıraktığımız karantinanın sonlanmasıyla ilgili bir şey bu.
Normalde o saatlerde kendimi evden dışarıya atmak gibi bir adetim hiç mi hiç olmasa da, sabah saat 9 gibi dışarıdaydım. Bunun için gayet geçerli ve mantıklı sebeplerim vardı tabi görünürde. Ne var ki bunların hepsi, günün ilerleyen saatlerine de rahatlıkla ertelenebilecek şeylerdi. Yani görünürdeki geçerli sebeplerin her biri birer bahaneydi aslında. Karantinanın son bulmasını gizlice kutlama bahanelerim… Maskeli de olsa katılmam gereken bir balo, bir bahar şenliği ve atmam gereken sevinçli bir hürriyet çığlığı vardı. İçimde hapis kaldıkça sesinden dolayı kulaklarımı tırmalayan bu nidayı bir an önce azat etmeliydim. Ve böyle düşünen tek kişi de ben değildim.
Gördüm. Herkesin yüzünde gizli bir bayram sevinci, coşkusu ve neşesi vardı. Zafer çığlıkları, atmosferi tatlı bir terennümle doldurmuştu. Yüzleri okuma konusunda çok kötü olmayan herhangi birisi için bile gayet açık ve okunaklı tebessümler vardı suratlarda. Sonra bir şarkı dönmeye başladı kafamın içinde: Bir bahar akşamı rastladım size / Sevinçli bir telaş içindeydiniz… Tabi yaşanan durumu tam olarak karşılamıyordu sözler ama bu kez de bir bahar sabahında işte öyle sevinçli bir telaş dolaşıyordu insanların içinde, arasında; yerde ve gökte. Çağrışımlarda bire bir anlam aranmamalı zaten, öyle değil mi?
Terziye gidiyordum. Sabah 9’da yapmam gereken en asli görevim, işte buydu! İnternetten sipariş verdiğim pantolonun paça boyunun kısalması lazımdı. Bu arada sanki herkes 1.80’miş gibi kıyafetler üretenleri buradan kınıyorum yeri gelmişken. Hatta şunu da eklemem lazım ki giysilerde S, M ve L bedenlerin yanı sıra XL, XXL, XXXL VE XXXXL kesimler rahatlıkla bulunabilirken, ne hikmetse, XS bile bulmak çok zordur. Bu yüzden XS ile karşılaştığım zaman sevinçten gözlerim dolar. Evet bu uygun beden bulma konusunda yaşanan sıkıntıyı da belirtmek istiyorum bu vesileyle. Neyse. Hele ki bu kez XXS bulduğum için fazla düşünmeden sipariş etmiştim işte. İyi de olmuştu ama paça boyunun ayarlanması lazımdı şimdi. Dedim ya, tüm bunları sabah erkenden halletmem gerekiyordu, inanın. Ne de olsa takvimler o gün 17 Mayıs’ı gösteriyordu…
O sırada cüzdanımda bozuk para olmadığı için 100’lük bir banknot uzattım. 95 lira olan para üzerini geri getirmek için diğer esnaf dükkanlarını dolaşmaya çıktı, genç ve mahir terzi. Bunu yaparken, o küçük ve yerleşik iş hanında dolaşırken, onun da içindeki binlerce kelebek kanatlandı ve çevresini bir ışıltı sardı. Günlerdir ne para kazanmış ne de bozdurmuş olmanın sebep olduğu durgun sudaki bu ilk ve küçücük hareketlenme, hayatın, canlanışın ve baharın tam da o günlerde hızını almış olan uyanışının aydınlık bir nişanesiydi. Bildim. Tüm bunları gözlemlerken de yine, “bir bahar akşamı rastladım size…” diye başlayan şarkının tınısını duydum kulaklarımın içinde. 17 Mayıs 2021, güzel bir sabahla başlıyordu işte!
Günün ilerleyen saatlerinde de, hep ama hep o şarkıyı duyup dinledim. Bir yandan da biliyorum, dereyi görmeden paçaları sıvamak bu, biraz. Daha bitmedi ki… Tekrar artar mı? Yeni bir kısıtlama süreci daha yaşanır mı? Hani geçen yıl 1 Haziran’da olduğu gibi? Fakat bu kez aşılarımız var, bu sefer elimiz daha güçlü, öyle değil mi? Nüfusun ancak %20’lik bir kesimine tekabül ediyor olsa da aşı karşıtları var bir de gerçi. Anlamak mümkün değil, kızmamanın mümkünatı yok azizim! Dilerim bu kişilerin sayısı o kadar ama o kadar azalır ki, XXS ya da boyu tam gelen bir pantolonla karşılaşma ihtimalim bile çok daha fazla olur, diyerek de konuyu bağlayayım ben şimdi o zaman.