Hukuk ve Hayat Derneği, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bazı basın organlarına yaptığı 'HSYK'nın elinde olanlar çok sınırlı. Zaten şimdi yargı süreci başlıyor. Sulh Ceza hakimleri bu süreci götürecek. Bugüne kadar toplanan tüm deliller, paralel yapı olgusunu şayiadan vakaya dönüştürdü.' ifadeleri ile ilgili açıklama yaptı. Yapılan açıklamada, "Bırakın hukuk devletini, otoriter rejimlerde bile bu ifadeleri bir yöneticinin kullanması mümkün değildir." denildi.
Başbakan bu ifadeleriyle Sulh Ceza Hakimlikleri’nin kendisi gibi düşünmeyen muhalif insanlarla mücadele için kurulduğunu adeta itiraf ettiğini belirten dernek "Başbakan’ın yargı üzerindeki tüm baskılarına rağmen kastettiği yapının varlığı ve hukuk dışı uygulamalarıyla ilgili bir türlü somut bir delil elde edilememiştir. Bunun üzerine başta '17 Aralık Yolsuzluk soruşturması' şüphelileri hakkında tahliye veren hâkimler olmak üzere, Süper Yetkili Sulh Ceza Hâkimliklerine atamalar yapılmıştır. Yargı hiç bir dönemde bu kadar yürütmeye bağlı hale getirilmemiştir. Bunu en iyi bilenler ülkemizin aydın insanları ve siyasetçilerdir. Daha dün HSYK hakkında açıklama yapmak için yollara düşen, özellikle hukukçular ve hukukçu STK’lar, bugün adeta lal kesilmektedirler. Bu da kendi menfaatlerimize uygun bir demokrasi anlayışımızın olduğunun açık bir göstergesidir. Son dönemde yaşanan keyfi uygulamalarda; bu hukuksuzlukları yapanlar kadar, buna seyirci kalanların da sorumluluğu vardı." açıklamasında bulundu.
"BU MAHKEMELERİN VERECEĞİ KARARLARIN İSTİKLAL MAHKEMELERİNİN VERMİŞ OLDUĞU KARARLARDAN HİÇBİR FARKI OLMAYACAKTIR"
Ayrıca konuşmada geçen 'şayialar vakıaya dönüşmüştür' ibaresi de artık soruşturmaların bağımsız yargı tarafından değil de bizzat yürütme tarafından yapıldığının açık göstergesi olduğunu vurgulayan dernek açıklamasını şöyle tamamladı: “Soruşturmaya konu şüphelilerin avukatlarının bile öğrenemediği dosya içeriğinden, Sayın Başbakanın nasıl haberi olmaktadır? Ülkemizde kuvvetler ayrılığı ilkesi yerle bir edilmiştir. Devletin tüm yerleşik demokratik unsurları yerle bir edilmektedir. Hem de bu açıkça gazete ve televizyonlara beyanat vermek suretiyle yapılmaktadır. Yargı erki uzun süre bu travmayı üzerinden atamayacaktır. Sulh Ceza Hakimliklerinin kurulması ile ilgili itirazlarımız ile HSYK’nın yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığına gölge düşürecek atamalar yapmaması yönündeki itirazlarımız dikkate alınmamıştır. Bu mahkemeler daha çalışmaya başlamadan önce meşruiyetini kaybetmiştir. Bu mahkemelerin vereceği kararların İstiklal Mahkemelerinin vermiş olduğu kararlardan hiçbir farkı olmayacaktır. Fakat aynen İstiklal Mahkemelerinde olduğu gibi bu kararlar tarih ve gelecek nesillerin vicdanlarında mahkum olacaklardır." CİHAN