Hukuk Güvenliği

Ahmet Güldağ
Hukuk ve adalete güven duyulması gerekirken…
Son günlerimizde güvensizlik tartışmaları çoğunluk içine girmekte!..
Bu güven ve güvensizlik ortamları aslında, sadece üst makamlar ve hukuku tatbik eden üst kurullarla alakalı ve yeni de değil...
Siyasiler için olunca ortaya çıkmış gibi görülen bu durum, aslında binlerce büyük veya ufak hak aramalarda, cezalandırmalarda veya soruşturmalarda maalesef kendisini gösteriyor...
***
Bu durumlar, Medyaya intikal edince, ortalık karışıveriyor!.
Sağ olsunlar. Vatan ve Millet menfaati için mi yoksa baskı sayısı için her şey mubah mı düşüncesinde olduklarını bir türlü kalın kafamın alamadığı sözde Ulusal Medya…
İşi karıştırmakta, basın özgürlüğü altında, söylenmeyenleri söylenmiş olmamışları bile oluşmuş gibi gösterip…
Ödüle layık olacak kadar başarılı olabiliyorlar!..
***
Zaman zaman çıkan manşetleri şöyle bir hatırlasak;
“Böyle adalet olur mu? “Adalet yerini buldu.”, “Büyük hırsızlık ve soyguncular suçsuz bulundu.” “Baklava çalan çocuklara on yıl, ayakkabı çalan çocuğa 27 yıl verilirken bomba pimi verip 4 askerin şehit olmasına sebep olan 4 yıllık ceza aldı” “Üniversite ilgili bir davada YÖK yetkili derken diğer birinde kabul ediş kararı verildi.” “Polis yakalıyor, hukuk salıyor!..” vb.!.
Bunları çoğaltmak mümkün...
Hele Ergenekon da denilen davalar için hukukçulardan da öte emekli olmuşlarla siyasilerin fetvaları ve müvekkil kabul edişleri yanında taraf tutan medyanın yayınlarında
Kâh iyi olumlu kâh olumsuz başlıkları görürüz.
***
Hukuka göre, suçlu bulunup Emniyet güçlerince yani Polis veya Jandarma ilgililerince tutuklanıp savcılığa daha sonra Hâkim karşısına çıkartılanlardaki sonuçlar…
Ekseriyetle delil yetersizliği veya suçlu bulunmadığı neticesine varılıp, ya savcılıkta yada Hâkim kararıyla serbest bırakılıveriyor!...
***
Bir düşüncedir alıyor insanı...
Burada birileri yanlış yapıyor ama hangisi?..
Madem suçlu değil, delil yok. Emniyet güçleri neye göre yakalamış savcıya getirmiştir.
Savcı da suçlu bulmuşsa delilsiz nasıl mahkemeye verebilmiştir?..
***
“Emniyet güçleri kanunlara göre mi yakalamıyor yoksa diğerleri de mi tam inceleyemiyor?” diye düşünceye varıyor insanlar!.
Veya kanunlar o kadar elastiki manaları içerebiliyor ki herkes kendisine göre yorumluyor tatbik ediyor?
Çoğu hukukçular da fazlaca bu kanaatte oluyor.
Daha çok bunun üzerinde duruyorlar...
Yasa koyucular yasa çıkarırken başka kanunlarla irtibatının oluşumunu incelemeden kararı veriyor, boşluklar da buradan çıkıyor kanaatine varıyorlar...
Netice de ya suçsuz ya da mağdurlar görüyor hak aramada ki zararını
***
Banka soydular diye tutuklanıp dosyalarla mahkemeye gönderiyorlar...
Kimi tutuklanmadan yurt dışına çıkıyor, uzun müddet sonra bazısı yakalanıp geliyor, bazısı kendisi...
Geliyor veya peşin tutuklanmış ama yeniden yasa çıkıp mahkeme değişince, aylardır tutuklu hayat geçirenler önce tahliye ardından berat ediveriyor…
Sadece onlar mı? Bilhassa Banka hortumlayanlar da girer bu minvale..
***
Hangi taraf ta yanlışlık var diye bir düşünce alıyor vatandaşı!..
Ve hukukun sağlıklı yürüdüğü  yürümediği kararsızlığı  içinde oluyor insanlar!..
Baksanıza Milliyet gazetesinin hayli önce internette yaptığı ankettin  “Yargıya güveniyor musunuz” sorusuna...
Yüzde yetmiş beşe varan “ Güvenmiyoruz” cevabıyla karşılaşılıyor...
Ya bilgisayarı ve interneti olmayanların kanaati de düşünülürse...
 Siz varın neticeye...
*** 
Yine de bedbin olmayalım. Hukuku istedikleri yöne çevirenler de dâhil…
İleri günlerimiz de..  
Hukukun, insan haklarının ve demokrasi gelişiminin ilerlemesi için karar verecek Adalet mensuplarımız yerini bulunca “Adalet Yerine oturmuş olacak” insanların adalete güveni perçinleşecektir inşallah.
***
Sağlık ve esenlik içinde yaşam dileğimle…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.