İnsanız...
Etten kemikteniz...
Duygularımız var...
Bazen duygularımızın esiri olup, yanlış adımlar atabiliyoruz...
Ya da yanlış kararlar...
Çoğumuz zorluklar karşısında direnemeyiz...
Böyle durumlarda beyaz bayrağı çeken oluruz...
Yani, pes ederiz...
İşimiz de, aşımızda, günlük yaşamımızda küçük bir olumsuzluk karşısında kırıcı olabiliyoruz..
Sabretmeyi ya da tahammül etmeyi düşünemiyoruz...
Sabretmenin ve tahammül etmenin bir imtihan olduğunu göz ardı ediyoruz...
Hep bardağın boş olan tarafına bakıyoruz...
İyi şeyleri değil de, kötü şeyleri görürüz!
Dedim ya, insanız...
Etten kemikteniz.
xxx
Bu günlerde içim daralıyor...
Daraldıkça da, daha agresifleşiyorum...
Ne yapabilirim ki, elimde değil...
Hiçbir şey dışarıdan görüldüğü gibi değil...
İçi beni, dışı seni yakar cinsten.
xxx
Neyse...
Biz yine de sevelim...
Sevgisiz yaşanmıyor...
Bardağın dolu tarafına bakmakta yarar var...
Hayata karşı daha pozitif...
Daha sevecen...
Daha şefkatli...
Daha merhametli...
Ve...
Daha hoşgörülü.
xxx
Söz “hoşgörü”den açılmışken, bir filmden söz etmek istiyorum...
Mutlaka seyretmişsinizdir...
Sermiyan Midyad'ın “Hükümet Kadın” filmini...
Filmin bir sahnesinde önemsediğim bir replik var...
Ömrüm boyunca duyduğum en güzel, dolayısıyla da hoşgörüyü en güzel tarif eden sözler...
Filmin başrol oyuncusu Ercan Kesal'ın, yani filmdeki ismiyle Aziz Veysel'in ağzından çıkıyor bu sözler...
“Dünya senden olmayanlarla hoştur. Onların sana verdiği ilimlerle, kıymetlerle, gönüllerle hoştur. Sadece senin gibiler değil, senden olmayanda çok yaşasın ki, sen de yaşa… Hele bir de onun gözünde gör şu fani dünyayı… Herkes beyaz olsa o zaman beyazı fark edemesin ki değil mi? Veyahut da siyah… Beyaz en güzel siyahta belli eder kendini… Beni ben yapan yegâne şey, benden olmayandır. O yoksa sen de yoksun… Ne anlamı kalır ne rengin belli olur ne de tadın.”
Muhteşem ötesi...
Bu güzel yazıyı, sıradan birine değil, mesleği güzel yazı yazmak olan bir Hattat'a yazdırıp, çerçeveletip, duvarlarımıza asmalıyız...
Ne yalan söyleyeyim; ben düşünüyorum...
Sadece bu sözleri duymak için, “Hükümet Kadın” filmini defalarca izledim...
Aslında siyasetçilerin de bu filmi izleyip, o sözleri kulaklarına küpe yapmalarını çok arzu ederdim...
31 Mart'ta yapılacak yerel seçimler öncesi, birbirlerine en ağır sözlerle yürüyen, parti liderleri ve belediye başkan adayları, bu güzel sözlerden sonra belki geri vites yapabilirler mi?
Kim bilir.
xxx