Bütün peygamberler bir kavme, bir bölgeye gönderilirken Peygamber Efendimiz Muhammed Mustafa (sav) On Sekiz Bin Alemin Peygamberidir. Kabul etseler de etmeseler de Efendimiz Hristiyan, Yahudi, Budist vd. tüm ins ve cinnin de Peygamberidir.
On Dört Asırdır beşeriyete hidayet yolunda nur saçmaya devam ediyor.
Cahiliye Dönemi yine devam ediyor aslında. Kıyamete kadar da hep devam edecek. ''Hak ve Batıl'' savaşı Hz Ademle başladı, İsrafil (a.s)ın son düdüğüne kadar bitmeyecek.
Ne büyük bir nimet ki bu mücadelede Liderimiz Efendimiz.
O, ''Size iki şey bırakıyorum biri Kur'an diğeri sünnet. Onlara sımsıkı sarıldığınız müddetçe doğruluktan ayrılmazsınız.'' diyen bir rehberimiz var hamdolsun!
Oysa bizler Efendimize inandığımızı iddia ederken, yaşam tarzımızla batılılardan hiç geri durmadık. O’nun gibi yaşamadık. Gizli gizli şirk yaptık, israfmış harammış hiç takmadık.
Batılın karanlığında dört nala ilerliyoruz, şaşkın, bitkin küfür dolu...
Dünyayı sevdik dünya daldık.
Ne Kur'an'a sarıldık, ne sünneti yaşadık...
Zulüm zirve yaparken bizler tribünden seyretmekteyiz.
Hayatımızda sünnet yok.... Kur'an yok.
İnandık mı inandık!..
En iyi Müslümanız işte... şekilci, şuursuz, umursuz, CİHADSIZ...
Müslümanları katleden kafirlerden medet umuyoruz, yardımı onlardan bekliyoruz...
Şimdi şekil değişti diri diri toprağa gömülmüyor çocuklar şimdilerde diri diri denizlerde boğuluyor çocuklar... kıyılara vuruyor masum bedenleri...
Bu dönemin cahiliyesinde Müslümanlar ağlıyor, ağlıyor hep ağlıyor...
Biz ağlamasını iyi biliriz!
Biz cihad bilmeyen, ılımlı, 'cici' Müslümanlarız!..
Biz CİHAD etmeyi unuttuk!
Biz Hz. Peygamberin Cihad ettiğini unuttuk!
Unutturulduk!
Biz sünneti yemeğe tuz ile başlamak, suyu üç defada içmek diye sadece yemede içmede yapılır zannettik.
Efendimizin niçin cihad ettiğini, nasıl cihad ettiğini, neden cihad etmemiz gerektiğini hiç öğrenemedik, öğrenemiyoruz, öğretilmiyor.
Velhasıl kurtuluşun tek yolu Peygamber Efendimizi sadece ibadet öğreten değil, yaşamımıza şekil veren olduğu anlayamadığımız sürece hem dünya hem ahiret hayatımızı tehlikeye atarız.
Tekrar tekrar Hoş Geldiniz Efendim..
Hoş Geldiniz
Sen doğdun Sultanım on sekiz bin alemi rahmet bürüdü
Bin yıldır yanan ateş senin nurunla söndü
O gece doğan yıldız acı verdi Yahudilere
Sanem dolu Kabe’de serildi putlar yere
Çekildi suyu o gece Save Gölü kurudu
Kisra Sarayları’nın sütunları savruldu.
Coştu Semave Deresi nurunla çağladı taştı
Kahinlerin büyüsü kehanetleri şaştı.
Mevlit Kandiliniz Kutlu Olsun.
Selam ve dua ile...